*Herkese merhaba!Sadece içimden gelenleri yazıyorum.Destek olursanız çok sevinirim.
Annemin pardon,üvey annemin saçma nasihatlarını dinledikten sonra evden çıktım.Akşam tabi ki eve gitmeyecektim,Masal bana bir parti olduğunu ve katılmamamı istediğini söyledi.Evet şimdi tam o parti için hazırlanıyorum.Kalçamın tam altında biten siyah eteğimi giydikten sonra üstüme transparan bir büstiyer geçirdim ve makyaja başladım.Genelde çok makyaj yapmasam bile böyle günlerde yapıyordum.İşimi bitirdikten sonra aynanın karşısına geçip kendime baktım.Kumral saçlarım omuzlarımın üstünde adeta dans ediyordu.Sonra gözüm boynuma takıldı,tırnak izlerine.Üvey annemin partilere gittiğim için beni dövdüğünü biliyor muydunuz ve benim bunu umursamadığımı¿
*
Masal'ın attığı konuma geldiğimde etrafa baktım.Çok tanınan bir çocuğun partisi olduğu belliydi çünkü yürürken herkese çarparak Masal'ı bulabilmiştim.
"Geleceğini düşünmezdim."Masal'ın söylediğiyle başımı ona çevirdim.
"Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."
"Şu çocuğu görüyor musun?"bahsettiği çocuğa döndüğümde kumral saçlarını geri atmıştı ve ela gözleri daha da ortaya çıkmıştı.Üstüne giydiği tişört sayesinde bütün hatları belli oluyordu.
"Evet¿"
"Partinin sahibi Bora...Bora Aras."
"Anladım,ben bir şeyler alacağım ister misin¿"
"Çok içme."
Masanın üstünde duran üç-dört birayı aldım ve kimsenin görmediği bir yere geçtim.Partiye gelme amacım eğlence değildi kafa dağıtmaktı.İkinci birayı bitirdiğimde başım yavaştan dönmeye başlamıştı ve deli gibi midem bulanıyordu.Normalde böyle olmazdı ama yaklaşık 36 saattir yemek yememem bunu tetikliyordu.Lavaboyu bulmak dileğiyle eve girdim.Ev dediğime bakmayın adeta bir saraya benziyor.Yukarıya çıktığımda önüme dört kapı çıktı.Önüme çıkan ilk kapıyı açtım ve Bora ile çakma bir sarışını bastım.
"Pardon!Ben tuvalet arıyordum."bunu söylerken sesim o kadar baygın çıkmıştı ki Bora hemen bana dönüp:
"Sağdan ikinci kapı."
Kapıyı kapatıp direk lavaboya koştum çünkü cidden iğrenç bir görüntüydü ve midem daha da bulanmaya başlamıştı.Tuvalete geldiğim gibi kusmaya başladım.Sadece bira kusuyordum çünkü midem de bir şey yoktu.Kusmaktan nefret ediyordum,ağzımda bıraktığı iğrenç tat günlerce damağımda kalıyordu.Daha fazla dayamayıp ağlamaya başladım.Saçımı toplayan bir elle irkildim.
"Sakin ol benim."bunu söyleyen ela gözlerin sahibine baktım.
"Gider misin?Kusarken beni görmeni istemiyorum."çok akıllık yapıp kapıyı kilitlememiştim ve Bora da direk girmişti.
"İyi görünmüyorsun."
"İyi değilim çünkü,sana ihtiyacım yok kendi başımın çaresine baka- demeden direk kustum artık kan kusuyordum çünkü midem neredeyse iflas etmişti.
"Kan kusuyorsun!"diyen Bora'nın sesiyle ona döndüm.
Dikişlerim patlamıştı ve o yüzden kan kusuyordum.Bora hemen üstümdekini sıyırıp dikişlerime baktı ve gözlerinde anlamadığım bir şey gördüm.Endişe¿Hiç sanmıyorum.
"Sen kendine naptın?"
"Dikiş attım."sesim oldukça soğuktu.
"Hastaneye gitmeliyiz."
"Gidemeyiz babam öğrenir."
"Öğrensin zaten.SEN KENDİNE NAPTIN?"Bora'nın gözleri kızarmıştı ve bana cidden bağırmıştı.Daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım.Ve karanlık...
*
İğrenç hastane kokusuyla uyandım.Kolumdaki serumu çıkarıp kalkmaya çalışırken yaram beni engelledi.Hafifçe yarama baktım.Düzgünce bir dikiş atılmıştı ve sarılmıştı.
"Sonunda uyandın."yemek tabağıyla gelen Bora'ya umursamazca baktım.Neden benle ilgileniyordu ki?
"Hastane mi?Ciddi misin sen?Çıkar beni."
"Önce yem-"
"Yemeyeceğim düşündüğün için sağol."
"En son ne zaman yemek yedin?Şu haline baksan ölüyordun?"
"Beni burdan çıkarırsan her şeyi anlatırım."Uzun ısrarlarım sonucunda hastaneden çıkıp Bora'nın evine pardon sarayına gitmiştik.
"Seni dinliyorum."
"Anlatacağım ama sen de benim sorularıma cevap vereceksin?"
Muzip bir gülümsemeyle "Bana uyar bayan deli."
Üvey annemden yediğim dayakları,babamın bana inanmamasını her şeyi anlattım.
"Peki o yara?"
"Geçen hafta oldu,eski erkek arkadaşım bana tecavüz etmeye çalıştı ben de bıçaklamaya çalışırken bana battı.Aileme söyleyemezdim çünkü onun tecavüz etmesi suç değil benim ona fırsat vermem suç olurdu.Ben de kendim dikiş attım,yemek yemedim çünkü yediğim zaman kusuyordum.Anladın mı?"her şeyi bir kerede anlatmak canımı yakmıştı.Dışardan ne kadar mutlu gözüksem de içimdeki Doğa her geçen gün ölüyordu.
"Acımadı mı?"
"Çok değil."umarım inanmıştır.Çünkü o dikişi atarken döktüğüm göz yaşının haddi hesabı yok veya çektiğim acının.
"Gözlerin öyle demiyor ama?"
"Ben soruyorum?Bana neden yardım ettin?"
"Bir amacım yok biraz sevap kasayım dedim Doğa Bulut."ismimi bastırarak söylemişti.
"Kimsin sen?"
"Cidden tanımıyor musun?"
"Adını biliyorum sadece."
"Aynı lisedeyiz yani bu sene beraberiz,bu yardımı duyan kızların seni seveceklerini düşünmüyorum."
"Ben de umrumda olduklarını düşünmüyorum."diyip çantamı toplamaya başladım."
"Nereye?"
"Her şey için teşekkürler."kapayı kapatıp eve doğru koşmaya başladım.
*
Eve geldiğimde kapanmış olan telefonumu şarja taktım ve Masal'dan yaklaşık 30 mesaja cevap yazdım.1 hafta sonra okulların açılmasını öğrendiğimde hiç kıyafetim olmadığını anladım.
*
Yüzüme vuran güneşle uyandım.Başıma dikilmiş Masal'a baktım.
"Masal aşkım git işine."
"Kalk kıyafet almaya gideceğiz."bana sinirli olmaya çalışıyordu ama o kadar komik oluyordu ki dayanamayıp yanağına öpücük kondurdum.
"Yalakalık yok,giyin seni aşağıda bekliyorum.Her şeyi anlatacaksın."
1 saatin sonunda alışveriş merkezine gelişmiştik ve ben her şeyi anlatmıştım.Masal bana çok kızmıştı ama yaramdan dolayı beni affetmişti.
2 saat Masal'ın kıyafet alışını bekledikten sonra kendime siyah kot ve üstüme bol bir kaç tane sweatshirt aldım.Son sene olduğumuz için okulun sorun yapmayacağını düşünüyordum.
*
/1 Hafta Sonra/
Sabah üvey annemin başında bana çemkirmesiyle uyandım.
"Sana da günaydın ANNECİM."umursamazca gülüp lavaboya gittim.Altıma siyah kotumu giydim,üstüme beyaz bir sweatshirt giyip saçlarıma geçtim.Saçlarım aslında doğal haliyle güzeldi ama uçlarını biraz kıvırıp hafif bir makyaj yaptım.Sonra da Masal'a mesaj attım.
Okula geldiğimizde nefes nefese kalmıştık çünkü bir tane köpek bizi aniden kovalayınca koşmak zorunda kalmıştık.Okulun ilk günü bütün şansımı galiba köpekten kurtularak harcamıştım.Sınıflara baktığımda Masal ile farklı sınıflarda olduğumuzu öğrendiğimizde Masal'ın yüzü düşmüştü ama ona her teneffüs yanına uğrayacağıma söz vererek sınıfa gönderdim.Kendi sınıfıma geldiğimde en arkaya geçtim.Ders başlayalı 20 dakika olmuştu ve sınıf dolmuştu derken kapı çaldı:
"Özür dilerim hocam,biraz geç kaldım."
"Bir daha aynısı olmasın,boş bir yere geç."
Yanıma doğru yürüyen Bora'yı gördüğümde cidden bugün şansız olduğumu anladım.Evet Bora Arasla yan yana oturuyoruz.Ve bütün kızlar bana öldürücü bakışlar atıyor.
Okullar açılalı 2 hafta olmuştu ve ben her gün Bora ile oturuyordum aslında kötü bir çocuk değildi ama yine de mesafemi korumakta fayda vardı.Okula girdiğimde üç kız önümü kesti.Bugün yalnızdım çünkü Masal hasta olduğu için raporluydu.
"Ne var?"gayet soğuk bir şekilde bu soruyu sormuştum.
"Bora'dan uzak dur."bunu diyen kıza baktım.O gün bastığım çakma sarışındı bu.
"Sebep?"Bora umrumda değildi,hatta hiç değildi.Ama şu fahişelere dersini vermek o kadar güzel ki.
"Görmek istemezsin."
"Göstersene se-"diyemeden yanağıma tokat yedim.Buna karşılık olarak kızın saçına yapıştım.Çakma sarışını alt etmek kolay olmuştu.Okulun arkasında olduğumuz için kimse görmüyordu bu yüzden işim kolaydı.Diğer iki kızla uğraşırken çakma sarışın yarama tekme atınca duraksadım.Yaramı sürekli zorladığım için dikişler patlıyordu ve iyileşemiyordu.Elim karnıma kaydığı gibi beyaz tişörtün kan olduğunu gördüm.Evet yine dikişim patlamıştı ve bu sefer deli gibi kanıyordu.Kanı gören kızlar direk topuk atıp uzaklaştılar.Okula böyle giremezdim çünkü olayı sorarlarsa her şeyi söylemek zorunda kalırdım.En istemediğim şeyi yaparak Bora'yı aradım.
"Okulun arkasındayım gelmen lazım."yaklaşık 5 dakika sonra yanıma gelmişti.Tabi o gelene kadar bütün tişörtüm kan olmuştu ve bu sefer çok canım yanıyordu.Bora'yı gördüğüm gibi ona sarıldım ve ağlamaya başladım.Çok güzel kokuyordu.Özel bir parfüm gibi,kimsenin sahip olmadığı bir koku gibi...
"Yine naptın kendine salak?"
"O fahişelere dersini verdim ama vurunca bir şey yapama-"diyemeden beni kucağına aldı.İtiraz edemeyecek kadar yorgundum ve canım yanıyordu.
Bora'nın sarayına gelmiştik.Üstümdeki tişörtü bir çırpıda çıkardı ve yarama baktı.
"Sürekli aynı yeri dikmekten dikiş yerleri kanıyor.Bir daha dikişini patlatırsan ben de senin kafanı patlatırım."
"Bu son,bir daha bana yardım etmene gerek yok."
"Öyle bir şey demedim Doğa."bir yandan yaramı sarıyordu bir yandan benimle konuşuyordu.Onu izlerken kafasını aniden kaldırınca dudaklarımız birbirine dokundu.Defalarca böyle bir şey yaşamama rağmen bu çok garipti.Bora hemen geri çekilip pamuk aldı ve muzipçe gülümsedi.
"Aklımı başımdan alıyorsun baş belası."dedi ve burnunu burnuma sürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH KELEBEK
Teen Fiction"Karanlığına ortak olmaya geldim."dedi sessizce. Güldüm. Güldü. Öldüm.