1977, 23 aralık, 14:23
James:
Madam Pomfrey elindeki iksiri yatakta oturan Marlene uzattı. Kız titreyen elleriyle şişeyi alıp dudağına çekerken onu görmediğim yirmi dakika içinde yer yer beyazlamış saçlarını okşuyordu, "Hepsini iç, daha iyi hissedeceksin şimdi. Yavrum, çok kötü korkmuş."
Marlene şişeyi geri verince, aldı ve Hastane Kanadının sonundaki odaya yöneldi, en sonda gözden kayboldu.
Marlene eliyle saçlarını geri çekerek tokayla toplamaya başladı ama elleri hala titrediğinden olsa, bir türlü toplayamıyordu, "Sen de onu gerçekten gördün mü, yoksa beni sakinleştirmeye mi çalışıyordun?"
"Gördüm, Marlene," dedim beşinci kez, "Üç kez hem de. En son da dündü. Ve evet, haklıydın, dudağımdaki uçuk, onu görünce korkmuştum ben de."
Korktuğumu itiraf etmemle karizmamın üzerine kocaman bir çizik çekildiğini hissediyordum. Değmişti yine de, çünkü Marlene sonunda rahatça nefes alarak geriye yaslandı. Ama bu da uzun sürmedi. Gözlerinin kocaman açılmasıyla dikelmesi de hemen ardından geldi.
"Şimdi o şey gerçek mi? Kahretsin, şimdi çıldırmış olmak istiyorum," eliyle alnını tuttu, "Birine söyledin mi?"
"Mafrey onu gördü. Halletti sanmıştım," dedim gözlerimi kaçırarak.
Marlene'in gözleri büyüdü, "Potter sen kaçık mısın? Nasıl birine anlatmazsın?" benden cevap beklemeden ayağa kalktı, "Şimdi anlatırız o zaman, doğrudan Mafrey'in yanına gidiyoruz-"
"Er... o konu..."
Bu sabah olan her şeyi de anlattım.
Marlene yine yatağa oturmuştu. Çatık kaşlarla bana baktı bir süre. Gözlerini kapatarak iç çekti, "Adama gerçekten süpürge dolabında seks yaptığın için dışarı çıkmadığını mı dedin?"
"Camdan yüz metrelerce aşağı yuvarlanacaktım az daha ve takıldığın yer burası mı?"
Marlene ayağa kalktı, hastane kanadının ortasında birkaç tur takla attı. Sonunda bana döndü, "Sesini de duyduysa, orada olduğundan emin olmalı. Neden yalanla sıvışmana izin verdi ki? Ne gördün diye sorması daha garip, ne gördüğünü biliyorsa sormasının ne anlamı var?"
"Görmüş olmamı istemiyordu sanki," dedim, "Konuşma da baştan sona tehdit gibiydi."
Marlene sonunda durdu. İlaç etkisini göstermişti, artık titremiyor, rengi de kendine gelmişti. Ama saçlarındaki beyaz tutamlar sonsuza dek orada kalacak gibiydiler. "Tamam, haklısın, Mafrey kaçık. Jadestone'a gidebiliriz."
☆
Jadestone'un ofisi ikinci kattaydı, Biçim Değiştirme sınıfının olduğu koridora dönmeden solda. Kapıyı tıklattığımızda Jadestone'un da Mafrey gibi kaçık olmayacağını umuyordum.
İçeri girdiğimde hissettiğim ilk şey Mafrey'in odasında olduğu gibi lavanta kokusuydu. Jadestone'un odası daha büyüktü. Karşı duvarda kocaman bir pencere, onun önünde çalışma masası vardı. Çalışma masası Mafrey'inki gibi karışık değil, düzenliydi. Odanın iki tarafında da kitaplıklar vardı ve tamamen kitaplar, çeşit çeşit büyülü eşyalarla doluydular. Camın perdeleri açık olduğu için odaya bolluca güneş ışığı giriyordu – galiba bu noel kar yağmayacaktı. Çalışma masasının sağındaki şömine çatırdıyordu.
Biz Marlene'le boş odada şaşkınca birbirimize bakıyorduk. Ama biz bir şey demeye mecal bulamadan Patricia Jadestone odanın ortasına cisimlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portio | Jily • Çapulcular
Fanfictionkimsenin açıklayamadığı şeylerin olduğu okulda iki genç hem hayatta kalmaya, hem de aşık olmaya çalışıyor. peki, gençler mi kazanacak, okul mu? (DEVAM EDİYOR HAYATIMMMM)