Uyumadan önce Son kez şunları mırıldandım;
Umarım tanrım... Umarım benim için güzel planların vardır🌟 🌟 🌟 🌟 🌟
Sabah bay Thomas ve tanımadığım birinin gülme sesleriyle uyandım. Uyku mahmurluğu ile sağıma soluma şaşkınca baktım. Yüzümü tavana çevirip, Neredeydim ben? Saat kaçtı acaba? Bay Thomas neden hep gülüyor? Gibi birkaç soru sordum kendime.Aklımdaki saçma sorulara fazla odaklanmadan etrafa bir göz attım. Sonunda yatağın karşısındaki duvarda asılı saati görünce gözlerimi sabitledim. Saat henüz 09.00'du. Bütün gece yağmur yağmıştı ve ben yerimi yadırgadığım için rahat uyuyamadım, hatta hiç uyuyamadım. Uykusuzluğum ruh halimi de etkilemiş olmalı ki içimde sebepsiz bir öfke hakimdi, her an sinirden çığlık atabilecek kıvamdaydım.
Uykumu alamadığımda çok sinirli olurum ve genelde ilerde pişman olacağım şeyler yapar veya söylerim. Umarım bugün benim için zor geçmez.
Uykum kaçtığı için üstümdeki yorganı tekmeleyerek üstümden yere fırlattım, yatakta oturur pozisyona geldim ve sinirle kafamı kaşımaya başladım. Neyseki odanın içinde banyo vardı ve sabah sabah bay Thomas'ı yada mike'ı görmek zorunda değildim.
Uyuşuk adımlarla banyoya doğru ilerledim ve işlerimi hallettim. Lavobada ellerimi yıkadıktan sonra dolapları karıştırmaya başladım.
Birkaç rulo havlu, şampuan, duş Jeli ve birkaç ıvır zıvır daha, ancak diş fırçası yada diş macunu yoktu.
Sinirle dolabın kapağını kapattım. El mecbur Musluğu açtım ve ağzıma su doldurup gargara yaptım. Diş fırçalamanın yerini tutmasa da iş görürdü.
Banyoda işlerimi hallettikten
Sonra odaya geri döndüm ve üstüme dünkü kıyafetlerimi giydim, ardından hışımla odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Kapıyı açar açmaz karşımda siyah kalem etekli ve beyaz gömlekli, tahminimce otuzlu yaşlarında olan kadını görmeyi beklemiyordum. Saçlarını sıkı bir topuz yapmış ve gergin yüzüyle bana bakan Kadın benden önce davranıp konuştu:-günaydın zara hanım, bende sizi uyandırmaya geliyordum. İyi uyuyabildiniz mi?
Huysuz bir ses tonuyla:-uhh.. günaydın. Sen de kimsin?
-ah özür dilerim efendim, kendimi tanıtmayı unuttum. Ben lucy, bu evin baş hizmetçisiyim. Ve sizinle özel olarak ilgileneceğim.
-pekala lucy... Banyoda neden dış fırçası yok?
Kadın bir an afallasada hemen toparlandı ve cevap verdi;-üzgünüm zara hanım diş fırçası koymak aklıma gelmedi, hemen temin ettireceğim.
Dedi ve mahcup bir şekilde bana baktı, daha fazla sinirli kalamadım ve ;-her neyse... Umarım kahvaltıyı kaçırmamışımdır?
Dedim ve dilimi dudaklarımda gezdirip sırıttım. O da bu hareketime güldü. İçimden bir ses bu kadınla iyi anlaşacağımı fısıldıyor.
- merak etmeyin zara hanım kahvaltı hazır beyefendiler sizi bekliyorlar, buyrun bu taraftan.
Dedi ve bana gülümseyip önümden yürümeye başladı. O yolu gösterirken bende uzaylı görmüş masum köylü gibi topuklu ayakkabılarını inceliyordum. Nereden baksan 10cm olan topuklularla hiç sendelemeden nasıl merdivenlerden inebiliyor aklım almıyor. Birden aklıma sabah duyduğum yabancı ses geldi, belki hizmetçi lucy bilir düşüncesiyle sormak istedim:
-ıhm... hizmetçi lucy, sana birşey sormak istiyorum.
-Tabii buyrun zara hanım.
-sabah Thomas beyin ve başka birisinin sesiyle uyandım, sen biliyor musun Thomas beyin kiminle konuştuğunu? Ve birde sana lucy Abla desem olur mu? Belli ki benden büyüksün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olağanüstü
FantasyHiç zamanda geri gitmek istediniz mi ? Ne garip ki ben hergün gidebiliyorum ... Kapak Tasarımı @fecocukk 'a ait