........
Beni duvarla arasına aldı ve dirseğini duvara dayayarak aramızda ki mesafeyi daha da azalttı nefesi nefesime karışırken devam etti ;
"Aramıza mesafe koyma jae hwa sana ve sevgine ihtiyacım var "
........
Alarmımın beni uyandırmak adına verdiği mücadele her sabah ki gibi beni sabahın erken saatinde işe gitmem için kaldırmayı başarmıştı.
Yatakta doğruldum ve ağrımış belimi ovuşturarak banyoya ilerledim.
Her zaman ki gibi duşa girdim , saçlarımı kuruttum ve ensemi soğuktan koruması için saldım. Ve üzerimi giydim;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
... Işe hiçbir zaman geç kalmazdım her zaman nerdeyse bay jeon (jungkook 'un babası olan bay jeon) gelmeden on beş dakika önce orada olur ve istediği herşeyi masasında hazır ederdim...
...içeri girdiğimde her sabah selam verdiğim ama ismini hicbir zaman öğrenemediğim o adama selam verdim ve asansöre yöneldim .
Asansörün kapıları tam kapanıcaktı ki bir el kapanmasına engel oldu.
Tae-ri içeri girdi , tae ri ben işe girdikten yaklaşık bir buçuk yıl sonra falan ise girdi ve o zamandan beri en iyi ve tek arkadaşım.
"Günaydın uzaylı kraliçe "dedim insan dışı bir tatlılığı olduğu için genelde ona bu şekilde seslenirdim.
"Günaydın "
"Bi şey mi oldu?" Dedim yüzü soluk ve bedeni yorgun duruyordu.
"He?"Dedim cevap istercesine.
"BIRILERININ BANA BUNU SORMASINI HIC SEVMIYORUM!!"
Bir şeyler olduğunu zaten anlamıştım sadece merak ettiğim için sormuştum , demek için ağzımı araladığım da geldiğimiz ilk katta indi ve hızlıca uzaklaştı.
"Bu da neydi?" Dedim kısık bir sesle enerjimle beraber yüzümde solmuştu.
Asansör benim ineceğim katta durduğunda küçük aralıklı adımlarla bir sarhoş gibi masama yürüdüm.
Burda beni gorebilicek olan tek şey bir kamera ve sıkılınca konuştuğum bitkimdi. Bay jeon un odası binanın en üst katıydı ve burda bir benim masam bir toplantı odası ve bay jeon' un odasına açılan bir kapı vardı.
Burda bu kadar yanlız çalışsamda burası bana kendimi özel hissettiriyordu.
Çantamı askıya bırakıp bay jeon un odasına yöneldim.
Günün programı ve yapilacak toplantıların bilgilerini içeren bir kaç dosyayı masaya düzenli bir şekilde koydum sonrada odadan çıktım.
Bir kaç dakika sonra bay jeon yanında biriyle asansörden indi.
Adam yakışıklı olduğu kadar uzundu. Daha çok incelediğimde ceketinin içinden gözüken gömleğini zorlayan kasları gözüme çarpmıştı.
Hafifçe yutkunduğumu farkettim ve hızlıca kendimi toparladım ve sandalyeden kalkıp yanlarına gittim.