Aras kendini geri çekince Alya mecburen kolunu indirmişti. Alya'ya hiç bakmayarak Aras düğmeye basmaya başladı. Âmâ asansör çalışmamakta ısrarlıydı. Alya ise telefonu çıkarıp birini aramayı düşündü âmâ sinyal yoktu. "Ne olmuş olabilir? Bağırıp yardım istesek?" Aras 'buyur' der gibi kenara çekildi. Bu 'ben bağırmam buyur kendin yap' demek oluyordu heralde. "Iyi ben yaparım." Alya öne geçip kapıyı yumruklamaya başladı. "İmdat, yardım edin. İmdat kimse yok mu?"
"Neden kaçırılan ve ya saldırıya uğrayan biri gibi tepki verdiğini öğrene bilir miyim? Dışardan duyan biri yanlış anlayacak," diyerek yüzünü tekrar diğer tarafa çevirdi Aras.
"Pardon da daha iyisini yapabiliyor muydunuz? O zaman buyurun."
"Ben bağırmam."
"Ben olmasam birisi bu sorunu çözenedek burada sessizce bekleyecek miydiniz?" Alya hayretle Aras'a bakmıştı.
"Anlarlar merak etmeyin sabaha kadar burada kalacak değiliz." Aras tekrar düğmeye basmaya devam edince Alya da sessizce mırıldanmaya başladı.
"Merak ediyorum neden burada o kadar insan varken bu adamla kalıyorum ben asansörde? Daha iyisi yok muydu? Nerede benim bu şansım? Of, ne saçmalıyorum ben ya sanki asansörde kalmak güzel bişey Aras beyle kalınca kötü oluyor. Hep saçmala zaten Alya."
"Kim var içerde?" Dışardan birinin sesi gelince Alya sevinerek Aras'a bakmıştı. "Sesim geliyor mu?"
"Geldi abi. Ben varım içerde nolur yardım edin ya." Alya dönüp Aras'a bakınca sinirlendiğini anlamıştı. "Yalnız değilim yani patronlarımızdan biri de burada. Acele edin."
"Tamam bir sorun var tamir etmeleri için ustalar gelecek merak etmeyin."
"Hızlı olmaları konusunda uyarmaya gerek var mı?" Aras konuşunca Alya şaşkın şekilde ona baktı. "Ne var?"
"Konuşmam demiştiniz de. Sesinizi duyunca şaşırdım o yüzden."
"Merak etmeyin Aras bey. Hemen halledecekler."
"Pekâlâ. Ve size gelince hanımefendi konuşmam değil, bağırmam demiştim." Cümlesini bitirip elini cebine koyarak tekrar Alya'ya dönmüştü. "Ya acentede çok az adam kaldı. Neden bu saatde çıkıyor sunuz siz? Vaktinde gitmiş olsanız şimdi bu olay yaşanmazdı."
"Ben çok mutluyum sandınız galiba burada kalmaktan. Hem asıl," asansör bir kat aşağı inince Alya susup telaşla Aras'a yöneltti bakışlarını.
"Ne? Sakın korkuyorum ve ya klostrofobim filan var demeyin. Zira asansörün duvarlarına da tırmansanız, yerde de sürünseniz yardım etmem," demişti ukalâ bi tavırla.
"Korkmuyorum fobim filan da yok. Hem siz yardım istenebilecek son insan bile olamazsınız." Cebinden telefonunu çıkarıp oyun oynamaya başladı Alya.
"Biz benim bilmediğim birşeyler mi yaşadık? Neden bana karşı böyle bir tavırda olduğunuzu sorabilir miyim? Sizi çoluk çocukla sokaklara atmış biriymişim gibi konuşuyor sunuz da."
"Hususî bir sebebi yok. Ilk tanışmamız ve sonrası olanları düşünürseniz ve sarfettiğiniz sözleri gayet iyi anlarsınız." Alya kafasını telefondan kaldırmadan cevaplamıştı.
"Ah! Hiç sormamış varsayın lütfen." Telefona çevirerek bakışlarını "babam da kreş çocuğunu işe almış," demişti.
"Sizinle konuşmak yerine oyun oynamayı daha üstün tutuyorum işte. Yerimde olsanız sizde böyle yapardınız."
"Yerinizde olmayı düşünmek bile istemem. Kendimi o seviyyede hayal edemiyorum zaten." Hırçın bir ifade ile Alya Aras'a döndü âmâ cevap vermek yerine susdu. Zira konuşsa bu muhabbet böyle uzayıp giderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ray
General FictionBir tren rayından çıkınca nasıl felaketlere yol açıyorsa, bir insan da raydan çıkınca aynı şekilde felaketlere neden olur..