Kreplerimizi yerken junu serbest bırakmıştık . O da halinden memnun yerde emekleyerek salona gitmiş oyuncaklarının yanına oturmuştu . Norayla sohbet ederken doğum gününün birkaç gün sonra olduğunu farkettim . Güzel bir sürpriz beni bekliyordu anlaşılan .
* Noranın ağzından *
Deynersenin bu düşünceli hali keyfimi kaçırıyordu . Ne düşünüyordu bilmiyorum ama bu beni huzursuz ediyordu . Sessizliği bozdum .- Burda olmaktan rahatsızmısın ?
Sorumla kafasını kaldırdı ve çatalını masaya bıraktı .
- Rahatsız olsam neden bu masada olayım ?
- Bilmem . (Fazla ciddileşmişti . Dengesi yoktu sanki . Ortamı dağıtmak için güldüm . ) Seni hapsettiğim için bu masada olabilirsin .
- ( o da hafifçe gülümsedi ) Mutlu ve rahat olduğum için bu masadayım . İyi hissettiğim ve sende iyi hissettiğin için yanındayım .
Başımla onaylamakla yetindim .
- Teşekkür ederim .. yanımda olduğun için .
Biraz sessizlikten sonra yeniden konuştum .
- Bugün işin var mı ?
- Neden sordun ?
- Hiç , sadece ne kadar kalacağını merak ettim.
- Bugün bir işim yok ancak akşama eve gitmem gerek .
- Yalnız yaşamıyorsun o zaman ?
- Bunu nerden çıkardın ?
* Deynersenin ağzından *
Konu yine çekindiğim yere gelmişti . Noranın bakışları bazen çok sorgulayıcı oluyordu .- Akşamları evde olmak istiyorsun .
- Dün gece burdaydım nora .
- O bir istisnaydı . ( Güldü )
- (Gülümsedim) İsabetli bir istisnaydı o halde .
Nihayetinde bakışlarını benden çekmiş ağzını peçeteyle silmişti . Masadan kalkarken benim tabağımı da aldı .
- Jun u parka götürelim mi ? Eh ne de olsa her çocuk parkı sever .
Bir süre sessiz kaldıktan sonra başıyla onayladı .
- Hava güzel , bu havanın tadını çıkaralım biraz ha ?
Göz kırparak önüne döndü . Kendimi ölü bir çiçeği direltmişim gibi hissediyordum ki neşeli hali beni kendine daha çok çekiyordu . İşini kısa sürede bitirip üzerini değiştirmek için izin istedi .
- Üzerimi değistireyim . Sende jun a birşeyler giydir , hm ?
- ha ? ben mi ?
- Hmhm . Dolabında herşey var .
Cevabımı beklemeden odaya koşturdu . Ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum . Junla sürekli benim ilgilenmemi istemesi nedendi . Fena fikir sayılmazdı . Çünkü jun tatlı bir bebekti ve kendisine hayran bırakıyordu . Salondan jun u alıp direk odasına geçtim . Çekmeceden bir tişört ve şort çıkarıp üzerini değiştirdim . Ayaklarına ince bir çorap ve kırmızı ayakkabılar giydirip her ihtimale karşın ince bir ceket aldım . Aynanın önünde gördüğüm tavşanlı tarakla saçlarını taradım . Onu süslemeyi sevmiştim . Orda duran mandalina kokulu bir krem vardı . Onu da dudaklarına sürdüğümde gerçekten ısırılmak için hazırdı . Kendime de aynada biraz bakındım ve çeki düzen verdim . Daha sonra eğilerek jun u kucağıma aldım .