4<BÖLÜM>4

33 3 23
                                    

Kafam kırıldııı. Getti kafam gettiii!!! Azcık bişey vardı o da getti.

"Kızım Damla hayvan mısın sen? Ayı kız. Ne diye yastıkla kafama vuruyosun. Hayır yani, yastık yumuşak olsa iyi. İçine demir falan mı koydun kızım. Mal!"

Bunların hepsini tek nefeste söyledim. Alkışlayın bakiyim beni.

"İçine terlik koymuş olabilirim."

"Ha? Yastığın içine? Koydun? Terlik? Sen? Koydun? Terlik? Sonrada bana onunla vurdun? Öylemi yawrum?"

Gözlerini kapatarak, başını aşağı yukarı sallayıp "İvit."dedi. Şebeğe benziyodu ve kafamın ağrısı geçmiş olsaydı şu an kahkahalarla ona gülebilirdim.

Ama kafam hala üzerinde tır varmış gibi ağrıyo!

"Kız seni gebertmezsem varyaaa...!" diyip üstüne atladım.

Ya manyak bildiğin yastığın içine terlik koyup kafama vurdu. Hayır yani aklına nerden geldiyse artık?

Özlem abla -Damlanın annesi ve teyze dememizden hoşlanmadığı için abla diyorum- odaya girip kahvaltıya çağırana kadar Damla'yı dövdüm.

Akşam Damlalarda uyuya kalmışım ve Özlem abla annemi arayıp burda kalabilmem için izin almış.

Yani kesinlikle sırf burda kalabilmek için Damla'yla beraber uyuma bahanesi yapmadık(!) Biz uslu jojuklarız.

Kahvaltı için Salona indik.

Evet doğru duydunuz. Yemeklerini salonda yiyolar. Biz ağzımızda birşeyle salona girsek annem terlikle kovalıyo ya!

Her neyse...

O değil de. Sofrada bi kuş sütü eksik ya.

Off. Pişi mi o? Mmm.. bayılırık yaaw pişiye.

'Hemen tercüme edeyim dostlar. -Bayılırım ya pişiye- dedi.'

'Sanane la içses. Anlamıştır onlar. Hem sen ne anlarsın benim muhteşem İstanbul Türkçemden(!)'

'İstanbul Türkçesine bak! Orangutan türkçesiyle konuşuyon gerizekalı.'

'Tamam hadi defol uzattın.'

Kahvaltıyı bitirdikten sonra Damla'yla beraber dışarı çıktık. İkimizde rahat giyinmeyi severidik. Ama Damla genellikle koyu renk giyinmeyi severdi. Ben ise:

Farketmez valla. Kıyafet olsun yeter.

Her zamanki cafe ye gittik. İki sıcak çikolata söyledik. Damla'yla havadan sudan sohbet ederken yanımızdaki bir sandalyeye birinin oturduğunu gördüm.

Aman tanrım didiimm.

Esinti😒 Gözlerimi devirdim. Damla salağı hemen panik yapıp kekelemeye başladı.

Mal bu kız ya!

"Aa. Rüzgar. N-naber ya?"

O da yapmacık bir gülümsemeyle "iyiyim sen nasılsın?"dedi.

Niye soğuk davrandı ki şimdi?Çünkü Rüzgar. Puhahhahahha. Anladınız mı. Rüzgar genelde soğuk olur ya hani. Haha.

Neyse tamam yavaş vurun. Sustum.

Amaaann neyse. Damla'yı haketmiyo bu zaten. Damla'ya Murat'ı yapcam ben bikere.

"İyiyim."dedi ağzında geveleyerek. Soğuk olduğunu o da anlamış olmalı.

"Sen nasılsın çöpçatan hanım."

Gardaşıma soğuk olana ben dünden soğuğum.

"Sanane." dedim. Tamam abartmış olabilirim. Hatta tipine göre baya kaba davrandım.

ÇÖPÇATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin