"Nasıl ya? Oha"
Jimin'e baştan sona kadar yaşadığım her şeyi anlatmıştım..
Şaşırıyordu o da, hayliyle.."Ve bir de şey.."
"Ne oldu? Çabuk anlat"
Derin bir nefes aldım ve kafamı yukarıya kaldırıp o nefesi dışarıya bıraktım..
"Öpüştük"
"Ee, evlilik ne zaman?"
Gülümsedim...
"Aptal aşıklar gibi gülmeyi bırak Hoseok"
"Aptal bir aşığım Jimin, daha nasıl gülebilirim?"
Kahkaha attı.
"Salaksın, yemin ederim..sen yat kalk bana dua et"
Kaşımı kaldırdım..
"Neden sana dua edeyim?"
"Ben olmasam, bunlar yaşanmayacaktı"
Göz devirdim..
"Sağ ol Jimin, iyi ki ödevimde bana yardım etmedin de Yoongi'ye gönderdin"
"Yoongi demeyede başlamışsın...oo hayırlı işler bol güneşler kanka"
Gülümsedim..
"Onun yanına mı gitsem?"
"Evinden çıktığın yok ki.."
Sinsice gülümsemesi sinirimi bozmuştu..
"Okula diyorum..bir gün gitsem mi?"
"Ne yapacaksın gidipte?"
"Oraları gözden geçerim, adamı tehlikeye atamam"
"Savaşa gönderdi sanki gerizekalı"
"Sen ne anlarsın? Aşık olunca görürüm seni"
Omuz silkti..
"Hadi! Öğle arası bitmek üzere, önceden sınıfa çıkalım"
**
"Şu telefon niye sürekli ötüyor Hoseok?"
Jimin, bana doğru yaklaşıp fısıldamıştı..
"Hyunjoon Noona, arayıp duruyor, ne yapmalıyım?"
Dur, dedi ve düşünmeye başladı..
"Hocadan tuvalet için izin iste, orada ara konuş"
Gülümsedim..
"Sen nesin lan?"
"Star..abin star bebeğim"
Ayağa kalktım ve hocanın yanına gittim..
"Hocam...izninizle lavaboya gidebilir miyim?"
"Tabiki hoseok"
"Teşekkür ederim"
Sınıftan çıkıp hızlıca erkekler tuvaletine geldim..
Cebimden telefonu çıkarıp, son arayanlara girdim..
Hyunjoon noonayı bulduğumda aradım..Aniden açılmıştı..
"Sorun nedir Noona?"
"Okulda olduğunu unutmuştum Hoseok, üzgünüm..akşam yemeğine çağıracaktım sizi"
Durdum ve düşündüm..
"Bizi derken"
"Sen ve aileni işte"
"Neden?"
Karşıdan bir kıkırtı duyuldu...
"Artık bir aile olacağız Hoseok, tanışmayalım mı?"
"Bunun için erken değil mi?"
"Tabiki değil, akşam aileni al gel, olur mu? Şimdi kapatıyorum, görüşürüz"
Kapanan telefona baktım bir süre..
Şimdi sırası mıydı?••
"noona!!"
"Hoseok yavaş..ah, kemiğim..valla kırıldı"
İyice sarıldım..
"Özledim seni"
"Ben de özledim Hoseok ama kemiklerimi seviyorum"
Güldüm..
"Ne yapayım yıllardır görmüyorum seni? Hem tam üstüne denk geldin"
Kaşlarını çattı..
"O da ne demek?"
Anneme döndüm..
"Artık ailemiz büyüyor anne, şimdi onlarla tanışmaya gidiyoruz"
"Hoseok, ben yokken çocuk mu yaptın? Ah başımıza gelenler"
"Saçmalama Noona"
"Hoseok oğlum yoksa?..."
"Evet anne, başardım"
**
"Düğüne mi gidiyorsunuz? Ne bu hal?"
"Napalım oğlum? Güzel olalım dedik"
"Siz zaten güzelsiniz"
Gülümsediler..
"Hadi çıkalım"
O sırada telefonum çalınca durdum...
"Anne bir saniye bekleyin"
Telefonu açtım...
"Efendim.."
"Kapıdayım Hoseok"
Gülümsedim..
"Peki, geliyoruz"
Telefonu kapattım ve bana bakan aileme bir şey söylemem gerektiğini farkettiğimde, konuştum..
"Yoongi gelmiş, kapıdaymış"
Annem gülümsedi..
"Şanslı bir kadınım..melek gibi bir oğlum var, düşünceli bir oğlum daha oldu..Tanrı galiba beni seviyor"
"Sevgilinin erkek olduğunu bilmiyordum Hoseok"
Jiwoo Noona gülümseyerek bana baktı..
"Şimdi daha çok merak ettim kendilerini"
••••
Jiwoo, valla bir görsen varya bir içim su..
Maşaaaallaaaaah20 bine yakın okunma gidecek, korkuyorum..
Tekrar 40K yaparız demi??yaparız diyin, canım acıyor cldşcödşföf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teacher || Sope
Fanfiction"Ben bir öğretmen olarak sana öğretemedim ama sen bir öğrenci olarak aşkı çok güzel öğrettin Hoseok" ©daisyoonora