Ben Nilay. 15 yaşındayım. Bu gün okulun ilk günü, çok heyecanlıyım. Annem aşağıdan bağırdı ve yemeğe çağırdı. Alelacele okul kıyafetlerimi giyip indiğimde babam ve annem sofrada beni bekliyorlardı.
-Günaydıııın,dedim sevinçle. Onlarda bana gülümseyerek "günaydın" dediler.-Haydi okulun ilk günü geç kalıcaksın okuluna, çabuk ol, dedi annem. Bende hemen masaya oturdum ve kahvaltı etmeye başladım. Sofrada sevdiğim kahvaltılıklar vardı ve bunları yemeden gitmeyi düşünmüyordum. Tam en sevdiğim peynire elimi atmıştım ki;
-Çabuk ol Nilay,dedi babam. Ağzıma çabucak bir şeyler atıp elime çantamı aldım. Babam her zaman okula kendisi götürürdü beni. Bu günde farklı olmadı ve beni okula babam götürdü.Okula varana kadar babamla beraber bir sürü şarkı söyledik. Babam eğlenceli biriydi yaşının adamı değilde karşısındakinin yaşına göre yaşı olan bir adamdı. Okula varınca babam çantamı verdi. Babamı öpüp arabadan indim. Okulumu severdim. Hocaları cana yakındılar. Öğrencilerinin çoğu egolu olsada, bu okul her zaman sempatik gelmiştir bana.
Okula girdim ve sınıfıma gittim. Her zaman en arkada ve cam kenarında otururdum. Yine oraya geçtim ve yanıma en yakın arkadaşlarım Yağız ve Gülçin geldi.
-Naber, dedi Yağız ağzını yaya yaya. Böyle konuştuğunda ağzına bi tane vurasım geliyordu. Bunu kendisi de bildiği için konuşuyordu zaten.-Yağıız, dedim ve gülmeye başladı. Gülçin ikimize göre daha ağırbaşlıydı. Sanırım yetiştirilme biçimindendi çünkü Gülçin'in ailesi de böyleydi. Yağız bana daha çok benziyordu. İkimizde hareketli ve kıpır kıpırdık. Tabi Yağız'ın peşinden koşan kızlar kadar benim peşimden koşan erkekler yoktu. Okulun yarısı Yağız'ın peşinden koşuyordu. Zaten okulda adımızın duyulması Yağız sayesindeydi. Gülçin de güzel bir kızdı onun da arkasından koşan çoktu ama kimseye bakmamıştı.
Benim ise ne sevgilim ne de peşimden koşan olmuştu. Çoğu erkek ilk başta çıkma teklifi ediyor ertesi günse istemediklerini ve özür dilediklerini söylüyorlardı. Bundan bir şey anlamıyordum ama umrumda da değildi. Çünkü artık kimseyi takmamam gerektiğini biliyordum.
-Bu gün okula yeni bir çocuk gelmiş herkes onun dedikodusunu yapıyor sen gördün mü Nilay?, diye sordu Gülçin.
-Hayır görmedim, dedim ve kestirip attım. Çünkü artık yeni çocuklara karşı ilgi duymamayı öğrenmiştim. En son çok yakışıklı dediğim çocuk ertesi gün dövülmüş gelmişti. Çocuk beni gördüğünde kötü bir şey olacakmış gibi kaçıyordu. Neden böyle oldu bilmiyorum ama bir süre sonra onu da takmamaya başlamıştım.-Niye sadece Nilay'a soruyorsun Gülçin burda bende varım ayıp denen bişey var.dedi Yağız
-Canım Nilay'a sormak istedi Yağız.Gülçin Yağız'ın beni korumasından hiç haz almazdı nedenini sorduğumdaysa onun beni Gülçinden daha çok sevdiğini düşündüğüymüş ama bence bu sadece onun kuruntusuydu. Zil çaldı ve içeriye öğretmen girdi. İlk derse matematik koymuşlar. Hiçmi vicdan yoktu bu müdürde. Bu arada müdürü hiç sevmem. Kendini beğenmiş adamın tekidir. Okuldaki kimseden onun iyi biri olduğunu duymamışımdır.-Evet bu gün ders işlemeyeceğim arkadaşlar. Herkes yaz ödevlerini getirsin., dedi hoca. Hemen ödevimi çantamdan çıkardım ve hocanın yanına gittim. Hoca kitabıma bakarken;
-Bu gün sana çok benzeyen bir çocuk geldi okula Nilay, yüz simanız çok benziyor ,kuzenin mı?,dedi. İlk defa birinin bana benzediğini söylüyordu biri o çocuğu çok merak ediyordum.
-Yok hocam görmedim, dedim ve hoca kitabıma baktıktan sonra yerime geçtim. Ama aklım hala o çocuktaydı acaba kimdi ve bana nasıl benziyordu. Hiç akrabamız yoktu. Babam tek çocuktu, annem de öyle... O çocuk bana nasıl benziyordu hala anlayamıyorum. Tenefüs zili çaldı ve hoca sınıftan çıktı. Ben hala kendi düşüncelerime dalmış düşünürken yanıma Yağız geldi.-Ne oldu Nilay?, diye sordu
-Bi şey yok Yağız, sadece yeni gelen çocuğu düşünüyordum. Bana çok benziyormuş hoca öyle söyledi ama nasıl, bizim hiç akrabamız yok ki ne annemin ne de babamın.
-Bunu mu düşünüyorsun gerçekten, diye güldü Yağız ama bilmiyordu ki ben kimseye benzemiyordum ya da bana kimse benzemiyordu. Biraz güldü ama sonra üzüldüğümü görünce gülmeyi bıraktı ve;
-Hadi kantine inip sıcak bi şeyler içelim Gülçin hocanın yanında kitabını göstermeye gitti., dedi ve beraber kantine indik.Sıcak çikolata alıp kantindeki masaya oturduk. Biraz sonra yanımıza Gülçin de geldi. Onu ilk defa böyle görüyordum. Ağzı kulaklarına varıyordu. Onun gülümsemesine eşlik ederek;
-Ne oldu yüzün de güller açıyor, diye sordum. Oda kızardı ama cevap vermedi fazla sıkıştırmak istemedim,çünkü kendisi istediği zaman bize kendisi söylerdi. Ama Yağız susmadı ve Gülçin'i sıkıştırmaya başladı. Gülçin sonunda söyeldi ve;
-Ben yeni çocuğu gördüm, dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE AİLE
Teen FictionBelkide hayatımı bir yalanla yaşasaydım,bu kadar yanmazdım...