Susadığını hissetti. Aslında bu gün defalarca duyumsamıştı bu hissi ama o kadar üşeniyordu ki kalkıp su içmeye, zorla bekletiyordu kendini. Elbet odaya kardeşi girecekti işte o zaman o küçük kıza telefonundaki o saçma sapan oyunları oynamasına izin vereceğini söyleyip karşılığında ise su getirmesini isteyecekti . Biliyordu ki kardeşi bu teklifi asla geri çevirmeyecekti . Genç kız işini çok iyi biliyordu . Kendince sinsi ve haince olan bu fikrine tekrar tekrar sırıttı . Onun icin hayat bu kadar basitti işte. Geriye sade küçük kızı beklemek kalıyordu .
Uzun süre bekledi ama gelen giden yoktu çok susamıştı artık . El mecbur kendini yataktan aşağı yuvarladı, düşme ve yere çarpmanın etkisiyle ufak bi küfür mırıldandı. Kendine sinirlenmişti bu kez ancak yine de kalkmamak konusunda çok ısrarlıydı, saçma sapan hırs yapmıştı, kalkmayacaktı işte. Odasının kapısına doğru sürünmeye başladı. Ayağa kalkıp insan evladı gibi yürüyemezdi çünkü ... çünküsü yoktu aslında onun için, bu gün fazla üşengecti sadece.
Koridorun sonuna geldiğinde kollarının yorulduğunu hissetmeye başladı ama aldırmıyordu. Tam o sırada annesinin de koridora giriş yapmasıyla işi daha da zor olmaya başladı Miray ın. Neredeyse geçerken kızın eline basacaktı neyse ki son anda farketmişti de ezilmekten kurtarmıştı kızcağız masum elini. Derince bir ohh çekti annesi geçince . 30 lu yaşlardaki bu kadın habire söyleniyordu yerde yatan kızına ve kendince haklıydı da.
- Kuyruğu kopmuş kertenkele gibi ne sürünüp duruyon kız yerde...
-...
Annesi konuşkan bir kadındı ve bu huyuyla deli ediyordu kızını. Kadını duymamazlıktan gelip başladığı işi sürdürmeye devam etti.
Koridorun başında babasını görmesiyle fırlayıp kalktı yerden . Aslına bakılırsa severdi babasını ancak aynı zamanda da çekinirdi. Böyle yetiştirilmişti " Babanın yanında yatılmaz, saygısızlıktır" denilmişti ona. Ve bu vesileyle de nihayet ayağa kalkmıştı. Bir bardak su için çektiği eziyetleri düşünüp kendi kendine anlam verememişti o an, yanındakilere çaktırmadan sessizce gülüverdi.
Koca bir bardak dolusu su içti ama bu sefer tedbiri elden bırakmayıp bir bardak da yanına almış ve öyle dönmüştü odasına. Yatağına kendini muhteşem bir rahatlama hissi ile attı. Huzurla kapattı gözlerini.
-Hay ben sizin...
diyerek açtı uykulu gözlerini. Başının üstündeki duvardan gümbür gümbür sesler geliyordu yine . Miray' ın tabiriyle duvarına gavura vurur gibi vuran kişi Alaz' dan başka birisi değildi. O kadar alışıktı ki bu duruma .Alaz ve Miray'ların evlerinin bir duvarı ortaktı. Birbirine bitişikti evleri . Onlar telefonla konuşmak yerine pencereden pencereye iletisime geçerlerdi .
Lakin uykusu bölünmüştü Miray' ın. Uyanınca da çok sinirli olurdu, söylene söylene kalktı en sevdiği şey olan yatağından. Dağınık saçlarına aldırmadan bir gözü hâlâ kapalı vaziyette uzattı kafasını pencereden . Tam tahmin ettiği gibi Alaz onu yan pencerede bekliyordu.
- Ne var lan gevşekk. Çekinme çekinme gir içeri yık duvarı kafama oldu mu ?
Ağzına ne geliyorsa saymak istiyordu ama kısa kesip yatağına dönme isteği daha ağır basmıştı. Neyseki Alaz onu çok iyi tanıyor uyandığında nasıl köpürdüğünü çok iyi biliyordu . Hem alınmazdı ki Miray dostuydu onun. Kardeşi gibiydi saçları dağınık, ağzı yüzü kayık, kaşlarını çatıp suratına bakan bu kız . Hemen konuya girdi çocuk :
- Günaydın lan antilop kılıklı boz ayı.
Cümlesinin sonuna kahkahayı bastı çocuk. Ancak karşısındaki kız ona öyle bir baktı ki çocuğun gülüşü yarıda kalmıştı. Derdini anlatmaya başladı hemen:
- Şey ya bizim bebeler futbol maçı yaptılar ya bugün?
-Eee..
- Ne olsa beğenirsin?
deyip piç gülüşünü attı çocuk. Kız tabiki bir tahmin de bulundu ne olabileceğine dair.
- Kavga çıktı ve sen de dayak yiyenlerin arasındasın. Demişti. Öyle sırıtıyordu ki kız hoşuna gitmişti o anda bu fikir .
- Eğer öyle bir şey olsa dayak yinen taraf asla ben olmam.
Dedi ve büyük bir öz güvenle kolunu dirseğinden kırarak kızın gözleri önüne serdi kaslarını , bir yandan da çarpık gülümsemesi yüzüne yayılmıştı . Bu küçük gösterisine karşılık olarak da Miray ona uzun kirpikli gözlerini devirip, dil çıkarmıştı. Ne güzel de anlaşıyorlardı (!)
Alaz hüzün ve mutluluk karışımı sözlerine devam etti :- Hurşit ' i sattım .
Miray
- Neeyyy. Naptın . Kimi saatın kimiii?Alaz
- Ya kızım sigaram yoktu ben de maç yapan çocuklardan birine Hurşitin fotoğrafını gösterdim . Çok da etkileyici bir konuşma yaptım. Bu paket Parliament le takas ettik. dedi ve sırıtmaya başladı.Oysa Miray biraz hüzünlenmişti, Hurşit' e bazen sinir de olsa ona bi çok şeyini anlatmıştı." Bu konuda çok saygılıydı Hurşit, sözümü kesmeden dinlerdi beni" diye geçirdi içinden . Alaz çok etkileyici bi konuşma yaptığını söylemişti, ne demiş olabilirdi ki Hurşit için . Aklına takılan soruyu yöneltti arkadaşına:
-Ne dedin bakim sen Hurşit hakkında
- Valla doğruları söyledim Miray. Safkan at sineğidir dedim. 1 yaşında genç bir ırktır, tuvalet eğitimi aldı, evde sağı solu kirletmez dedim . Ha bide dedim ki : çok gizli planları vardır , ellerini ovuşturup habire sinsi sinsi planlar yapar dedim . Sadece parayla değil değerinde şeylerle takas edebileceğimi de söyledim . En sonunda da tasması ve ipiyle verileceğini söylediğimde çocuk hemen atladı almak için çok ısrar etti verdim gitti bende :) .
Alaz kendince karlı bir iş çıkarmıştı. Ancak Hurşit onların evcil hayvanıydı. O muhteşem bi sinekti
Miray' ın uykusu çoktan açılmıştı. Hurşit' in böyle verilmesine gönlü bir türlü razı olmadı .
-Kalk lan kime verdiysen onun yanına gidiyoruz . Dedi
Alaz şaşırmıştı aslında . Böyle bir tepki beklemiyordu geri mi alacaktı yani Hurşit' i . Sigaradan da bi kaç dal icmişti aslında, çocuğa yeni bi sigara alıp vermek gerekir diye düşündü . 10 dakika sonra gelmişlerdi halısahaya . Alaz gençlerin yaşça en büyüğü olan dirgen Hasan ı çağırdı yanlarına. Bu "Dirgen Hasan " lakabını da uzun ve zayıf olduğu için Miray takmıştı Hasan a sonra da herkes alışmıştı. Hasan gelir gelmez konuya girmişti Miray .
- Bir paket sigaraya Hurşit'i almışsın . Yok öyle yağma bir paket sigarada bana vermek zorundasın.
Alazın gözleri kocaman oldu duyduklarına karşı. Bu tepkiyi beklemiyordu ki . Olanları sadece izlemeye koyuldu . Dirgen hasan ve Miray uzunca pazarlığa tutuştular. Tabiki Miray istediğini alacaktı. Tuttuğunu her zaman koparmıştı bu güne kadar . Yine öyle olacaktı ve beklenen olmuştu zaten . Miray da sigarasını alınca kol kola girip keyifle birer sigara yaktılar.
Mahallenin yıllardır tanıdık olan sokaklarında yürürken ikisinin de gözleri yere kaydı. Çocukken en çok zevk aldıkları seyi yapacaklardı şimdi ...Arkadaşlar Hurşit konusu alıntı dır. Emek haksızlığı olmasın.
Herkesi çocukluğuna döndürmek istediğim vıcık vıcık ilişkilerden uzak sıcak bi dostluk hikayesidir . Okumanız ve begenmeniz dileğiyle .