"Güzel mi? Güzel olduğunu söyle. Bence çok güzel. Sencede güzel mi? Güzel de. Yoksa seni pıçahlarım."
"Güzel."
"Ha iyi kötü olmasından korkuyodum."
Mert'e elimdeki elbisenin güzel olup olmadığını soruyodum. Abim içeri girince yanına koştum.
"Abi sence bu elbise güze-" diyordum kiii... Sözümü kesti zöpek.
"Kıız o elbisenin yarısı nerde?!"
"Of abi. Elbisenin modeli böyle. Hem o kadar kısa değil."
Sezen'in elbisesi
Abartıyordu ya. Fazla kısa değil. Tamam belki biraz kısa olabilirdi. Ama konumuz bu değil.
Abimi ikna etmem gerekiyor. Hehehe buldum. Mahalle kekosunu oynama vakti.
"Ayrıca abilerin en tontişi, bana o gözle bakana ne yapacağımı sen daha iyi bilirsin. Boşuna mı tekvandoya gidiyorum ben?"
Abim biraz düşünür gibi yaptıktan sonra,
"Tamam. Ama bak gerçekten kötü bakan filan olursa, hemen bana haber ver. Oraya uçarak gelirim. Tamam mı?"
'Yuh abi sende' demek istesemde tabii ki demedim.
"Çağırırım tamam."
Zil çalınca koşarak kapıya gittim. Damlaşkım gelmişti. Kolundan tutup içeriye çekiştirdim.
"Hoşbuldum."dedi."Off kızım burası senin evin gibi zaten. Geç artık bunları. Kıyafetini göster bakiyim sen."
Elindeki siyah poşete sarılı kıyafeti gösterdi. Fermuarı çekti ve poşetin içinden elbisesini çıkardı.
Damla'nın elbisesi
"Vay güzelmiş.""Tabii kızım ne sandın. Ben seçtim sonuçta."
"De git lan ordan. Alış-veriş yaparken ben beğendim bunu sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÖPÇATAN
UmorismoMerhaba. Size kendimi falan tanıtmayacağım. Gidin kendiniz öğrenin. Uşağınız mı var lan burda. Şaka şaka bunlar hep ironi. 17 yaşındayım ve bir kızım. Nefes alıyorum- ki en önemli bilgide bu- ve bir çöpçatanım. Size bu kadar bilgi yeter hadi kitaba...