Ten elini Taeyong'un yanağına koyup nazik bir şekilde okşadığında Taeyong kendini çok yükseklerde hissetti;nefes almak gittikçe zorlaşıyor gibiydi:
-Seni bu işin içine katmak istemezdim Ten,gerçekten bunu istemezdim
-Kendini yalnız hissetmeni istemiyorum Taeyong,ben sadece...
-Seninde canını yakacak,bunu biliyorsun değil mi?
-Umrumda değil,çekeceğim acı umrumda değil,tamam mı?Sadece yalnız olmamanı istiyorum çünkü gözlerinden çektiğin acıyı görebiliyorumTen yavaşç elini Taeyong'un yanağından çektikten sonra Taeyong sessizce fısıldadı:
-Ikimizin de yarı yolda kalmasından korkuyorum
-Senin desteğin benim,benim desteğimde sensin.Merak etme,yarı yolda kalmayacağız.Dediğim gibi tek yapman gereken şey bana güvenmekTaeyong yorgun bir şekilde gözünün önüne düşen saçlarını kulağının arkasına aldı:
-Ondan korkuyorum Ten,sanki her an gelip beni öldürecekmiş gibi hissediyorum
Taeyong'un gözlerinden tekrardan birkaç damla gözyaşı düştüğünde Ten sıkıca ona sarıldı:
-Böyle şeyler düşünme çünkü bunun gibi bir şey olmayacak,tamam mı?
Buna izin vermem,sana söz veriyorum Taeyong.Eğer sana ulaşmak isterse karşısında bulacağı ilk kişi ben olacağım ve sana ulaşmak için ilk başta beni yerle bir etmesi gerekecekTaeyong kafasını Ten'in boynuna gömdü;gözyaşları Ten'in boynunun ıslanmasına sebep olurken yavaşça onun kokusunu içine çekti;şimdi kendini daha iyi hissediyordu.
Ten yavaşça ellerini Taeyong'un saçlarında gezdirdi ve saçlarına birkaç öpücük kondurdu:
-Ben her zaman yanındayım,senin için...
-Teşekkür ederimTaeyong ağlamaklı bir şekilde konuştuktan sonra yavaşça birbirlerinden ayrıldılar.
O sırada Taeyong derin bir nefes aldı:-Kendimi aptal ve deli gibi hissediyorum,her şey benim suçummuş gibi hissediyorum ama...
böyle olmamasını umuyorumYanaklarından akmaya devam eden gözyaşları tekrardan duygularına yenik düştüğünün göstergesiydi.Ten:
-Bu zamana kadar yaşadığın şeyler kolay atlatılacak şeyler değil Taeyong, sadece kendine zaman vermen gerekiyor
Ten Taeyong'un moralinin yerine gelmesi için tatlı bir şekilde gülümsedi ve eliyle onun saçlarını karıştırdı:
-Şimdi derin bir nefes al ve rahatlamaya çalış
Taeyong bunun üzerine hafifçe gülümsedi:
-Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum
Bunun üzerine Ten yavaşça oturduğu yerden kalktı:
-Bu gece benimle yatmak ister misin?
Taeyong anlamaz şekilde ona baktığında Ten hafifçe gözlerini kıstı:
-Iki kişilik yatağım var,belki yanımda yatmak istersin diye düşündüm
Taeyong bir şey demeyince Ten Taeyong'un bileğinden tuttuktan sonra onu oturduğu koltuktan kaldırdı ve dudaklarını büzdü:
-Seni yemem merak etme
Taeyong sessizce kıkırdadı:
-Beni yemeceğini biliyorum
Birlikte üst kattaki yatak odasına çıktıklarında yorgun bir şekilde yatağa yattılar.
Taeyong sırtını Ten'e dönüp yan bir şekilde yattığında Ten yavaşça elini Taeyong'un beline koydu;"Büyük cesaret doğrusu" diye düşündü Taeyong bir an kendi kendine.
Dürüst olmak gerekirse bu durum onun da hoşuna gitmişti.Biraz sonra Taeyong dayanamayıp arkasını döndü ve sessizce fısıldadı:
-Ne yapıyorsun?
-Sana sarılabilir miyim?Taeyong tepkisiz bir şekilde ona baktı;tapılacak şekilde yakışık ve tatlı olması ona "hayır" diyememesine neden oluyordu:
-Tabiiki
Tekrardan sessizce fısıldadığında Ten hızla Taeyong'u kendine çekti ve onun kafasını kendi göğsüne yaslamasını sağladı:
-Çok yumuşaksın
Ten sessizce fısıldadığında Taeyong kalbinin ritminin Ten'in hissetmemesini diledi;kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.
Yavaşça elini Ten'in beline doladı ve derin bir nefes aldı;kendi kendini sakinleştirmeye çalışırken Ten tek kaşını kaldırdı ve dikkatle ona baktı:
-Iyi misin?
Taeyong kafasını hafifçe yukarı kaldırdı ve ona baktı:
-Iyiyim,neden sordun ki?
-Ağırımdır,altımda ezilmeni istemem
-Ağırlığını hissetmiyorumTen tek bacağını Taeyong'un bacağının üstüne koydu ve kollarını gevşek bir şekilde onun boynuna sardı:
-Peki şimdi hissediyor musun?
Taeyong utancından yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu fakat karanlıkta Ten bunu göremeyeceği için kendini kasmadı:
-Sadece biraz hissediyorum
-Rahatsız olursan söyle
-PekiTen yavaşça gözlerini kapattı ve sessizce fısıldadı:
-Iyi geceler oyuncak ayıcığım
-Oyuncak ayıcığım mı?
-Evet,oyuncak ayı kadar yumuşaksın
-Bunu iltifat olarak kabul ediyorum
-Öyle zaten,sana sövmemi mi bekliyorsun?
-Hayır,beklemiyorum.Ama tatlı bir kedi olmayı tercih ederdim
-Neden kedi olmayı tercih ederdin?Ten gözlerini açıp ona baktığında Taeyong hayran bir şekilde ona baktı;
biçimli burnu,çok kalın olmayan dudakları ve güzel gözleri muhteşem bir uyum içindeydi;kusursuz denilebilecek kadar güzeldi:-Soruma cevap vermeyecek misin?
Ten'in gülerek sorduğu soru kendine gelmesine neden olmuştu:
-Ah üzgünüm,dalmışım
-Neden kedi olmayı tercih ederdin?Ten gülerek tekrardan aynı soruyu sorduğunda Taeyong derin bir şekilde karşısında duran kusursuz adama baktı:
-Çünkü kedileri seviyorum,tatlı ve masum oluyorlar
-Biliyor musun?Bende kedileri seviyorum,özellikle senin gibi olanları...Taeyong utançla kafasını yere eğdi:
-Ben kedi değilim ama...
-Az önce kedi olmayı tercih ettiğini söylemiştin
-Ayı olmaktan daha iyi olduğu doğru amaTen hafifçe kıkırdadı:
-Biliyorum,kaba bir benzetme oldu
Taeyong hafifçe dudaklarını ısırdığında Ten dudaklarını büzdü:
-Artık uyusak iyi olur,yarın işe gideceğiz
-Bence de uyumalıyız
-Tatlı ayıcık
-Ten!Taeyong yumuşak bir şekilde Ten'in göğsüne vurdu:
-Çok kötüsün
-Seni sinirlendirmek hoşuma gitmeye başladıTen sessizce kıkırdadığında Taeyong onun göğsündeki elini karnına doğru indirdi:
-Sen spor mu yapıyorsun?
-EvetTen eliyle saçlarını geriye doğru savurduktan sonra tişörtünü yukarı kaldırdı:
-Bunlar için uğraşıyorum
Taeyong hızla oraya baktı;karın kaslarını gördüğünde utançla Ten'in tişörtünü aşağı doğru çekiştirdi:
-Bunları bana göstermek zorunda değilsin
-Dokunmak ister misin Taeyong?
-Tabiikide hayır!Taeyong güldü ve dudaklarını yaladı:
-Artık uyusan iyi edersin,sabah kalkamayacaksın
-Yarın işe geç gidebilirim ayrıca ben müdürüm,tamam mı?Ten dalga geçer bir şekilde konuştuktan sonra Taeyong'a göz kırptı:
-Ve yarın seni de işe geç yollayacağım oyuncak ayıcığım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAETEN:MY BOSS
FanfictionTen,ben bir külkedisi değilim ve yaşamayı seçtiğim bu hayatta bir peri masalı değil