O da neydi öyle? [2/2] ✔

183 29 81
                                    

( 311 - Beautiful Disaster

Bu şarkı da bana bir Türkçe şarkıyı hatırlatıyor ama çözemedim gjvhv

Sona gelmeden önce bol bol yorum yapın lütfen. Fikirlerinizi merak ediyorum Heejin ve Hyunjin'in durumu hakkında )

--

"Heejin?"  Kalbi ağzında atmaya başlamıştı. Tam kafasını çevireceği sırada sert bir cisim sırtına indi ve acıyla bağırmak zorunda kaldı. Fakat neyse ki kendisini hızlı toparlayıp deli gibi çığıran kadını yakalayabildi.  "Tanrım dur artık! Bitiriyorum şu lanet oyunu. Senin yüzünden polisler peşimde olabilir. Paranı da istemiyorum!"  Fakat duvara konuşuyor gibiydi çünkü müşterisinin tek yaptığı bağırmaya ve debelenmeye devam etmekti. Bu yüzden Hyunjin, her ne kadar simülasyonu sona erdirmiş olsa da onu bağlamak zorunda kaldı. Eh bu da tahmin edeceğiniz üzere hiç de kolay olmamıştı. Öyle ki başardığında kendisini yere atıp bir süre sadece soluklanmak zorunda kaldı.

"Şimdi şuna bir açıklık getirelim Heejin."  Sonunda gücünü topladığında bir sandalye çekti müşterisinin karşısına. "Biliyorsun biz bir oyun oynuyoruz. Sen bana para verdin bunu yapmam için ve-"  Ama gözleri soru işaretleriyle dolu olan Heejin kafasını hızlıca iki yana sallayınca sözü kesildi. "Ne? Bak, artık rol yapmayı bırakabilirsin. Seni kaçırmam için bana para verdin?"   Yine soru işaretleri.  "Hassiktir... Neyden bahsettiğim hakkında en ufak bir fikrin yok değil mi?"  

Evet, verdiği tepkilere göre hiçbir fikri yoktu Heejin'in. Bu yüzden Hyunjin onu çözdü ve bir kez daha üzerinden geçti olanların. Bu defa yukarı çıkmışlar ve Hyunjin'in çalışma masasına oturmuşlardı. "Yani sen şimdi bunu benim istediğimi mi söylüyorsun?"   Ne kadar üzerinden geçerse geçsin gitmiyordu soru işaretleri. Hyunjin bir kez daha onayladı onu. Ardından üzerinde Heejin'in imzası olan sözleşmeyi uzattı.

"Bak bu da anlaşmamız işte."   Kâğıdı uzunca inceleyen Heejin'in harcadığı her bir saniye onu geriyordu. Üstelik sözlü bir cevap vermek yerine şimdi de küçük bir not kâğıdını çekmişti önüne. En azından bu defa yaptığı şeyi anlaması uzun sürmedi.

"Benim imzam o değil Hyunjin. Bu."   Not kâğıdındaki imza ile sözleşmedekinin alakası yoktu. Dişlerini gıcırdattı Hyunjin ve bu kez de banka kaydını açtı.

"Ama bak, hesabıma bahsettiğin parayı yatırdın."

Heejin oturduğu sandalyeden kalkıp onun yanına yürüdü, ekranı görebilmek için. Evet, Hyunjin'in hesabına para yatırılmıştı ama... "Tamam ama para benim hesabımdan gönderilmemiş." 

Hyunjin artık büyük ölçüde sıçtığını kâbul etmişti. Ama son bir kozu vardı, açmak üzere olduğu sesli mesaj :  "Senden beni şaşırtmanı istedim Hyunjin. Unutulmaz bir deneyim sunmanı. Ama seni asansörde ve evimin önünde gördüm. Daha dikkatli olmalı, beni hazırlıksız yakalamalısın."   Bu neydi o zaman?

"Bu  benim sesim değil, Hyunjin. Biri bize tuzak kurmuş olmalı... Sana yemin ederim hayatımda ilk kez görüyorum seni ve böyle aptalca bir şeyi de asla yapmam. Beni kaçırdığında oldukça önemli bir konferansa gidecektim ve sen bunun içine sıçtın."

Hyunjin son cümleleri artık duymuyordu bile. Nasıl bir boka battığındaydı aklı. Günlerce Heejin'i izlemişti, polisler muhtemelen evine gelecekti. Muhakkak sorgulanacak ve olay çözülmezse hapse girecekti. "Bunu kim neden yapsın?"  Sayıklar gibi söyledi. Sonra kendi kendisine uyandı rüyasından ve gözlerini karşısındaki kadına dikti. "Bir düşmanın filan var mı? Senin yokluğundan faydalanacak biri?"  Bir süre düşündükten sonra iki yana salladı başını.

Take Me | 2Jin  [Two-Shots]✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin