DEBİRÂN

HER ŞEY ALT ÜST OLDU

   ÖNCELİKLE TÜM OKUYUCULARIMA Selamunaleyküm, bolumleri OLABİLDİĞİMCE HIZLI HIZLI YAYINLAMAYA ÇALIŞIYORUM.ÇÜNKÜ MAĞLUM OKULLAR AÇILACAK VE eminim Kİ TELEFONUMA 2SANİYE BİLE bakmaya imkanım Olmayacak . SİZDEN TEK İSTEDİĞİM BU UĞRAŞLARIMIN KARŞILINI OY VE YORUM OLARAK VEREBİLİRSİNİZ. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM . Keyifli okumalar ❤️

Hiçbir acı, cehaletten daha fazla zahmet verici değil.
( Hz. Ali)

Süleyman Amcanın sesine bakılırsa bu babamla ilgili bir şeydi. Hemen bir taksiye daha bindim. Bugünkü taksi paraları. Ama söz konusu Ailemse paranın hiç lafı olmaz.

Sonunda tarlaya varmıştım. Süleyman amca yolun kenarına bir sopa tutturmuş , sopanın başına da beyaz bir bez bağlamış.

Süleyman Amca :Gel kızım,gel. Hoş geldin demek isterdim fakat durumlar o kadar güzel değil.

Bir yandan tarlanın içerisindeki kulübeme doğru ilerlerken bir yandan da Süleyman amcanın anlattıklarını beynimde anlamaya çalışıyordum.

Süleyman Amca : Kızım iş bölüşmesi yapmıştık . Ben incirleri toplayacaktım , o da çatının üzerindeki kaymış kiremitleri düzenleyecekti . Kış da geliyor diye yazın içeriye koyduğumuz incirler kışın ıslanır diye demiştim. Cidden bir hatam yok çocuğum ben de böyle olsun istemezdim.

Ben: Tamam Süleyman Amca ben senin niyetini bilirim.

Ben bunları diyordum demesine de Adam üzülmesin diye diyordum. Belli ki kendini suçlu hissediyordu. Hızlıca samanların , otların arasından sıyrılmaya çalışıyordum .
Sonunda kulübeye vardım. Hızlıca kapıyı açtım. Babamı yerde baygın halde görürken kalbim sızlamıştı.

Ben: Baba hadi kalk ben geldim
Gözleri yarı açık bir şekildeydi. Durumu çok kötü görünmüyordu. Çantamdan su ve peçete çıkardım. Peçetenin üstüne suyu döktüm ve babamın kanayan dizine bastırdım.Yarasını az da olsa temizleyebileceğimi düşünmüştüm.

Ben: Süleyman amca köye ne kadar mesafe var?

Süleyman amca: Baya var kızım şehre inmeniz daha mantıklı o yüzden seni çağırdım. Yoksa ben de köyden yardım isterdim.

Ben: Tamam süleyman amca ben şimdi bir taksi çağırıyım 10-15 dakikaya gelir. Sen şu selpakları yenileyip babamın yaralarını temizle.

Ardından çantamdan her zaman yanımda taşıdığım yazmamı çıkardım.

Ben: Süleyman Amca sen bu yazmayı al , babamın gözlerinin açık kalması gerek eğer ağır bi durumu varsa . Başı filan ağrıyorsa da eğer sıkılı bir şekilde dursun ki ağrıdan gözlerini kapatmasın.
Süleyman amca baba hayretle bakıyordu. Kekeleyerek anca "Tamam kızım" diyebildi.

İlk önce bir taksi çağırdım. Daha sonra da annemi arayıp olayları bildim.
10-15 dakikaya taksi geldi ve babamı El birliği ile Sülayman amca ile birkikte bindirdik.

Süleyman amca: Kızım çok özür dilerim gerçekten. Sen de hep var ol. Allah hep seni mesut etsin . Hızır gibi yetiştin yardımıma. Ben bu yaşlı halimle nasıl götürebilirdim babanı.
Allah senden razı olsun kızım

Ben: Ne demek süleyman Amcam . O benim babam tabi ki de yanında olacağım. Allah senden de razı olsun. Uzun ömür versin.
Baktım Süleyman Amcanın gözleri dolmaya başladı . Hemen kaçamak bir el salladım. "Allaha emanetsin"
Dedim ve ben de taksiye bindim.
Babamın yanına oturmuştum. Ah be babam ah! Ne vardı şu tarla ile uğraştığın kadar gelip başımızı okşasaydın. Ne vardı o meyvelere vereceğin sevgiyi bize verseydin.
Elimi babamın eline koydum . Ah babam , senin bizi sevdiğine eminim. Buna inancım sonsuz . Ama keşke zamanında annemin sözünü dinleseydin de gitmeseydin uzaklara .
Babamın yarı açık gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Anlaşılan içimden konuşsamda babam bir şekilde düşüncelerimi tahmin etmişti. Ya da bir histi tam emin değilim.
Ellerimle babamın yaşlarını sildim.
" Babam neden ağlıyorsun ağlama bak ben burdayım"