🕯eight🕯

213 27 22
                                    

Taeyong elindeki bardağa sivri uçlu plastik bir kürdana batırdığı zeytini koyduktan sonra Jungkook'a uzattı. Jungkook meraklı ama bir yandan da endişeli gözüküyordu. Taeyong'a sormak istediği birçok şey vardı. Özellikle de kendisine verdiği ve Kim Yerim'e ait olan iç çamaşır hakkında.

"Yoksa siz şey mi yaptını-" diye sordu endişeyle Jungkook, elinde Yerim'in iç çamaşırını tutuyordu.

Taeyong gözlerini devirdi. "Hayır Jungkook hayır. Kız sana yanık anlasana. Onu sorduğunu söyleyince sevinçten bayılacaktı bildiğin. Sana deli oluyor!"

Jungkook güldü. "Ciddi misin?Bu akşam spor salonunda yanıma geldi ve bana hiçbir şey demeden garip garip baktı. Anlamıyorum gerçekten."

"Kızlar bunu yapar Jungkook. Bu tür şeylerden hoşlandığımızı bilirler, bu yüzden bizimle oyun oynarlar."

"Benden nefret ettiğini sandım." Jungkook mutfak tezgahına oturdu.

"Hayır Jungkook, tamamen bir oyun oynuyorlar. Haftada kaç gün bir kız için öğle yemeği paramı kaybediyorum bir bilsen, bu oyunlar yüzünden." dedi Taeyong ve içkisinden bir yudum aldı.

"Umarım bana da oyun oynamıyorsundur. O kızla yakınlaşmaya çalışırken aslında benden hoşlanmadığını öğrenmek çok da iyi olmaz."

Taeyong gözlerini büyülttü. "Tanrı aşkına Jungkook ben sana oyun oynar mıyım?"

Jungkook belirsizce bakmaya devam etti.

"Şöyle anlatayım o halde. Sana oyun oynarsam bana ne yaparsın?"

Jungkook sırıttı. "Seni bir güzel döverim."

"E o zaman! Sana neden yalan söyleyeyim?" Taeyong birden ciddileşti. "Ama şunu söylemeliyim Jungkook, eğer o kızla sadece yatma niyetindeysen ya kendim yaparım ya da benden iri birini bulurum ve canını okuturum. Dünyada bulunan pek az kız benim gibi bir ahmağa iç çamaşırını verirdi."

Jungkook da ciddileşti ve bardağını masaya bıraktı. "İstediğim an birisiyle yatabilirim. Yani, şu anda Jennie odamda ve yatağımda yatıyor. İstersem onunla güzel bir gece geçirebilirim."

Taeyong güldü. "Neyi bekliyorsun dostum?!"

"Bilmem. Güzel bir kız, fiziği falan da iyi. Ama artık ilgimi çekmiyor."

"Bunun çok da bir önemi var mı ya?"

"Tabii ki de var. O kadar duyarsız biri ki... Evimi ne hale getirdiğini görmüyor musun? Aşktan bir şey anladığı yok. İşi gücü eğlence. Ben ciddi bir kız arkadaşım olsun istiyorum. Sevebileceğim ve beni aynı şekilde sevebilecek birisi. Bu biraz garip mi?"

"Hayır hayır." Taeyong gülümsemeye çalıştı. "Aslında bütün erkekler bunu ister, biliyorsun. Sadece senin kadar cesarete sahip değiller, söyleyemiyorlar." Derin bir iç çekti. "Yerim... O gerçekten özel biri."

Jungkook hala elinde duran iç çamaşırına baktı. "Seninle bir anlaşma yapalım Taeyong. Sen Jennie'yi evine bırak, bu şey de bende kalsın. Ama eve vardığından emin olmalısın tamam mı?"

"İyi de Jungkook benim arabam yok."

"Ben sana veririm."

"İyi de Jungkook benim ehliyetim yok."

"Sana güveniyorum."

"Kusura bakma ama bu sorumluluğu üstlenemem. Yani... Aslında... Biraz düşündüm de-"

Taeyong ne kadar çok isteksiz görünse de o gece Jennie'yi evine bırakan kişinin o olacağını biliyordu. Sonuçta okulun en popüler kızı Kim Jennie'yi eve bırakma şansı her zaman eline geçmezdi.

Ve öyle de oldu.

-Herkes istekle yeni bölüm beklediği için şipşak bir bölüm yazayım dedim, ve size söylemeliyim ki finale doğru yani jungri ilişkisinin başlamasına yaklaşmaya başladık ;) okuduğunuz için hepinizie tekrardan teşekkür ederim, yorumlarınızı bekliyorum siz de bir sonraki bölümü bekleyin ciao!-

sixteen candles / jungri ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin