chapter: flower
Jennie
Elinde çiçeklerle gülümseyerek üzerime doğru geliyordu. Uzaktaydı ama güzel gözüktüğünü anlayabiliyordum. O yakınlaştıkça ayak seslerini daha iyi duyuyordum. Ama yakınlaştıkça yüzü değişiyordu. Sanki birden bire başka birisine dönüşüyordu. O yakınlaştıkça görüşüm daha da çok bozuluyordu. Yüzünü bulanık gördüğüm için kim olduğunu anlayamadım. Hâlâ ne olduğunu anlamadan dibime kadar gelmişti. Çok yakındık. Gözlerini gözlerime kilitleyip 1 saniye gülümseme sunduktan sonra dudaklarından bu kelimeler döküldü:
"Kendini kandırma, sen beni seviyorsun"
"Yüzümü bile bilmeden beni sevdin"O an söylediği kelimelerin hiç birini anlamamıştım. Ama anladığım tek şey buydu ki, yanılıyorudum. Kesinlikle yanılıyordum.
•
Aniden elindeki çiçekleri yüzüme fırlattı ve gözünü bile kırpmadan beni itti. Ben hiç bir şey göremediğin o simsiyah yerde kayboluyordum. Sadece yüzümdeki çiçek yapraklarını görebiliyordum. Her şey siyahtı. Her şey..------------------------------------------------------
Kabusun bitmesiyle yataktan sıçrayarak kalkmıştım. Nefes nefeseydim. Sanki boğuluyordum. Ellerim titriyordu. Gözlerimi açamıyordum.
Sadece bir kaç santim açdığım gözlerimle masada su bardağını arıyordum. Bulunca bardağı hemen ağzıma götürdüm. Bununla kendime gelebilmiştim. Bir kaç dakika yatakta oturduktan sonra ayağa kalktım. Gerekli işlerimi hallettikten sonra mutfağa gittim. Hiç bir zaman doğru düzgün bir şey yemeyen ben şu an sanki kaç gün aç bırakılmış gibi yemek yemeye başladım. Ve yemek yerken gördüğüm rüyanı- daha doğrusu kâbusu düşünüyordum. Etkisinden çıkamamıştım.
------------------------------------------------------
Kaç saat düşünmeye dalmıştım. Ama hâlâ ne yapacağımı bilmiyordum. Tam da o sırada Chaeyoungdan mesaj gelmişti. Telefonun şifresini çözüp mesajlara girdim.
pchae: Günaydın
ninie: benim kız olduğumu biliyor musun?
pchae: tahmin etmiştim.
ninie: harika
ninie: hemen görüşelim chae
ninie: lütfen
ninie: beni göreceksin artık
pchae: zamanı geldi demek
pchae: ama karşı karşıya gelirsek her şey kötüye giderse ne yapacaksın
ninie: sadece buluşalım chae. Lütfen
pchae: tamam. Neresi ?
ninie: Saat 14:00te ***** parkında
pchae: tamam geleceğim
------------------------------------------------------
Yazar
Jennie'nin içinde çok kötü bir hiss vardı. Ne yapacağını bilmiyordu. Tek yaptığı şey ona doğru giden yolda yürümekti. Ama sanırım, her şey o kadar kolay olmayacaktı.
Jennie bir ağacın arkasına saklanarak onu aramaya başladı. Daha gelmediğini düşünüyordu. Bu yüzden mesaj attı. Kimin telefonu eline aldığına bakınıyordu. Bir tek oydu. O kızdı. Chaeyoungdu. Ama istediği Chaeyoung değildi. Geçen gün okulda yardım ettiyi Chaeyoungdu. Jennienin sevdiği kızdı işte. Rüyası doğruydu. Yüzünü bildiğini sanıyordu. Ama aslında onu tanımadan sadece ismiyle bile sevmişti onu. Yine de her şey başından beri bir yanlıştan ibaretti.
Jennie'nin tüm hayalleri yıkılmıştı. Onu bekleyen kızı orada bırakıp koşmaya başlamıştı.
------------------------------------------------------
Chaeyoung tam 2 saat bekledikten sonra eve dönmüştü. Ekilmişti. Ona mesaj attıktan sonra bir şey demeden ve onun karşısına çıkmadan onu izleyip gitmişti. Belki de hiç gelmemişti oraya.
Chayeoung'un yine güveni sarsılmıştı. Yavaş yavaş hoşlanmaya başladığı kız onunla dalga geçer gibi onu orada bırakmıştı. Chaeyoung onu affetmeyecekti. Kendine onu affetmeyeceğine dair söz verdi.