"Allah'ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım."
On dakikadır sitedeydim ve site açılmıyordu. Sosyal medyada herkes sınavı konuşuyordu , bir sürü etiket altında . İnsanlar ekmeğinin peşnde bir o yanlı bir bu yanlı ... Herkes ne yapacağını şaşırmış durumda. Üniversite okuyup bir sInava takılıp emeklerinin karşılığını alamayan , atanamayan bir sürü insan. Ama Allah'ım sen bir kapıyı kapatır diğer kapıyı açarsın
ALLAH ONLARIN YARDIMCILARI OLSUN.De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğına mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsınn, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, her şeye güç yetirensin." (Al-i İmran Suresi, 26. ayet)
Bu kadar beklemek yeter açıklanırsa açıp bakarız deyip kalktım bilgisayarın başından . Diğer işlerimi yoluna sokmam gerekiyordu. Eee Cenab-ı Hak ne demiş ;"Mü'minlerden, özür olmaksızın oturanlar ile, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler eşit değildir. Allah, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kılmıştır.(Nisa Suresi, 95. ayet)
Kalkıp güzelce annemin kurduğu sofrayı kaldırdım. Annemin yüzünün her bir noktası, her bir bölümü bir şeyler anlatıyordu sanki . Artık sırtındaki yükün ağırlığına sabretmek istemiyormuş gibiydi. Sırtı hafif kamburlaşmıştı . Bacaklaı vücuduna göre incecikti. Saçlarının dipleri bembeyazdı . Gözlerinin önü çökmüştü . Alnı bu hayata sitem uygularcasına buruş buruş olmuştu.
Küçüklüğümden beri anneme olan bir bağlılığım var. Bunu nasıl adlandırırsıbız , ben naıl anlatabilirim bilemiyorum ama anneme çok düşkünümdür . Size bir anımdan bahsetmek istiyorum. Dört ya da beş yaşarımdayım. O zamanlar evimizin hemen karşısında bir site vardı. Bizim evin bulunduğu yer de siteydi. Her iki site arasında da boş bir arazi vardı. Ağabeyim o zamanlar on bir , on iki yaşlarındaydı. Bir arkadaş çevresi vardı. Onları alır çıkardı kapının önüne. Topu bir o yanlı bir o yanlı atıp paslaşırlardı. O zamanlar çevremde de tanıdığım yaşıt bir arkadaşım yoktu . E ben de evde otur otur hep sıkılıyordum . Abim alırdı beni çıkardık kapının önüne ben abimin oynayışını izlerdim. Annem de camda bizi kontrol ederdi. Bir de o kadar maçları filan ben yapmışım gibi karnım acıkıyordu . Korkardım ,annem kızar da zırt pırt kapısına gidip rahatsız ediyorum diye bana bağırmasından. Sonuçta kadın da boş oturmuyor değil mi ? Ama benim melek annem hiç bir zaman bu yaşıma kadar ne bana bağırdı , ne bir vurdu ne de sinirlendi. Bana öyle güzel bir sandüviç yapardı ki anlatamam. Tadı hala damağımda . Bir gün bizim o araziye inşaat mı ne yapılcaktı. Küçük bir kum yığını oluşmuştu boş arazide. Küçük dediğime bakmayın hani bize göre küçüktü . Abimle oynarken nasıl tutturduysam tepeye çıkacağım diye . Tırmana tırmana nasıl çıktıysam tepenin en ucundaydım. Annem de o zaman pazara gitmişti . Hani bir şey olsa haberi de olmayacaktı kadının. Her neyse işte ben çıkmıştım oraya. Sonra abim seslendi , aşağıya in annem geliyor dedi. Ben bir korktum bir korktum ki anlatamam. Ağlıyorum tepenin ucunda , abim de beni almaya çalışıyor. Sonra nasıl kurtulduk ettik bilmiyorum ama anneme anlattığımızda hiçbir şekilde kızmamıştı hatta böylelikle bir þeyleri öğreneceğimizi anne sözünü dinlemenin ne kadar önemli olduğunu söylemişti. Dediğim gibi annem tam bir melek . Bebekliğimi anlatır durur annem . Sana şöyle baktşm böyle baktım diye . Cidden hakkını ödeyemem . Bizi bu yaşımıza getirdi . Bizden bir şey beklemese de ona, yaptıklarının hediyesini vermek bizim boynumuzun borcu. Sırf kimseye boyun eğmeyelim diye, kolumuzda bir bilezik olsun diye bunca zaman çalışıp didindi. Küçüklüğümden beri de doktor olmamı istedi. Neden? İnsanlara bir yardımı dokunan , onların hâyır dualarını alan bir birey olmam için . Onların dertlerine derman olabilmemi istiyordu . Her zaman her sıkıntımda sadece annem yanımda oldu .Hep beni bu zamana kadar melek kızım ,nur yüzlü kızım ,ay parçam diye sevdi. Umarım üniversite sınav sonuçlarımla da onu biraz da olsa mutlu edebilirim.
Biliyor musunuz? Hiç arkadaşım yok. Derdimi anlatacak , sıkıntıma ortak olacak, birlikte çıkıp dolaşabileceğimiz. Hiçbir zaman da olmadı. Hiç kimseyle doğru düzgün konuşmadım . Konuşsam da anlayamadım biliyor musunuz? . İnsanlar hep bana tuhaf gelmiştir . Hele ki yaşıtlarım...
Lisedeyken bulunduğum ortamı görseydiniz halinize şükür ederdiniz emin olun. Ta lise 9dayken yakınımaya başlardım Allah'a ''ALLAHIM BU ÇİLE NE ZAMAN BİTECEK ? NE ZAMAN ŞU YARATTIĞIN KERTENKELE SURATLI YARATIKLARDAN KURTULACAĞIM'' . Allah'ım gücüne gitmesin. Şimdi bir düşünüyorum da sınıfta hep bir hır gür, hep bir şamata vardı. Allah'ım sen kimseyi öyle kişilerle arkadaşlık etmeye zorlama .
Arkadaþ edinemememin bir diğer sebebi ise başımdaki örtü. Evet yanlış duymadınız. Bir çok arkadaşım -kimden gördüler böyle davranmayı bilmiyorum ama- sırf başımdaki örtü yüzünden beni dışlıyordu.
Ama ne önemi var? Zaten Dünya'ya yalnız geldik yalnız gideriz öyle değil mi?
Bulaşıkları yıkamayı bitirdikten sonra gidip tekrar bilgisayarın başına oturdum. Sayfaya girdim ve annemi çağırdım.
İNANAMIYORUM
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi yazıyordu . Nasıl olur ? Küçüklüğümden beri tıp istiyordum. Tabi ki de hukuk da iyi ve Tıpın tutmasını da beklemiyordum. Çünkü puanım anca ücra köşelerdeki tıpa yetiyordu. Onlara da annemler istese bile gitmezdim. Ama bari þehrimizin oralarda bir Hukuk Fakültesi olsaydı . Şimdi nasıl annemi babamı bırakıp gidecektim şehirden? Hem annemin hayallerini gerçekleştiremedim. Hem de onlara daha çok yük oldum . Annem bir şey olmaz kızımm yaz dediği için yazmıştımm. Bulunduğum yerdeki tıp fakültesi tutar diye ummuştum. Ne yapacaktım þimdi . Olaylar nasıl geliþecekti?
ASEL KAFANI TOPLA SEN HER ŞEYİN ÜSTESİNDEN GELDİN BUNUN MU ÜSTESİNDEN GELEMEYECEKSİN. SEN GÜÇLÜ KIZSIN!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEBİRÂN
SpiritualitéEvet! Ben farklıyım. Önemli olan da farklı olmak değil mi zaten? Neden herkes kopya gibi dolaşsın ki? SONUNDA ! Sonunda üniversiteli olmuştum. Sonunda o çöp insanların, ergenlerin kertenkele simasında saklı bir şekilde gittiği o karanlık liseden k...