2

16 5 0
                                    


Medyada: Maurice Hamilton var. Belki ileride farklı bir adamda yapabilirim bilmiyorum. Hepiniz mitlu olun.

Elim ayağım sanki tutmuyordu. Gözlerim doldu taştı bir şelale gibi akmaya başladılar. Ne yapacagımı bilmiyordum.

Abimi kaç defa aradığımı bile unuttum. Her aradıgım da ise şu cümleyle karşılaşıyordum.

" Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Daha sonra tekrara deneyiniz!"

Wattsap'a girdim. Abim kesinlikle en yakın arkadaşı Ian'a nereye gidecegini kesinlikle söylemiştir.

Mesaj yazmak yerine görüntülü aramaya girdim. Bir iki dakika sonra kendisi açtı. Sesi telaşlı geliyordu.

Efendim Alina!

Abim dememle

Nerdesin diye sordu

Okuldayım dedim. O ise" hemen geliyorum okulda beni bekle seni bize götürücem evde sana herşeyi anlatırım." dedi ve kapattı.

Bugun inatla sacma sapan bir sürü sey oldu ama abimin bana haber vermeden ülkeyi terk etmesi bu benim hazmedemiyecegim bir olaydı.

Hızlı bir şekil de sınıftan çıkıp okulun arka bahçeye açılan kapısına dogru yöneldim. İlkin bu aptal kavga ve abimin beni habersiz bir şekilde terk etmiş olması canımı çok sıkıyordu.Baya üç uzun koridor sonunda kapıya ulaştım.

Kapıdan çıkacakken gözüme bir şey takıldı.

Kan!

Resmen kandan bir göl oluşmuştu. Okul gitgide daha da kötü oluyordu. İlk başta cennet gibi olan bu okul gitgide içine veriyordu. Bu yıl daha da çıldırmaya başlamışlardı. Ögrencilerin bu denli çıldırmasının nasıl müsade ediyorlardı. Okul müdürü bu olan olaylara neden Hala anlayamıyordum?

🌹
Okulun ön bahçesine varmıştım. Ian'ı yeniden aradım ama açmamıştı. Bir yandan da gözlerimle okul kapısına bakıyordum. Ian bir en fazla iki dakika sonra okul kapısının önünde beliriverdi.
Ian patenle hızlı bir şekilde yanımda bitmişti.

Çabuk benimle gel dedi ve patenle kaymaya devam etti.

Tamam dedim ve ben de arkasından yürümeye devam ettim. Aklımda binbir tane soru vardı. Ama en çok merak ettiğim ise "Abimin neden ani bir şekil de ülke degiştirme kararı alması?"

Alina biraz daha hızlı yürüyebilir misin? dedi.

Tamam deyip biraz daha hızlı yürümeye çalıştım. Ian'nın yanına varmıştım ki;Bir an da elimi tuttu. Yüzümü ona çevirdigimde ise o hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Elimi elinden çekmeye çalışmıştım ki o benim elimi daha sıkı tuttu. Ben de mecburi bir şekil de bir şey demeden yürümeye devam ettim.

🍁🍁

"Yarım saattir burda o aptal kızı bekliyorum ama ne gelen var ne giden." ayak sesleri duyunca sustum be etrafı dinlemeye başladım. Karşımda kleopatra yı kıskandıracak güzellikte bir kız duruyordu.

"Maurice Hamilton sen misin?"

"Evet de sen..."

"Ben Aleyna seni türkiyeye göndericek kızım ve sen orda benim dediklerimi yapmak zorundasın."

"Tamam hadi gidelim o zaman."

"Ne yapacagını biliyorsun degil mi?"

"Biliyorum sen orasını dert etme!" sonra ikimiz beraber yürümeye başlamıştık ki; Aleyna'nın telofonu çaldı. Ekrana bakınca kızın yüzü gerildi. Ben de baktım kim arıyor diye ekip liderimiz arıyordu. Telofonu elinden aldım. Açmamla konuşmaya başladı zaten...

"Aleyna Türkiyeye gittiginde direk beni ara!" dedi ve kapattı. Cep telofonunu ona geri verdim. Telofonunu arka sağ cebine koyup yürümeye başladı bende onu takip ettim. Bana bakmadan orda yapacaklarımızdan bahsediyordu. Ben ise ona tamam deyip geçiştiriyordum. Benim asıl kafamı kurcalayan ise Alina şu an ne surumda olduğu idi. Umarım iyisindir kardeşim umarım...

🍁🍁

Neredeyse yağmur yagacaktı ama biz hala eve varamamıştık. Ian' nın elini bırakmıştım ki o yeniden benim elimi tutup yola devam etti. Artık elimi eskisinden de daha sıkı sıkıyordu." Ian yeter artık bırak elimi!" dedim. Ama o beni tınlamıyıp yola devam ediyordu. En son bir sokaga girip sağa yöneldi. Baya bir yol yürüdükten sonra da evin kapısına ulasşabilmiştik. O kapıyı açıp beni de hızlı bir şekil de içeriye çekti.

Sen ne yapıyorsun dedim?" adam beni hiç tınlamamış gibi beni kendine çekip sarıldı.

"Ah Alina sana birşey oldu sandım. Çok şükür sana birşey olmamış yoksam kendimi asla ama asla affetmezdim. Artık abinin bana emanetisin canım." dedi ve beni bıraktı. "Ian ne olur artık bana herşeyi anlatırmisin?"dedim.

"Tabi ki tatlım sen salona geç ben birazdan yanına gelicem. Üstümü degiştirmem lazım da!" dedi ve merdivenlere doğru yöneldi. Ben de salona geçtim. Salonda ki
tekli koltuğa oturdum. Çantamdan telefonumu çıkarıp abimi aradım ama ulaşılamıyordu. Abimin sosyal medyadaki durumuna bakıyordum ki Ianın sesini duydum. Sanırım bana sesleniyordu ama uzakta bir yerde olmalıydı ki sesini net duyamıyordum. "Ian biraz daha yüksek sesle konuşur musun seni anlayamıyorum."dedim. Ama bana cevap bile vermedi. Ayağa kalkmıştım ki kendisi merdivenden iniyordu. Ben de geri koltuğa oturdum. O da hemen karşımda ki koltuğa oturdu. Üstüne kırmızı bir tişört altına ise siyah bir pantolan giymişti.

"Alina abin gizli bir göreve gitti." dedi ve sonra koltuktan kalktı. Benim olduğum koltuğa doğru yürümeye başladı." Tatlım sana nasıl anlatsam bilemiyorum. Abin canıma okuyacak ama ben abinin nerede olduğunu biliyorum. Abin Türkiye'ye gitti. Ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyorum. Zaten kendisinin dediğine göre bir ay sonra gelecekmiş. Bu süre zarfında benim yanımda kalacaksın." dedi ve arkasını döndü ve yürüyüp salondan çıkıp gitti.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Alina Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin