2-E

9 1 2
                                    

Deynerse gideli 3 gün olmuştu ancak o günden sonra hiç konuşmadık . O mesaj atmadıkça bende pek yazamıyordum . Sanki bütün çevrem yok olmuş gibi sadece ondan haber bekliyordum . Ona bağlı kalmıştım. İki bacağımın arasına oturmuş oyuncaklarıyla oynayan jun u oyalamaya çalışıyordum ki kapı çaldı . Bir umut deynersenin gelmiş olmasını umuyordum .  Saat akşam 9'a geliyordu . Bu saatte birini beklemem pek mümkün değildi açıkçası . Arkadaşlarım ile gündüz görüşürdüm daha çok . Düşmemesi adına jun un etrafına yastıklar koyup kalktım ve kapıya hızla koştum . Oracıkta olan aynaya bakmak bile istememiştim çünkü dağınık saçlarım ve bembeyaz yüzümü görmek istemiyordum . Kapıyı açtığımda karşımda büyük bir ayıcık duruyordu . Tereddütle gülümserken deynerse ayıcığı indirdi .

- Ah hoşgeldin , bu ne güzel sürpriz .

- Hoşbuldum . Bunu dünyanın en tatlı annesine hediye etmek isterdim ancak bu seferki jun için .

* Deynersenin ağzından*
Evde olmaları beni sevindirirken ayıcığı indirdiğimde Noranın çökmüş yüzü keyfimi kaçırsada amacım zaten onu mutlu etmek olduğundan o konuyu es geçmiştim . Hakikaten neden Norayı mutlu etmeyi kendime amaç edinmiştim ? Ayıcığın kafasını birkaç defa okşadıktan sonra içeri girmeme izin verdi . Ben ise hayatımda bu kadar iyi rol yaptığımı hatırlamıyorum . Zaten iyi olmayan birine kendimden bahsedersem bu bize ne kazandırırdı ki . Olabildiğince gülümserken içeriye girdiğimde minik bir varlık orda oyuncaklarını heyecanla yere atmakla meşguldü . Gördüğü ayıcıkla gözleri kısılmış suratı büzülmüştü . Peşimden gelen Nora mırıldandı .

- Ah , hayır miniğim .

Korkmuş olacakki ağlamaya başladığında ayıcığı yere bırakıp jun un yanına gittim . Oturup onu kucağıma çektiğimde gülümsemem kaybolmuş paniklemiştim . Sırtını sıvazlarken başını öptüm .

- Hey yakışıklı tamam birşey yok .. korkma ..

Gözlerinden akan birkaç damla yaş onu sevimli kılarken büzdüğü dudaklarını ısırmak istiyordum . Geçen sefer  pek odaklanamamıştım ama Jun gerçekten tatlı bir çocuktu . Yanıma oturan Nora bize bakıyordu . Aslında biraz onunda ters tepki vermesinden korktum . Aksine rahat gözüküyordu ama yinede jun u ona vermek için kıpırdandım . O ise koluma dokundu .

- O şuan gayet rahat . Sadece -

Eli jun a uzandı . Çenesini okşarken parmağı alt dudağına dokundu .

- dudaklarını toplamalısın miniğim .

* Noranın ağzından *
Normalde yabancıları asla kabul etmeyen junun deynersenin kucağında sakinleşmesi garibime gitsede bozuntuya vermeden yanlarına oturdum . Jun un ağlamasına karşın paniklemiş hali sevimli gözüküyordu . Deynersenin bir kaç hareketinden sonra gülmeye başlayan jun heyecanla ayaklarını sallarken çok şey mırıldanıyordu . Ancak tam konuşamadığı için çoğunlukla tiz sesler yükselirdi . Anne demeyi biliyordu allahtan . Baba demeyide biliyordu aslında ama şu ana kadar kimseye söylemedi . Sadece ara ara bana da baba diyordu . O zaman kahkahalara boğulur anne diye düzeltirdim hep .
Deynerse bana döndü.

- Sormayı unuttum , sen nasılsın nora ?

- İyiyim ben .

Gülümsedim ve yerden birkaç oyuncak alıp kucağına bıraktım .

- Açsan birşeyler hazırlayabilirim .

- Aç değilim sadece bana .. kahve yapabilirmisin ?

- Ah tabii .

*Deynersenin ağzından *
Ricam üzerine hemen ayaklanıp kahve yapmaya giderken arkasından ona baktım da bu kadın gerçekten fazlasıyla yorgun olmalıydı . Adımları düzensiz ve yönsüz basıyordu . Junun keyfi yerine gelmiş oyuna dalmışken ona eşlik etmek birazda olsa keyfimi yerine getirdi . Az bir zaman sonra yanıma kahveyle gelen Noraya gülümseyerek jun u ona verip kahveyi aldım . Arkama yaslanıp kahvemi yudumlarken o da jun u kollarının arasına yatırmış uyku moduna geçirmişti çoktan . Derin bir nefes aldım . Bu kadının varlığı hayatımı değiştiriyor . Sanki bu ev nefes almam için varmış gibi rahatlıyorum . Yanında bütün sıkıntılarımdan uzaklaşışım o kadar iyi hissettiriyor ki . Noranın sesiyle irkildim .

- Neyin var ?

Bana bakıyordu .

- Birşeyim yok . (gülümsedim) Neyim varmış ?

- Dalgın ve durgunsun bugün . Anlat ne oldu ?

- Yorgunum biraz ondandır .

Geçiştirmezsem kız arkadaşımı anlatmak zorunda kalacaktım .
Jun hala uyumamış net bir şekilde bana bakıyordu .

- Denemek istermisin ?

-Neyi ?

-Jun u uyutmayı .

Biranda jun kucağımdaydı ve ne yapacağımı bilmiyordum . Yavaş yavaş sallamaya başladığımda 10 dakikaya varmadan uykuya daldı .

- Jun u yatırayım .

Nora başını sallayarak onu takip etmemi söyledi . Bu sefer gittiğimiz yer jun un odası değildi . Kapı açıldığında noranın odasına geldiğimizi anladım . Heryer siyah eşyalarla doluydu ve bana göre kasvetli bir odaydı . Neden kendi yatağına yatırtmak istedi bilmiyorum ama kendimi bir an şeftali kokusunun daha yoğun olduğu yatağın kenarında buldum . Tanrım.. çok hoştu . Jun u oraya bıraktım . Geri çekilecekken nora bana baktı .

- Sende yat istersen dinlen biraz .

- Sen ?

-Ben jun un odasında kalırım .

-Olmaz öyle şey .

-(gülümsedi) olur . Gece uyanırsa ve beni isterse yanıma getirirsin .

Jun un yastıklarını düzeltirken yüzünü inceledim . Elimi yanağına koyduğum anda bakışları bana kaydı . Hafif hafif okşayıp mırıldandım .

- İyi uykular şeftali .

Kendi kendine kıkırdadı . Beklemediğim bir anda yaklaşıp yanağıma dudaklarını belli belirsiz dokundurdu .

- İyi geceler minik fare .





Seni seviyorum 🍃

| KİBRİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin