TANIŞMA

130 18 0
                                    

Öncelikle uzun zamandır yazamadığım için özür dilerim arkadaşlar. Hikayemiz bu bölümde  yavaş yavaş giriş kısmından gelişmeye geçmekte. Umarım beğenirsiniz. eleştirilerinizi sunarsanız çok sevinirim iyi okumalar...

"Hadi yine iyisin akşama doğum günü var bol bol kız vardır"

" yok be abi ne işim olur. İşimi yapar çıkarım"

" oğlum sen iyi misin ya kaç yıl oldu yanıma geleli daha sevgili yaptığını görmedim peşinde desen onlarca kız var evlencesene sen"

"Boşver abi ya ne evliliği"

Artık 25 yaşına gelmiş yakışıklı bir genç olmuştu. Selim Bey oğlu gibi gördüğü Ali'nin evlenmesini, en azından bi kız arkadaş yapmasını istiyordu. Ali ise simasını bile tam hatirlayamadığı cocukluk aşkı Gamze'de kalmıştı aklı. Belki de çok abartmıştı kendince bu sevdayı. Acaba Gamze onu hatırlıyor mu? Hatırlıyordur tabi ya, neden hatırlamasın? Bikere o en yakın arkadaşıydı, sırdaşıydı. Ama artık yeni bir çevresi de vardı... Onun ise tek arkadaşı Garip. Kokusunu bile bilmiyordu ama neyin özlemiydi bu?

Parti beş yıldızlı bir otelin havuzlu bir teras katındaydı. Ortam oldukça lüx bir yerdi. Kapıdan girerken kırmızı halı ve takım elbiseli beyefendiler abartılı bir tebessümle sizleri karşılıyor ve içeri davet ediyor. Girişin tam karşısında mekanın görkemini arttıran havuz ve çevrelerinde küçük masalar bulunuyor. Müzik grubu ise ortama uygun tarzda çello, keman ve gitar bulunuyor.

Şef garsonumuz Ali her zaman ki zengin şımarık kızların dikkatini çekmiş ve kendilerini fark etmesi için sürekli Ali'den birşeyler istiyorlardı. Tabi Ali dediği gibi yapmaya devam ediyor, sadece kendi işiyle ilgileniyordu.

Birden kapıda sarı saçları beline kadar uzanan, hafif makyajlı birisi belirdi. Siyah elbisesinin üzerinde işleme olmamasına rağmen göğüs dekoltesi dikkat çeken, eteğinin boyu ise dizlerinin üstündeydi. Partideki herkes sanki ona odaklanmıştı. O ise salına salına geliyor yürümesi bile erkeklerin başını döndürmesine yetiyordu. Girişin tam karşısında ki masaya yanaştı.

" ooo doğum günü kızı naber?"

"İyidir canım hoşgeldin"

Bu sırada iki arkadaş selamlaştılar. Masadaki diğer kızlar ise Ali'yi kesiyorlardı.

"Ne kızım bu haliniz nereye bakıyosunuz bakiyim siz gözünüzü ayırmıyorsunuz?"

" Aslı'cım bi kere bakarsan sende ayırmazsın"

Aslı arkasını döner Ali'ye bakar. Umursamaz bi tavırla:

"Baktığınız bu muydu yaa"

" Buna bakılmaz mı abi yaa meteor gibi çocuk işte. Geldiğimden beri kesiyorum ve hatta kesiyoruz kimseye pas vermedi"

İçkisinden bi yudum alarak:

"Ben daha yeni geldim tatlım o kural birazdan değişebilir ;) "

" Geçicen canım sen onu kimseye bakmıyo bile bari uğraşma da namın yürüsün rezil olma"

"Var mısın iddaasına?"

"Ne?"

"Ha yani kaptırmaktan korkuyosan çocuğu o ayrı tabi"

"Ne korkucam yaa neyine giriyoruz"

"Araban diyorum çok hoşuma gitti"

"Ohaa artık yani"

"Mızmızlanacaksan hiç oynamayalım?"

"Tamam kabul. Kaybedersen bende seninkini alırım?"

"Bana uyar. Yalnız sen işlemlere başla bence"

"Ne işlemi be"

"Ruhsat falan filan... Daha benim üstüme geçireceksin ya?

Aynı grupta muhabbeti diyenleyen Mert atlar hemen:

"Oo gençler iddaa kızıştı bakıyorum. Yalnız Aslı'cım kaybedersen gider bütün cool luk ona göre"

"Tekneni alırım bak?"

"Sağol canım be iyiyim böyle iddaa falan uğraşamam şimdi"

Ortam iyice kızışır. Artık ortada büyük bi iddaa vardır. Kazanırsa herkesi susturmuş olacak ve namını devam ettirecek fakat kaybederse babasının aldığı AUDİ'den  daha önemli olan bütün erkeklerin peşinde koştuğu Aslı namını kaybedecektir.

Yan masadan "garson" diye birisi bağırır. Tam Ali geçerken Aslı ayağı takılmış gibi yapar ve havuza düşerken Ali'yi de kendine çeker. Bi anda herkes havuza doğru döner ve suyun altından çıkan bir garsonla bir kadının dudakları birbirine bağlıdır.

GÖNÜL SANCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin