Tam üç gün geçmişti Mine'nin ağzında o büyük laf çıkalı. Üç koca gündür resmen canı çıkmıştı artık. Sürekli olarak Murat'la konuşup kendini affettirmeye çalışıyor, hatta ne derse herkesten önce atılıp her istediğini yerine getiriyordu. Tabi Murat'ın şu an bunu sonuna kadar kullandığını biliyor ama yine de bu duruma gelme sebepleri yüzünden sesini çıkaramıyordu.
Murat seviyor diye üç gündür şu yaşına kadar hiç yaptığı kadar hamur işi yapmış hatta dün sabah Yozgat'ın meşhur katmerini bile açmıştı. Ama tabi ne kadar çabalarsa çabalasın Murat yine beğenmemiş ve kalın olduğunu söyleyip kalkmıştı masadan. Yine de kararıydı Mine affettirecekti kendini. Murat'ın ağzından yine duyacaktı kendine sarışın diye seslenişini.
'Mine, kızım ne yapıyorsun?' Diyen Nurhan, hanımın sesiyle ellerini hamurdan çıkarıp kadına gösterdi.
"Şimdi de mantı istedi."
"Tövbe tövbe! İyice azıttı artık."
Mine hafif omuz silkip hamuru yoğurmaya devam ederken kapının çalınmasıyla Nurhan hanım mutfaktan çıktı. Ellerini saran hamurun neden bu kadar yapışkan olduğunu anlamaya çalışırken içeri Nurhan hanım yanında bir kadın ve genç bir kızla girdi. Kadın Mineye gülümseyerek bakarken kız sadece şöyle bir göz ucuyla süzmekle yetinmişti.
Kızı boş verip kadına doğru gülümseyerek konuştu Mine 'Hoş geldiniz.'
"Hoş buldun kızım. Sende hoş gelmişsin."
Nurhan hanım 'Mine İstanbul'dan misafirimiz. Murat'ımı merak edip gelmiş' Dediğinde yanlarındaki kızın dikkatini birden sohbete vermesi Mine'nin gözünden kaçmamıştı tabi. Birde üstelik kız dönüp dönüp mutfak çıkışına doğru baktıkça Mine iyice şüphelenmişti.
"Ya evet Nurhan bizde yeni duyduk Murat kaza geçirmiş. İyi mi bir görelim dediydik?"
'İyi çok şükür' Diyen Nurhan hanım Mine'nin asılan yüzünden neler olduğunu hemen anladı ve kızın omzunu sıvazlayıp devam etti 'Mine kızım sağ olsun. Çok iyi bakıyor oğluma aman o da binbir nazla kızı canından bezdiriyor ya.'
Mine yüzüne bu sözlerle içten bir gülümseme kondururken karşısındaki kızın kaçan rengiyle daha da keyiflendi. Hala elleri hamurun içinde cebelleşirken henüz adını bilmediği kız gelip hamura doğru hafif eğilip baktı.
"Hamur ne için?"
'Mantı' Dedi Mine soğuk sesiyle.
"Cıvık olmuş o zaman. Mantı hamuru daha sert olmalı."
Kızın sesi bile Mineye neredeyse yüzünü buruşturmasına sebep olacakken içeri birden Murat girdi. Bütün bakışlara ona döndüğünde o sadece Mine ve elini sarmış olan hamura bakıyordu. Murat sarışının kendisine değil de komşunun kızına baktığını hatta bakmakla kalmayıp öldürücü bakışlar attığını fark ettiğinde gülümseyerek konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarışın - Kısa Hikaye
RomanceBu yüzden kirpiklerini sev bir kadının Avuç içlerini Makyajsız yüzünü Uyku sersemliğini... Ezgin Kılıç