FOUR

226 26 17
                                    

Gaten
Karnımın guruldalamasıyla yataktan kalktım.

"Ah lanet olsunn! Başım çok ağrıyor..."

"Gaten bi kapa çeneni ya uyuyorum burda."

"Uf be. Kes gidiyorum."

"Nereyeeeee dussty-bunnn?"

"Caleb kapa çenini aqq. Dua et açım ve pudinglerimi çok özledim."

"Aaa dün gece sen uyuduktan sonra neysee.."

"Lan yoksa... HAYIRRR!"

Koşar adımla odadan çıktım. O sırada finn ve millie, millielerin odasından çıktı. Takmadım. Yani galiba. Onlar benim önümde oldukları için beni görmemişlerdi. Ve koyu bi sohbet ediyor gibiydiler.

Her ne kadar finnle aramda bir problem olmasada onu sevememiştim. Millieyle yakın olması beni sinirlendiriyor. Belki de korkuyorum. Of bilmiyorum. Sinsice onlara yaklaştım ve ne konuştuklarını dinledim.

"Senin mis kokunla uyumak çok güzeldi mills."

"Ha ha ha çok komik finnie."

"Valla ömre bedeldi..."

"Iyi o zmn sesını kes de ömrün bitmesin."

"Peki güzellik. Ama mutlaka bi daha yapalım. Hatta bu sefer ben üstünde olıyım."

"Finn seni azına sıçarım. Göt herif."

Millie finne vurmaya başlamıştı. Finn de kaçmaya koşarak merdivenlerden iniyodular.

Bense haya duyduklarımı sindiremiyorum. Kalbim o kadar çok acıyodu ki. Sevdiğim, dokunmaya korktuğum insan başkasıyla uyumuştu. Kokusu başkasının üstüne sinmişti. Nefes alamıyor gibi hissettim. Gözyaşlarımı tutamıyodum. Hemen kendimi dışarı atmam lazımdı. Koşarak merdivenlerden aşağıya indin.

"Heyy gatenn pudinglerin hazır. Heyy!"

Noahı duymamazlıktan geldim. Kapıdan çıktım ve sertçe kapıyı arkamdan kapattım.

Yeni kararlar almam lazımdı. Kafamı boşaltmam ve acilen burdan gitmem lazımdı. Evime gitmeliydim. Bişey anlamamalılar. Evet millieyle finn olsa, millie mutluysa ben de mutlu olurum. Ama bu acıya dayanabilirmiyim bilmiyorum. Galiba benim için her şey yeni başlıyo. Ve ben hazır değilim.

Millie
Finne vura vura aşağı indik. Gerizekalı. Ostondo oloyom.

Sadieyle noah mutfakta kahvaltı hazırlıyolardı. Calebla gaten hala ortada yoktu. Büyük ihtimalle ikisi de uyuyodu.

"Günaydıınnn millet!"

"Hayırdır noah? Sabah sabah ne bu enerji?"

"Yok be. Normalim ben. Yok bişe. Nolabilir ki?"

"Hıı. Allah bilir neler neler oldu?"

Sadienin yanına gittim. Puding yapıyodu. Sabah sabah? Evet. Gayet de olur.

"Hiç bakma gatena yapıyorum. Geçen yiyemedi çocum."

"Ha tm. Lan bana bak. Sen niye demiyosun bana ben gidiyorum finn gelcek diye?"

"Dedim ya salak."

"Ben niye duymadım?"

"Senin sorunun. Ama bana cevap verdin."

"He bide ceva..."

Sözümü kesen şey kapının sertçe çarpılmasıydı.

"Heyy gatenn pudinglerin hazır. Heyy!"

Never Ending Story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin