'hyungg hazırlandın mı, biraz sonra evden çıkacağım.'
'ne? neden?'
'manyak mısın sen? uyuyor muydun? jimin ile buluşacağız bugüne çektik ya.'
'benim niye bundan haberim yok sik kafalı?'
'söyledim sana bunu. işleri varmış okuldan sonra, o yüzden hafta sonu bu saatlerde yapalım istedi.'
'hey'
'geri mi uyudun sen?'
'neden bağırıyorsun manyak? sadece uyumak istiyorum.'
'kalk ve hazırlan bok çuvalı. yoksa park jimin seni çıtır çıtır yer.'
'of, of, of.'
'dikkat et yataktan düşeceks- geri zekalı.'
'gülme bana canım acıdı. kapa da hazırlanayım.'
görüşme sonlandırıldı
beklenmedik bir manzara. park jimin karşımda oturmuş hamburgerinden yerken arada benim patateslerimden çalıyor çünkü kendininkileri çoktan bitirdi ve durmadan konuşuyor. konudan konuya atlıyor, arada hala gelmeyen yoongi'ye sövüyor ve bana saçma sorular soruyor.
'diyelim ki, sevdiğin kişiyle karşılıklı oturmuş kahve içiyorsunuz ama tuvalete de gitmen gerek. hatta şey içtiğin kahve de çok sıcak olsun. onun karşısında altına işemeyi mi tercih ederdin yoksa çok sıcak olduğunu bilmediğin için içtiğin kahveyi onun yüzünü tükürmeyi mi?'
'hiçbirini. onun yerine zorla kahveyi yutup, izin istedikten sonra tuvalete giderim ve böylece kendimi rezil etmezdim.'
'hayır ya, öyle bir seçenek yok. birini seçmek zorundasın.'
'o zaman kahveyi püskürteyim ama azıcık.'
'kesin karşıdaki bunun üstüne çekip gider çünkü hangi manyak kahveyi yutmak yerine tükürür ki?'
'ne? sen seçmemi istedin. o zaman işerim.'
'ıyy, pislik misin? hemen yanda tuvalet varken mi? karşıdaki uçarak kaçar bu olursa.'
'ama bunları seçmemi sen istedin, ben zaten yapmamayı tercih etmiştim. patateslerimi çaldığını fark etmediğimi mi sanıyorsun?'
'bunu yüzüme söyleyecebileceğini sanmıyordum.'
'demek ki söyleyebiliyormu- hey hala devam ediyorsun. gülme.'
'ama senin patateslerin daha lezzetli. yoongi'yi tekrar arar mısın? bu sefer yine açmazsa evine gidip o uyurken önemli bir uzvunu kesip hayatını karartacağımı da mesaj olarak yazarsan sevinirim.'
'bunu yazabileceğimi sanmıyorum. yazarsam hayatı kararan ben olabilirim çünkü.'
'ah, iş yine başa düştü. pısırık mısın sen jk?'
'hayır. sadece yoongi hyung korkunç biri olabiliyor.'
'evini basalım mı?'
beklenmedik bir manzara daha. yoongi'nin evine gidip zorla kendisini yatağından kazıdıktan sonra basketbol antrenmanını bugünlük boş vermiştik. en azından fiziksel olarak. çünkü şu anda NBA 2K16 oynayarak birbirine söven iki kişiyi izliyorum. iki saattir. ve beni aralarına almayı kesinlikle reddediyorlardı.
'ben ne zaman oynayabilirim?'
'ben misafir olduğum için sıramı vermem.'
'yoongi hyung? ben de oynasam nolur ki sanki?'
'tamam bak bu tur bitsin vereceğim.'
'ama bir saattir bunu diyorsun.'
'mızmız komşu çocukları gibisin.'
'heh, bir o olmadığım kalmıştı. o da olayım.'
'hadi hadi al ağlama.'
'hayır, istemiyorum ben. oynayın siz.'
'mızıkçı mısın sen? gel buraya büzme dudağını.'
'bıraksana beni lan dangalak. tamam ver hadi oynayayım da nasıl oynanıyormuş öğrenin.'
'çok iddialısın jk ama sanmıyorum beni yenebileceğini.'
'o zaman iddiaya var mısın jimin?'
'tamam, nesine?'
'kazanan kaybedenden üç şey isteyebilir?'
'neyiz biz sihirli lamba cini mi? ovalayınca dışarı da çıkacak mıyız?'
'ovalayınca başka şeyler olur bence. vurmayın ya şaka yaptım. kabul mü?'
'tamam ben varım. yoongi şahit ol.'
'hadi başlayalım park jimin.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wrong park jimin, jikook texting
Fanficjeon jungkook sonunda park jimin'in numarasını bulur ve ona mesajlar atmaya başlar. bolca da saçmalar. bxb jikook texting lise