Sarışın, sarışın uyan artık!
Kulaklarından ziyade beyninde yankılanan ses her ne kadar tanıdık gelse de o, olması mümkün değildi. Hadi sesi ve sahibini yok saydı? Peki ya bu elinin üzerinde hissettiği baskı neydi? Her şey bir yana neden gözlerini açamıyordu? Bu üzerindeki yorgunluk, ağzındaki acı tat, neden bu kadar susuzluk çekiyordu?
Bir an nerede olabileceğini düşündü. En son hatırladığı Eczanede olduğu ve gelen son müşteriyi gönderdikten sonra…
Aklına üşüşen görüntüler, önünde duran keskin bıçak en son canının ne kadar yandığını hatırladığında eli istemsizce sızlayan yerini buldu.
“Mine, dokunma canım oraya!”
Ablasının sesi üzerinde öyle bir etkiye sebep oldu ki açamadığı gözlerini kırpıştırarak araladı hemen 'Abla.'
“Buradayım Minem. Korkma, hastanedeyiz ablacım.”
'Çok korktum...' Derken kuruyan boğazı izin vermedi daha fazla konuşmasına. Korkmuştu. Hemde daha önce hiç korkmadığı kadar çok korkmuştu. Sadece bir an bile olsa kardeşlerini ve yeğenlerini bir daha hiç göremeyeceğini bile düşünmüştü. Şimdiyse ağlamasının tek sebebi o an düşündükleri içindi.
Seval, kardeşinin gözlerini nazikçe sildi. Alnını öptü, saçlarını okşadı, narinliğine zıt sert tavırlarına her zaman şahit olduğu kardeşi ilk kez bu kadar savunmasızdı.
“Ağlama Minem, Allah’ım seni bize bağışladı.”
Yüzünde gezinen ablasının elleri biraz olsun rahatlamasını sağlarken dudaklarını diliyle ıslatıp fısıldadı 'Abla çok susadım.'
“Tamam canım.”
Seval’in bardağa suyu doldurmasını izlerken ellerinin titremesi kaçmadı gözünden. Kim bilir ne kadar korkmuştular. Ablasının yardımıyla doğrulmaya çalıştığında aniden giren sancı nefesini kesti 'Ah!'
“Mine, çok mu acıdı?"
Başını sallamakla yetindi sadece. Suyu içmeyi boş verip geri uzandı yatağa. Başını yastığa yerleştirdiğinde tuttuğu nefesini bıraktı.
“Hemen geliyorum.”
Seval, dışarı çıktığında ağrının biraz olsun azalmasını bekledi bir süre. Hatırladığı kadarıyla ona bu acıyı yaşatan küçük bir çakı gibi bir şeydi nasıl bu kadar zarar vermiş olabilirdi? Eli yine sızlayan yerine gittiğinde yüzüne vuran sıcak havaya anlam veremedi önce. Erkeksi bir koku etrafını sardığında kaşları çatıldı.
“Hadi ama sarışın uyan artık.”
“Çık aklımdan, ya da sus!”
“Aklında mıyım sarışın?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın - Kısa Hikaye
RomantikBu yüzden kirpiklerini sev bir kadının Avuç içlerini Makyajsız yüzünü Uyku sersemliğini... Ezgin Kılıç