çok önce

22 1 0
                                    

Kadın adamı uzun zamandır görmüyordu. İlk aşk olmasa bile, ilk öpücüğün sahibi olan bu adamın ansızın ortadan kaybolmasının onuncuyılını doldurmuşlardı. Esma bu süre zarfında evlenmiş, çocuk sahibi olmuş ve hatta evliliği sarsılmaya bile başlamıştı.

Adam onun hayatından çıktığı günden sonra uzun süre kendini toparlamaya çalıştı. Neticede farklı aşklara yelken açsa da en sonunda ideal aşkı bulduğuna ikna oldu. Yusuf'la evlenmeye karar verdiler. Çocukları oldu, Yusuf onu defalarca kez aldattı. Yusuf aldatmayı hak kabul ediyordu çünkü Esma hiçbir zaman onu sevdiğini söyleyemedi. Aileleri evlenmesini istediği için evlenmişcesine mutsuzdular. Yusuf'un yaşı geçiyordu artık bazı şeylerin zamanı geldiğini düşünüyordu. Esma ise Bülent'in asla gelmeyeceğini düşündüğü için evlenmişti.Evlilikleri sarsılmaya başladıktan sonra çocuklarının ikinci yaş gününü bahane eden Yusuf, Esma'yı Londra'ya getirmişti. Yusuf'un yeni ortakları İngiliz'di ve ona Londra'da bir ofis vermişlerdi. Hal böyle olunca Yusuf hem işi aradan çıkarmaya hem de Esma'yı arkadaşlarından uzaklaştırarak ilişkilerini kurtarmayı düşünmüştü. Londra'ya geldiklerinin ikinci gününde bir İtalyan restaurantına rezervasyon yaptırdıı Yusuf...

Esma o gece çok güzeldi. 30 yaşında birine göre oldukça genç duruyordu. İtalyan restaurantını seçmelerinin nedeni Esma'nın pizzayı çok sevmesiydi yoksa kaliteli bir İtalyan restaurantından daha ziyade Fransız mutfağı ilk dışarı çıktıklarında daha mantıklı gelebilirdi.

Restaurantta daha önceden kendilerine rezerve edilen masaya oturdular. Sadece, adı İtalyan olan bu resturantta her mutağın izini görmek mümkündü. Esma ve Yusuf oturduklarında Esma'nın aklı oğlu Ada'da kalmıştı. Bakıcıları İngilizce bilmediği için otelde bir sorun olmasından korkuyordu. Yusuf onun bu düşünceli halini anladıktan sonra onu sakinleştirmek istedi. Garson geldiğinde akşamın ağırlığına uygun bir yemek siparişi yerine pizza söyleyen Esma kendini kaybetmişçesine mutlu oldu.

Gece boyunca eskilerden konuştular Esma'nın yüzü uzun süre sonra gülüyordu. Aşık olduğu adamı yeniden kazanmadığının farkındaydı ama her zaman ki hikaye başa sarıyor gibiydi. Tekrardan başını kaldırdığında yan masaya yeni oturan çifte gözü kaydı Bülent miydi o? Olamazdı sanki hiç yaşlanmamıştı. Üzerinde lacivert bir takım elbise, elinde pahalı bir şarap vardı. Karşısında ki kız muhtemelen ona aşık olmaya hatasına düşmeyecek kadar genç ve güzeldi. Taş çatlasın 24 yaşında ve İskoçtu. Kızıl saçlı hatun onun gözlerinin içine bakmıyor sadece söylediklerini dinliyordu. Ne konuştuklarını bilemediler. Esma bir süre toparlanamadı. Gözünü de ayrıamadığı için Yusuf bu durumu fark etti.

Esma'nın baktığı yöne doğru baktı. Kız gerçekten taş gibiydi, o an karşısında ki adam Yusuf'un umrunda bile olmamıştı. Ama Esma ne diye bu kıza bakıyor olmalıydı? Sanırım kıskandı diye düşündü. Konuyu değiştirmek istediği sıra Esma tuvalete gideceğini söyleyerek masadan ayrılmıştı. Birkaç adım atarak yanlarından geçti, Bülent'ti o, kızla akıcı bir İngilizce muhabbete girmişti. Yer yer öfkeleniyor gibi sert konuşuyordu. 

Tuvalete girdiğinde doğrudan aynanın karşısına geçen Esma önce makyajını düzeltmek istedi. Olanlara inanamıyordu demek ki bunca zamandır İngilteredeydi. Peki şimdi ne olacaktı konuşmalı mıydı? Çantasından makyaj çantasını çıkartıp, ruj sürdü, makyajını tazeledi. Tekrar içeri geçmeye karar verdi. Yüreği ağzına gelmişti. 

Yeniden içeri geçtiği sıra masaya üçüncü bir kişi daha oturdu. Bülent bir süre adama baktıktan sonra gözü Esma'ya kaydı. Onu tanımamış gibi tekrar karşısında ki sinirli adama döndü. Bir şeyler kafasına dank etmiş olmalı ki tekrar Esma'ya döndü. Esma yerine oturmaya çalıştığı anda arkadan gelen uzun boylu bir adam belinden çıkardığı silahla Bülent'in kafasına vurdu. Kızıl saçlı hatun çığlık attı. Esma hızlı bir şekilde kocasının yanına geçtiği sırada adam silahı havaya kaldırıp "herkes sakin olsun" diye bağıdı. Rus olmalıydı, bu kadar sert ingilizceyi yalnızca onlar konuşabilirdi. Yere yığılan ve burnundan kan damlayan Bülent'in yanına eğilen üçüncü adam, kulağına birşeyler fısıldadı. Ceketinin cebine bir kağıt sıkıştırdı, o sırada Bülent yerinden doğruldu. 

Adamlar, dışarı çıkmak üzere, yürürken kızıl saçlı hatun telefonu eline almıştı. Restaurantın çok kalabalık olmaması çığlıkların az olmasına ve bu durumdan az kişinin haberdar olmasına neden oldu. Ama yine de polis çağrılmıştı. Adamlar gittikten sonra Bülent sigara içmek için kapının önüne çıktı ve geri dönmedi.

Polis geldiğinde olaydan habersizce konuşan kızıl saçlı hatunun dışında olaya müdahil olankimse kalmamıştı içeride...

Yusuf Esma'ya dönerek, "böyle bir herif, böyle bir kızla birlikte olabiliyorsa dünyanın çivisi çıkmış demektir." dedi.

Esma ise "ne demezsin" diyebildi sadece...

susmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin