Yıllar, kulağa çok gibi dursa da su gibi akıp gidiyordu.
JungKook ve Haneul çoktan liseli olmuşlardı. Gerçi, JungKook okuma yazma dışında bir şey bilmiyordu çünkü her seferinde dersten kaçıyordu.
Lisede de planları bu yöndeydi. İnsanları öldürmemek için ya uyuklar ya da dersi asardı.
Sıradan bir okul gününde, siyah kapüşonlusunu kafasına geçirmiş olan lise iki öğrencisi Jeon JungKook yemekhanenin boktan yemekleriyle cebelleşiyordu.
Hayatından hiç memnun değildi. Şimdiye kadar hep babasıyla kavgalar etmiş, kimseden sevgi görmemişti. Yalnızlık onu her zamankinden daha da kötü biri haline getiriyordu.
Ama içindeki bir tutam iyilik masum öğrencilere zarar vermemesi için tutuyordu onu. Tek zincir oydu. Kırabilse kurtulacak, belki de dünyayı eline geçirecekti.
Haneul ise çevresine iyilik saçıyordu ama içindeki bir tutam kötülük onu biraz şımarık biri yapmıştı. Okulda en tanınan kız olmuştu iyi ve ezik olması gerekirken.
O gün gezi kulübünde olanlar kişi kişi dolaşıp gelecek geziyi öğrencilere sunacak, isim toplayacaklardı. Dünyayı gezme hayali olan Haneul da bu kulüpteydi.
Gözüne bir oğlan ilişti. Tek başına ve sessizce oturuyor, yemeğiyle oynuyordu. "İşte!" dedi. "İşte sosyalleşmesi gereken biri daha!"
Yanına gitti. Karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. JungKook ona dik dik baktı. "Ne bok yemeye yanıma oturdun?" Haneul güldü. "Kendimi tanıtayım. Ben Shin Haneul. Gezi kulübünden geliyor ve seni gelecek gezimize davet ediyorum."
JungKook güldü bu sefer de. "Sence gezilere katılan biri gibi gözüküyor muyum Shin Haneul?" Haneul onu inceledi. Herkes geziye katılabilirdi öyle değil mi? "Tabii ki de evet. Sende tam o tipi yakaladım." Nefes verdi JungKook. "Ne gezisiymiş bu bakalım?" Kabul edip babasından kısa bir süreliğine de olsa kaçmak iyi olabilirdi.
Haneul ona en sıcak gülümsemesini sundu. "Cuma okul çıkışından Pazar gecesine kadar sürecek olan bir kamp planladık. Sadece araba için ücret ödenecek o kadar. Sen de katılmalısın! Çok eğlenceli olur!"
Nefes verdi Kook. "Pek benim işim değil ama olur." dedi. Sevinçle el çırptı Haneul. "Kampta görüşürüz o halde." deyip diğer öğrencilerin yanına ilerledi.