Sabah gözüme gelen güneş ışığıyla uyandım. Gözlerimi açmayı hiç istemiyordum. Dün olanların bir rüya olmasını ve bir daha o kabusu hiç görmemeyi sıkıyordum. Gözümü zor da olsa araladım. Ben şu an nerdeydim? Odam değil! Hastane odası değil! Peki neresiydi burası? Etrafı gözlerimle tararken gözüme bir saat çarptı. Saat iki miydi! Peki sabah iki mi? Öğlen iki mi? Hava sıcak olduğuna göre öğlen ikiydi. Ne kadar çok uyumuşum böyle! Yerimden kalktığımda yerde duran terliklere baktım. Üzerinde kana benzer bi sıvı vardı. Birden aklıma dün olanlar geldi tekrar ve içimi bi huzursuzluk kapladı. Dün az daha tecavüze uğrayacaktım. Eğer Kayra ve Orçun olmasaydı şu an paramparça ve intihar etmek istiyen diğer kızlar gibi olabilirdim. Kayra'ya ve Orçun'a bir özür borcum vardı. Kayra'ya karşı içimde gittikçe büyüyen tarif edemediğim şeyler vardı. Ne olduğunu bilmiyorum ama içimin Kayra'ya doğru akmasına sebep oluyordu. Artık Kayra'ya baktığımda yüzüme bir gülümseme isteği doluyordu. Acaba Kayra ne düşünüyordu.
Ayağa kalkıp dışarıya gideceğim sırada kapı açıldı ve içeriye Kayra girdi. Yanıma gelip;
-İyi misin, diye sordu. İyi miydim? İyiydim. Sadece biraz başım ağrıyordu. Ama iyiydim.
-İyiyim, dedim ve yüzüne baktım. Yüzünde tek bir çizik tek bir leke bile yoktu. Nasıl bu kadar mükemmel olabiliyordu! Ona doğru gözümü hiç kırpmadan baktığımı fark ettim. Kafamı aşağı eğip utanarak yere bakmaya başladım.Benim utandığımı görünce hafifçe gülüp kendine çekip sarıldı. Bu neydi şimdi,ne işe çok hoşuma gitmişti. Ben ne olduğunu anlamadan ellerim onun boynuna doğru gitti. Ben de ona sarıldığımda beni kendine daha çok çekip başını boynuma gömdü. Bu beni biraz gıdıklasa da bir şey demedim. Şuan o kadar huzurlu ve mutlu hissediyordum ki, keşke haftalarca hatta yıllarca böyle kalsaydık.
Ben böyle düşünürken odaya Orçun girdi. Bizi böyle görünce ilk başta şaşırsada sonradan bir şey demedi. Zaten demesine de gerek yoktu. Ben direk Kayra'dan ayrılınca Kayra biraz huysuzlandı ama bir şey demedi. Kayra Orçun'a kötü kötü bakarken ben de Orçun'a döndüm. Yüzündeki ifadeden sanki bir şey diyecek gibi duruyordu ama cesaret edemiyordu sanırım. En sonunda konuşmaya başladı;
-Nilay sana bir şey söylemem gerek. Kendini iyi hissediyor musun? İstersen sonra da söyleyebilirim.,deyince ne söyleyeceğini merak ettim. sonra söyle dersem ne olduğu kafamda kalacak ve ben onu Orçun söyleyene kadar merak edecektim.En fazla ne söyleyebilirdiki?
-Söyleyebilirsin,kendimi iyi hissediyorum,dedim. Orçun derin bir nefes alıp tekrar geri verdiğinde Kayra'ya baktı. Gözlerinde bir endişe vardı. Sanırım önemli bir şey söyleyecekti. Tekrar bana döndü ve ağzını açtı.Ben bir şey söyleyecek diye beklerken o tekrar ağzını kapattı. O böyle yapmaya üç dört kere devam edince artık dayanamayıp;
-Söyle Orçun iyi hissediyorum dedim ya,artık söyleyeceğin şeyi söylemelisin!, dedim ve onu cesaretlendirmek için gözlerine doğru baktım. Orçun ise "Sonra söylerim." diyerek gitmişti. Ben tekrar Kayra'ya döndüğümde onun da bana baktığını fark ettim.Bu çocuk başından beri beni mi izliyordu ve şu an ne kadar tatlı göründüğünün farkında mıydı? Ben ne diyorum ya! "İyice kendini aştın Nilay aferim sana" dedim kendi kendime ...
KAYRA'DAN
Sabah gözlerimi açar açmaz bu yaramaz küçük kızın yanına gittim. Dün akşam bu kızı o adamın elinde görmüş ve deliye dönmüştüm. Eğer bu küçük kız orda elleri ayakları bağlı durmasaydı o adamı elimi kana bulamadan bırakmazdım. Zaten bırakmamıştımda. Adamın bütün iletişim yollarını kesmiş,ayrıca adını soyadını öğrenmiştim. Bakalım bu şerefsiz kızlara elini sürebilecek mi bir daha? Gerçi eli olacakmı o da bir muamma. Onu bizimkilere vermiş ve onun bir kıza tecvüz girişiminde bulunduğunu söylemiştim. Bizimkiler taciz tecavüzcülere karşı özel bi ilgi duyup, onlara karşı özel taktikler kullanıyordu. Onlara o şerefsizi tanıtamamıştım ama Orçun ve Aslan'ın o adamı bizimkilere çok iyi tanıttığını biliyordum.
Tekrar kıza baktığımda içimde ona karşı büyüyen sevgiyi fark ettim. İlk gördüğüm zaman "hiç bir işe yaramaz bu kız" diye düşünsem de şimdi gözüme güzel geliyordu. Ses çıkarmamaya çalışarak yanına doğru yaklaştığımda uyurken de tatlı olduğunu gördüm. İçimdeki yanaklarını sıkma isteğini susturmaya çalışsamda karşı gelemedim istemsizce ellerim yanağına gitti ve biraz yanaklarını sıktım. Biraz mırıldanıp karşı gelmeye çalışsa da uyku sersemi bir şey yapmadı. Elimi çenesinin kenarından kaydırıp boynuna doğru yol aldım. Huylanmış olacak ki elimi ittirmeye çalıştı. Ben de fazla uğraşıp onu uyandırmak istemediğim için yanından kalktım. Kalkınca beni görmesini istemiyordum. Yanından kalktığımda içimde bi boşluk oluştu. ben boşluğun ne olduğuyla ilgili düşünürken kız yerinde kıpırdadı. Ben de düşüncelerimden arınıp odadan çıktım.
Odadan çıktım ama yanından ayrılmaya gönlüm el vermedi ve kapının önünde uyanmasını beklemeye başladım. O da beni fazla bekletmeden uyandı zaten. İçerden gelen seslerden kalktığını anladım. Birden elim kapı koluna gidip açınca onun gözlerini gördüm ve içimden yanına gidip sarılma isteği doldu. Bense bu isteğe karşı gelmeyip ona sarıldım. Onun da kolu yavaş yavaş boynuma doğru tırmandı ve o da bana sarıldı. İyice çektim onu kendime içime sokup bir daha ordan hiç çıkmamasını istiyordum. Odaya Orçun girince ne olduğunu anlayamadı anlamaması normaldi çünkü ilk defa bi kıza böyle sarılıyordum. Nilay Orçun odaya girince benden ayrılmıştı buysa içimde bi öfke oluşturdu. Onun benden ayrılması zoruma gitmişti.
Orçun'a baktığımda pek de iyi görünmediğini anladım. Sanırım gerçekleri Nilay'a söyleyecekti. Zaten bunun için dün akşam Nilay'ı çağırmamışmıydı. Bunun için o okula yazılmıştık. Orçun ağzını açtığında kıza döndüm. Orçun'a beklentiyle baktığını fark edince Orçun'a baktım ve kafamı hafifçe sağa sola salladım. Şu an kızın bunu kabullenemeyeceğini fark ettim. Kabullense bile bu gerçeği kaldıramazdı. Orçun ne dediğimi anlamış olacak ki kıza "sonra söylerim" deyip çıkmıştı. Kıza doğru döndüğümde hala Orçun'un arkasından bakakaldığını fark ettim. Oda bana döndüğünde ne kadar güzel olduğunu düşündüm. Acaba nasıl bu kadar güzel olabilmişti. Sanki bütün kızları güzelliğiyle geride bırakmıştı.
Ben ona gözlerimi dikmiş bakarken o da bana bakıyordu. En sonunda bana gözlerini diktiğini anlamış olacak ki utanarak başını öne eğdi. Utanınca yanakları da kızarmıştı ve bu beni daha çok ona çekmişti. Elimi çenesine koyup kafasını yukarı doğru kaldırdım. Ben ona bakarken o kısa bi an gözlerime baksada daha sonra benden başka her yere bakmaya başladı. Dudaklarımı ona doğru yaklaştırıp dudağının üstüne hafif dokundurup geri çekildim. O bana şok olmuş bi halde bakarken ben de ona çarpık bi gülümseme gönderip ayağa kalktım ve odadan çıktım. Tabi çıkmadan önce ona tekrar bakmayı ihmal etmemiştim. Elini dudağına götürmüştü ve sırıtıyordu. Ben de ona sırıttım ve kapıyı kapattım. Dışarı çıkarken hala sırıtıyordum ta ki salona girene kadar. Salonda gördüğüm kişiyle birlikte gülümsemem yüzümde dondu ve kısa süre sonra da somurtmaya başladım. Çünkü şu an karşımda gördüğüm kişi bu gün görmek istediğim en son kişiydi.
Ben onun yanına giderken o da geri geri adımlamaya başlamıştı. Onu kolundan tutup dışarı çıkardım. Nilay'ın onu görmesini istemiyordum. Dışarı çıkardığım gibi ona bağırmam bir oldu;
"Senin burda ne işin var!Hangi yüzle buraya geldin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE AİLE
Подростковая литератураBelkide hayatımı bir yalanla yaşasaydım,bu kadar yanmazdım...