Chanyeol yine kendisini meraklı gözlerle onu dinlemeye hazır bir şekilde bekleyen doktorunun karşısında bulmuştu. Dikkatle onu incelemeye koyuldu. Meraklı bakışları, hafif çattığı kaşları, pembe dudakları... Chanyeol bir erkeğin neden bu kadar güzel olduğunu düşündü. Kolunu, deri koltuğun başına yasladı ve alaycı gülümsemesi takındı.
"Baksana doktor, artık o sesler yavaş yavaş azalıyor. Çoğu zaman onları duymamaya bile başladım. Özellikle, senin yanında."
Baekhyun bu dediklerini tam not edecekken şaşkın bakışlarını hastasına çevirdi. Yüzünü sevimli bir tebessüm kaplayınca son bir aydır taktığı gözlüğünü düzeltti ve hafifçe dudaklarını araladı.
"Beş ayın sonunda Chanyeol, artık iyleşmeye başladın. Şu ilk başlarda sinirden dağıttın oda, artık sevdiğin bir yer olacak."
Gözlerini kısa bir süre tablolarla dolu odada gezdirdi, Hyun. Bu huysuz adam zorla geldiği ilk gün odayı darmadağın etmişti. Baekhyun o zaman bile sakinliğini korumuş ve Chanyeol'u o halinden çekip kurtarmıştı. Günün sonunda hiçbir şey demeden çekip giden adam, arkasında dağınık bir oda ve bir psikiyatrist bırakmıştı. Beş ay öncesine dalıp gittiğinde hastasının ne kadar da iyiye gittiğini şimdi daha iyi anlamıştı. Artık onunla konuşuyor, o günden bahsediyor ve ilaçlarını düzenli kullanıyordu. Ya da, öyle mi sanıyordu?
Doktorunun dedikleri ile başını hafifçe yana doğru eymiş ve gülümsemesini izlemişti.
"O gün için senden özür mü dilemem gerekiyor Byun Baekhyun? Sınırları zorlayan sendin."
Sağ kaşını hafifçe kaldırmış, doktoruna meydan okurcasına bakışlar sergiliyordu. Şu Baekhyun'un içini bir tuhaf yapan alaycı gülümsemesi ise varlığını koruyordu. Kızıl saçlarını hafifçe geriye doğru yatırınca Baekhyun hafifçe öksürüp not defterine odaklandı.
"Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum Bay Park. Bu şekilde sinirleneceğini bilseydim ağzımı bile açmazdım!"
Sızlanarak söylediklerinden sonra Chanyeol ayaklanmış ve koltuğundan kalkmıştı. Baekhyun onu göz hizasında izlemeye koyuldu. Chanyeol'un yavaş adımları nihayet doktorunun yanında son bulunca döner sandalyesini kendine doğru çevirdi. Doktorunun aldığı kesik nefesler ile yavaşça elini bacağına koydu. Damarlı elleri yavaşça doktorunun bacağını okşarken gözlerini not defterine kaydırdı. Masada duran kalemi alıp bir şeyler yazarken Baekhyun'un düşündüğü ve odaklandığı tek şey vardı; Chanyeol'un büyük ve damarlı elleri.
Yeol yüzüne odaklanmış doktoruna bakışlarını çevirdi ve dudaklarını ıslattı. Elini çekmemiş halde gözlerine bakarken konuştu.
"Yarın saat beşte, yazdığım yerde."
Baekhyun ağzını açıp tek bir cümle dahi edemezken elini yavaşça çekmiş ve sandalyeyi tekrar eski haline getirmişti. Yavaş adımlarla odadan çıktığında Baekhyun daha ne olduğunu bile anlayamamıştı. Ardından kapanan kapı ile ne kadar süre not defterine baktığını bilmiyordu. Yanağına doğru süzülen bir damla yaşı elinin tersi ile sildi ve burukça gülümsedi.
"Seul Ulusal Mezarlık."
__________________________________________
Herkeslere seğlamlarımı sunuyor ve şapkamı çıkarıyorum. Uzun süre sırf canım istemiyor diye yazmadığım kitabımı hatırladım ve geri dönüş yapmak istedim. 1893029 sene sonra yb gelir merak etmeyin. Lafın kısası beğendiğiniz veya beğenmediğiniz yerleri yazıp yorum yapmanız. Gaza gelmediğim sürece yazamam hadi eyw.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Lale' ChanBaek
Fanfic"Doktor, kırık kalbimi de tedavi edebilir misin? Öpücüklerinle beni tekrar eski halime getirebilir misin? Bunu yapabilir misin Byun Baekhyun?" "Hayır doktor, hayır. Bunun için fazla korkaksın. Ve ben, fazlasıyla yorgunum."