Hayatımızda gariplik diye anlatılan çoğu şeyi gördüğümden ya da yaşadığımdan artık onlar bana garip gelmiyordu. Aslında böyle olmayınca yani başım bilmediğim bir sebepten belada olmayınca garip geliyordu. Normal kavramım değişmişti, evet. Alan Walker'ın Hayalet şarkısında dediği gibi bir hayat beni bulmuştu. " YAŞIYORUZ, SEVİYORUZ, YALAN SÖYLÜYORUZ."
Soruya gelecek olursak normal bir kağıda yazılmış mantık sorularıydı. Bir bakıma hangi seviyede olduğumuzu bilme sınavıydı. Soruları çözmüştüm, evet. Ama yinede halen kağıdı vermemiştim. Neden mi? Canım vermek istemiyor, D vermemiş ve ne istediğime karar versem de neden belli bir saat vermek yerine günün tamamını verdiğini düşünüyordum. Unutmuş olamazlardı. Sorularda da bir incelik yoktu, problem sorularıydı. Düşündüm, yatağıma uzanarak. Onları tanıdığımdan beri yaptığımız konuşmaları, mimikleri gözden geçirdim. Daha önce bunların pek üstünde durmadığımı söylemiştim çünkü bildiğim şeylerdi ama şuan kimse beni kaçırıp mükemmel bir evin kızı yapıp problem soruları önüme koymamıştı. Bu iki durumu açıklıyordu
1. Bu adamlar ne yaptıklarının farkındaydı.
2. Mutfağa gidip bir şeyler yemem için yapılmış bir düşünme tuzağının içindeydim.
Ayaklandım ve mutfağa gittim. Dolabı açtığımda ilk gördüğüm şey muhtemel benim için konmuş bir pasta dilimi olmasına rağmen bir elma alıp dolabı kapattım. Tam yıkamaya gidecektim ki kapatmamla karşımda C' hanımın belirmesi bir oldu.
-"Soruları çözdün mü?"
-"Evet."
-"Niye getirmedin? O kadar zor muydu?"
Onun sırıtışına baktım ve dişleri pürüzsüzdü.
-"Düşünüyordum."
Soruları zannedip konuyu kapattı. Elmamı yıkadıktan sonra yemeğe başlayıp yukarı çıkacaktım ki D'nin ödevi B'e teslim ettiğini gördüm. Ödevi bittiği için ne ödül isteyeceğini merak edip onları dinledim.
-"Evet. Daha çok çabuk söyle işim var der gibiydi."
İsteğinden çekiniyordu ama yinede cesaretini toplayıp söyledi.
-"Haber istiyorum."
B'nin öyle bir dönüşü ve yerleri sızlatan bir tokatı vardı ki olduğum yerde kaldım. Böyle bir tepki beklemiyordum ama anlaşılan D bekliyordu ki yüzünü koluyla geç de olsa siper etmişti. Neden bunu yaptıklarını, az çok tahmin ediyordum. Ailesinden haber istemişti ama sözde ailesi onlardı. B'nin benim o kadar ukala cevaplarıma rağmen bana fiziksel bir şiddet uygulamamasına sevinmiş miydim, evet. Ama şu durumda düşünülecek durum muydu bu, anlaşılan değildi ki C'nin B'yi yatıştırıp D'yle ilgilenmesi ve pansuman yapmasından bunu anlamıştım. Ben ise orada öylece merakla B'ye bakmakla meşguldüm. Neden mi? Onu ele verecek bir şeyler arıyordum. Jest ve mimikler de insanı çok iyi ele verirdi, özellikle kızınca. Benim ona bakmış olduğum, ne kadar arkasını dönse de anlamış olacak ki sorusunu yönlendirdi.
-"Bana bakmak yerine yapacak soruların yok mu?"
Baktığım ifadeyi görmediği ve beni şokta sandığı için biraz rahatladım ve yukarı çıktım. Makul bir istek, ailemiz olmuyordu. Bunu az önce yaşadığım acı bir tecrübeyle az çok tahmin etmeme rağmen kesinleşmişti. Ama bunu tokat atmadan da yapabilirdi. Tokattaki amacı neydi? Başa alıp düşünmeliydim. Tokat yanlış bir şey söylediğinde ya da yapıldığında atılırdı değil mi? D ne demişti haber istiyorum bir ihtimal ailesi hakkında olduğu için atılmıştı ama peki B deki o jest ve mimik değişimi ona ne demeliydi. Sanki yaptığından pişman olmuştu. Yapmak zorunda olamaz mıydı? Diyelim yapmak zorundaydı ama bu D'nin hazırlıklı olmasını açıklamazdı. Belki fazla dayak yedi ve önlem alıyordu ama bu da olamazdı yüzünde kızarıklık yoktu. Kollarında ve ayaklarında da gördüğüm kadarıyla yoktu. Yürüyüşü normaldi. Peki burada gözümün önünde olup kaçırdığım şey neydi. Yatağa düşercesine bıraktım kendimi. Paketin gıcırtısından düşenin sorularım olduğunu anlamıştım. Onları toplamak için oflayarak pakete yanaştım ve doldurmaya başladığımda soruların uzunlu kısalığının sırayla dizildiğini fark ettim. Uzundan kısaya, kolaydan daha kolaya doğru dizilmişti, bu bir tesadüf olabilirdi de olmayabilirdi de. Niye tersten yapmıştı. Tersten olmasının amacı neydi? Neden teslim edilince bir dilek hakkımız vardı? Neden belli bir saat yerine bir gün vermişlerdi? Bu bir test olabilir miydi?
Aklıma gelen fikirle gülümsedim. Sonunda anlamıştım. Düzenleyip toparlayıp paketi elime alıp aşağı indim. B' nin yanına gittim ve gazetedeki spor haberlerinden bana dönmesini bekledim.
-"Evet." deyip gazeteyi bir köşeye attı. Az önce yaşanan senaryodan korkmam gerektiğini düşünmüş olmalı ki beni böyle görünce şaşırdı ama istifini bozmadı. Paketi ona uzattım ve
-"Turuncu bir tişört istiyorum. "
Bu cevabı beklemediği açıktı ve şaşırıp mutlu olmuştu. ( Bu soruların herkesin yapabileceğime, yapabileceğimize aşinaydılar ama özellikle tersten konmuştu. Amaç dikkat seviyemizi ölçmekti. Sorular terstendi, davranışlar terstendi, cevaplarda tersten olmalıydı ki öyle de oldu. Bu yüzden turuncu bir tişört istemiştim. Çünkü ben turuncudan nefret ederdim ve bu adamlar da bunu gayet iyi biliyordu. Mutlu olduğundan da doğru anladığımı anladım.)
-"Tamam, yarına. "deyip odadan çıktı. Odanın kapısında C ve D'nin beni izlediğini gördüm C gururlu ama üzgündü. D ise bana öyle bir bakışı vardı ki anlatamam. Daha çok bunu nasıl yaptığımı merak edip gururundan taviz verip sormayacak kadar kızgın gibiydi. İyi ama neden? Bir soru bildim diye bana bu kadar kızmasına ne gerek vardı?
Odasına çıktı bende peşinde çıktım. Onun odasına yönelmeyecektim çünkü kızgındı ve geçmesini bekleyecek kadar çok insan tanımıştım. Odama girdiğimde yatağımda oturduğunu gördüm. Bir şey demedim ve aramızda mesafe olacak şekilde bende oturdum. Bir şeyler anlatacaktı, belliydi. Sadece zamana ihtiyacı vardı. Şuan zamandan bol da bir şeyimiz yoktu. Ne ben bir şey diyordum, ne o. İkimizde karşımızdaki pencereden ormanı izliyorduk karanlıkta. Uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Elimi onun eline koyup hafifçe sıktım. Sanki "Her şey geçecek, Sorun yok "der gibi. Sonra çektim ve dışarı çıktım. Diğer odadan Mp3'ünü alıp geldim. Birini ona uzatıp birini kendim aldım ve sıradaki şarkıya bastım. Şarkının ne olduğunun şuan bir önemi yoktu. Sadece ikimizin de rahatlamaya ihtiyacı vardı. O şarkıyla usul usul ağlarken ben karşımdaki karanlıktaki ufak bir ışığa odaklandım ve kendimi rahatlatmak için bütün insanların ihtiyacı olduğu şeyi yaptım. Onla konuştum, babamla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
...
Mystery / ThrillerBen Mavi. Dünyamızı yöneten cahilleri iyileştirme, gerekli dersi verme ya da sevemediğim ama çoğu zaman yapılan yok etme projesi için seçilmiş bir öğrenciyim. Bu projeye seçilmeden başımdan bir çok sebep yüzünden kaçırılma, gasp, mafya çeteleri, uyu...