Bir miktar sıçtım galiba [1/2]

284 32 76
                                    

( Captain Planet ft Brit Lauren - Get You Some

urnotyeri  sana )

"Bunu yemek istiyorsun değil mi?!"  Kim Hyunjin bağırdığında titremişti karşısındaki adam. Esasında epey cüsseli biriydi, tek vuruşta yere sererdi genç kadını. Ama şu an sekiz saattir sandalyeye bağlı oturmakta olduğundan hiç gücü yoktu. Üstelik kadının bu sekiz saatte yaptığı korkunç şeyler onu neredeyse altına edecek kadar ürkütmüştü.

Hyunjin adamın ağzına bağladığı kumaşı indirince güçsüz bir ses duyuldu bodrumda, "Hayır...Lütfen gitmeme izin ver..."  Hemen ardından yere eğdi başını fakat çok geçmeden sert bir şekilde eski hâline getirilmişti başı.

"Al bakalım!"  Dedikten sonra elindeki hamburgeri adamın ağzına soktu. Dakikalar sonra ağlayarak yere tükürüyordu adam, ağzındaki yiyeceği.

*

"Vay canına çok sağ ol Hyunjin. Bu deneyimden sonra bir daha fast-food'a elimi sürmem sanırım. Şimdiye kadar tonla diyetisyene gittim, hiçbiri senin kadar etkilemedi beni. Tekrardan teşekkürler."   Evet, sekiz saat boyunca korkutucu şeyler yaşattığı adamdı bu. Hyunjin gülümsedikten sonra kapıyı kapattı ve oturma odasına koşup kendisini koltuğa attı. Şimdi gülümsemesi daha da genişlemişti. Evet, bunun için para alıyordu ama onu mutlu eden daha çok insanlara yardım ediyor oluşuydu.

Kim Hyunjin yaratıcılığını biraz farklı kullanmıştı ve garip bir şekilde tutmuştu projesi :  "Kaçırılmaya Ne Dersin?"

Posterde büyük harflerle bu soru yazılıydı. Devamında ise açıklama ve çeşitli alt başlıklar...

Seni problemlerinden kurtaracak bir deneyime ne dersin?

-Heyecan yaşamak istiyorum
-Aileme şaka yapmak istiyorum
-Obezite sorunu yaşıyorum...

Şeklinde devam ediyordu, seslendiği insan tipleri. Ve evet, biraz önce evini terk eden adam sonuncusuna dahildi. Hyunjin onu bir daha sağlıksız şeyler yiyemeyeceği bir simülasyonun içine sokmuştu.

"Az daha unutuyordum..."  Mırıldanıp ayağa kalktı ve son müşterisinin fotoğrafını çıkardı cebinden. Hep yaptığı bir şeydi bu, kaydını tutardı müşterilerinin. Kapının yanında asılı panoya yaklaşıp fotoğrafı bir iğneyle boş yerlerden birine tutturdu. Tam bu sırada ona hiç yaşamadığı bir deneyim sunacak olan o telefon geldi.

"Kim Hyunjin ile mi görüşüyorum?"  Bir kadın sesiydi telefonun öbür ucundan gelen. Hızlı bir onaylanmadan sonra devam etti konuşmaya, "Ben Jeon Heejin. Sitenize göz attım. En fazla sekiz saatlik bir simülasyon uyguluyormuşsunuz ama ben biraz daha fazlasını istiyorum. Tüm haftasonu gibi mesela?"

Kim Hyunjin öylece kaldı bir süre. Şaşkınlığını bastırmaya çalışarak konuştu, "Yani... Bilmiyorum. Daha önce pek bu tip bir istek almamıştık."
Fakat karşısındaki kadın kararlıydı.

"Beş bin. Yarısı simülasyondan önce, öteki yarısı da sonra. Nasıl?"

Mükemmeldi. Sekiz saatlik simülasyonların fiyatından kat kat yüksekti. Evet, insanlara yardım etmek daha önemliydi Hyunjin için ama hem yardım edip hem de çok para almanın zararı olmazdı. "Pekâlâ, nasıl bir şey istersiniz?"

"Dediğim gibi biraz farklı... İki günlüğüne tamamen ortadan kaybolmak ve... Simülasyon sırasında bana tokat atmanızı istiyorum."   Bu kırk sekiz saat talebinden daha şaşırtıcıydı tabii ki. Hyunjin'in cevap vermesi bu defa çok daha uzun sürdü. Hafifçe yukarı kalktı kaşları.

Take Me | 2Jin  [Two-Shots]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin