Duygu'dan,
Okulun son dersinden bir önceki dersteyiz.Yani kulüp dersinde.Ben Buket,Yağmur,Ece ve birkaç kişi ile birlikte Sinema ve Fotoğrafçılık kulübündeyim.Şansıma kulüp bizim sınıfta toplanıyor.Gizem ise müzik kulübünde.Ta en alt kata müzik sınıfına iniyor arkadaş.
Dersin bitmesine son 10 dakika.Türkçe öğretmenimiz bir şeyler anlatıyor ama biz onu dinlemiyoruz bile.Arkada bir dedikodu gurubu oluşturduk:Buket,Yağmur,Ece ve ben.
"Kızlar sizce Ceren kimden hoşlanıyor?"dedi Ece.Normalde çok suskun bir kızdı ama hiçbir dedikodu ondan kaçmazdı.
"Bence kimseden hoşlanmıyor."dedim.
"Hoşlanıyordur birinden illa ki."dedi Buket.
"Bir insanın illa birinden hoşlanması mı lazım?"dedi Yağmur beni savunarak.
"Aynen."dememle birlikte zil çaldı.Gizem'le aramızda kararlaştırmıştık.Kantinde buluşacaktık.Bu yüzden ben de son sürat yukarı çıktım.
Kantinimiz en üst kattaydı. Bizim sınıf ise kantinin iki kat altındaydı. Bizim sınıf ile kantinin arasında ise 12'lerin sınıfları vardı.
Kantine çıkarken sevgili Mika'mızı gördüm. Birbiriyle konuşuyor,gülüşüyorlardı.Bir süre onlara baktım.Sonra aralarından Arda beni görünce hızla yukarı çıktım.
Kantine girdimve boş masalardan birine oturdum. Gizem'i beklemeye başladım.Yaklaşık 5 dakika sonra sevgili Gizemciğimiz kapıda göründü.
"Nihayet teşrif edebildiniz Gizem hanım." diye söylendim.Aslında dalga geçiyordum.
"Kes sesini Duygu. En alt kattan en üst kata çıktım ve ölüyorum.Benim sinirlerimi bozma."dedi.Gerçekten de nefes nefese kalmış ve kızarmıştı.
"Tamam tamam hadi otur."
Gizem'den
Müzik kulübünde hocanın anlattıklarını dinliyormuş gibi yapıyor; alttan alttan mesajlaşıyordum. Zilin çalmasına yaklaşık beş dakika vardı. O sırada hocanın dediği şeyin ilgimi çekmesiyle ona döndüm.
" 'Hit the Road Jack' şarkısını söyleyeceğiz ve kıyafetlerinizi siz seçeceksiniz."
Kulüpte topu topu dört kızdık. Bir de erkek:Erdem malı. Kendisi 11. sınıftı ve uyuzun tekiydi. Saydığım beş kişi ve hoca dışında kimse müzik kulübünde değildi. Kızlarda ön plana çıkan kişi Betül'dü. Tabii kızın anası babası müzisyen, bir de sesi güzel olup türlü türlü müzik aleti çalabilince biz arkada anca vokal yapıyoruz. Allah arttırsın ne diyeyim?
Bu düşünceler içindeyken zil sesiyle yerimden sıçradım. Tabi ben sıçrayınca telefon da kanatlandı ve hoca da bunu gördü. Önce telefonuma, sonra da bana ölümcül bakışlar atarak sınıftan ayrıldı. Ben de onun ardından sınıftan çıktım. Duygu'yla anlaştığımız gıibi kantine çıktım.
Çıkarken değerli Mika üyelerini konuşurken gördüm. Konuşup gülüşüyorlardı - emin olun Kayra'nın tabiri caizse anırışını görmek istemezdiniz-, ayrıca gelen geçeni umursamadan küfürlü espriler yapıyorlardı. Hadi ama, 12'ye gidiyolar diye bu kadar kayırmaları çok saçmaydı. Bu düşüncelerimi kenara iterek yukarı çıktım ve kantinin kapısını yöneldim.
"Nihayet teşrif edebildiniz Gizem hanım." diyen sese yöneldim ve Duygu'yu gördüm.
"Kes sesini Duygu. En alt kattan en üst kata çıktım ve ölüyorum.Benim sinirlerimi bozma."dedim.
"Tamam tamam hadi otur." dedi. Karşısına oturdum. O sırada kapıda Buket'i gördüm ve ona seslendim.
"Bukii! Gelsene!"
Dediğimi yaparak bu tarafa doğru yöneldi.Ağır adımlarla yanımıza ulaştığında "Selam." dedi.
"Selam." diye karşılık verdi Duygu.
O sırada ne olduğunu anlayamadan Bilge, Ece ve Lale bizim masamıza kuruldu.
"N'abersiniz?"dedi Ece neşeyle. " İyiyiz, sizen n'aber?" dedim.
" Hiç işte öyle takılıyoruz." dedi Bilge. " Mika işleri nasıl gidiyor?" dedi Duygu.
" İyi işte. Biz de onunla ilgili bir şeyi sormak için geldik size." dedi Lale. Duygu ile anlaşmış gibi kaşlarımızı kaldırarak onlara baktık. Buket ise, yavrum, bir şey anlamamış, bir bize bir Bilgelere bakıyordu.
" Şimdi biz bunları takip ediyoruz falan da, bunlar bizi farkediyorlar. Eğer farklı gruplar halinde onları takip edersek daha geç farkediliriz diye düşündük." dedi Ece.
" Bize bu konuda yardım eder misiniz?"
O an Duygu'yla bakışlarımız birleşti. İkimizin bakışları da çok duygu yüklü değildi. Alt tarafı oyun tarzı bir şeydi. İkimiz de aynı anda "Tamam, varız." dedik.
En fazla ne olabilirdi ki?..
