eleven

6.1K 593 191
                                    

Seokjin bir elinde tuttuğu telefonu ile ormanın arasında önüne bakmadan yürürken ailesine haber vermeye çalışıyordu. Telefonlar çekmiyordu ve etraf kararmak üzereydi. Karanlıktan korkmazdı ama içinde ne olduğunu bilmediği bir ormanda kaybolmak istemediği için olduğu yerde durdu ve telefonu sinirle kapatıp cebine attı. Kafasını kaldırıp nerde olduğuna baktığında ise ağzından "yuh" kelimesinin çıkmasına engel olamadı. Önünde minik bir ev ve onun önünde minik bir göl vardı. Göl koyu mavi bir şekilde dururken öyle güzel görünüyordu ki. Arkasını dönüp geldiği yola baktığında kamp alanını görebiliyordu. Kaybolmayacağına emin olduktan sonra göle doğru ilerleyip kenardaki tahta yere oturup ayakkabılarını çıkardı. Yüzmeye bayılırdı ama kıyafetlerini ıslatmak istemediği için şimdilik ayaklarını güzel suya değdirmek ile yetinecekti. Ayakkabıları ile birlikte çoraplarını da çıkarıp telefon ve cüzdanı da kenara bırakıp biraz göle doğru ilerledi. Parmak uçlarına değen ılık su ile gözleri kapanırken huzurla gülümsedi. Gözlerini kısa süreliğine açıp telefonuna uzandı ve playistine girip güzel bir müzik açtı. Tekrar huzurla gözlerini kapatıp kısık sesle şarkıya eşlik etmeye başladı.

Seokjin için müzik her zaman bir kahramandı. En mutsuz anlarında bile müziğe olmadı resime saklanırdı. Dans etmeyi çok sevmezdi ama dans eden insanlara aşık aşık bakardı. Sanatla ilgili her şeye aşıktı aslında. Müzik, resim, dans. Okul başkanı olduğu için çoğu etkinliğe katılmak zorundaydı ve bu onun hep hoşuna gitmişti. İnsanları sever ve bir şeyler için çabalayan insanlara hep hayranlık beslerdi. Tıpkı Namjoon gibi. Gözünün önünde herkesten gizli geç saatlerde müzik odasına girip rap yapan Namjoon geldiğinde derin bir nefes almak zorunda kaldı. Cidden buna ilk şahit olduğunda daha başkanlık yıllarının başıydı. Namjoon ile disiplinde bol bol görüşüyordu ama hiç böyle ince ruhlu biri olduğunu tahmin etmemişti. Aslında her şey orada başlamıştı. O zaman anlamıştı aslında Namjoon'un sanatın ta kendisi olduğunu.

Seokjin sırtında hissettiği eller ile ne olduğunu anlamadan itilip golü boyadığında şaşırmaya bile zamanı olmadan suyun içine gömülmüştü. Kafasını şokla sudan çıkardığında tahta iskelede duran Namjoon sırıtarak Seokjin'e bakıyordu.

Seokjin kaşlarını çatıp yapmacık bir sinirle konuştu. "Ne yapıyorsun ya?" Namjoon ona göz kırpıp hızlıca üstündeki tişörtü çıkardı. Seokjin utanmadan onun ortaya çıkan kaslarına bakarken Namjoon ona fazla fırsat vermeden Seokjin'in yanına, suya atladı.

Seokjin kendini geri çekerken Namjoon aşağıdan onun belini tutup kendi ile birlikte aşağıya çekti. Ikisi de nefessiz kalıp yukarı çıktığında Seokjin sinirli olmaya çalışsa da gülerek elini kaldırıp karşısında ona bakan havalı bedenin omzuna bir yumruk attı.
"Hasta olacaksın ne yapıyorsun ya?" Namjoon ona yaklaşıp elini ani bir hareketle beline atıp kendine doğru çekti.

"Ben zaten hastayım." Serseri bir gülüş ile konuştu.

"Sana." Seokjin kusuyormuş gibi yapıp kaşlarını çattı.

"Kamyon şoförü gibi konuşma." Namjoon diğer elini de Seokjin'in belinde birleştirdi ve kıkırdadı.

"Boşver şimdi bunları öpüşelim mi?" Seokjin anın büyüsüne bile giremeden bu cümleyi duyunca oflamadan edemedi. Bu çocuğun aklı fikri niye öpüşmekteydi.

"Off ben çıkıyorum üşüdüm çek ellerini." Elleri ile belindeki elleri çözmeye çalıştı. Elini birleşmiş iki elin oraya attığında eline gelen cisim ile duraksayıp parmaklarını uzun ipe dolayıp önüne getirip ne olduğuna baktığında gülümsemeden edemedi.

Elinde gümüş rengi bir kolye vardı ve ucunda kendisi ve Joon'a benzeyen iki figür vardı. Çok güzel bir çizimdi. Kolye resmen parlıyordu. Tıpkı kolye gibi parlayan gözlerini ile karşısındaki bedene döndüğünde Namjoon onu hayranlıkla izlemekle meşguldü.

"Bu benim mi?" Namjoon onu onaylayıp ellerini Seokjin'in belinden çekti ve kolyeye uzanıp Seokjin'in boynuna taktı. Gözleri birbirinden ayrılmıyordu ikisinin de. Az sonra ikisi de deli gibi birbirini öpecekti. Ve ikisi de bunu farkındaydı. İlk adımı atan Seokjin oldu. Elini Namjoon'un boynuna atıp burnunu burnuna sürtüp konuştu.

"Sanırım az sonra seni deli gibi öpeceğim." Namjoon ellerini tekrar Seokjin'in beline yerleştirip olabildiğince onu kendine yaslayıp konuştu.

"Ve bende buna karşı çıkmayacağım."

Iyi geceler ❤️🥳 hayırlı bayramlar. Umarım bölümü sevmişsinizdir.

señorita || namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin