nine (final)

485 34 7
                                    

chapter: love you

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

chapter: love you

Rosé

Plan yolunda gidiyordu. Şimdilik bir sorun yoktu. Ama yine de dikkatlı olmalıydım. Bu yüzden Lisayı kızların yanına gönderip naptıklarını öğrenecektim. Lisa geldiğinde yorulmuşa benziyordu. Koşa koşa geldiği belliydi.

"Geliyor Jennie geliyor" dedikten sonra başımı onaylarcasına salladım ve Lisa hemen binaya girdi. Ben de Yerimi çağırıp sohbete başlamışdım. Ve tahmin ettiğim gibi bizi dinlemişti. Bir de rol yapıyor duymadım diye. Bu kız beni delirtmek istiyordu ki artık başarılıydı.

------------------------------------------------------

Lisa: Rosé bundan emin misin gerçekten? Bak anlıyorum kırıldın ama senin yaptığın da hiç doğru değil

Rosé: Dün ben de senin gibi düşünmeye çalıştım ama hayır Lisa ben yaptıklarımdan eminim.

Lisa nefesini sertçe dışarı verip gözlerini benden çekti. Bense aynada kendime bakıyordum. İşimi bitirip odadan çıkacakken Lisa beni durdurup aynı şeyleri zırvalamaya başladı. Kulak asmayıp aşağı indim. Lisadan arabanın anahtarını alıp arabaya bindim. Tam o sırada Jisoo beni aradı.

.
.
.
Jisoo: Bak anladın mı? istersen bir daha söyleyeyim

Rosé: Anladım Jisoo merak etme artık bu kaçıncı kez oldu

Jisoo: tamam Rosé  dikkatli ol

Olacaktım. Olmalıydım.

Parka sonunda gelmiştim. Biraz süzdükten sonra Jennie'yi gördüm. Yakınındaki ağaçlardan birinin arkasına saklanıp onu izlemeye başladım. Biriyle konuşuyordu. Herhalde Jisoo'ydu. Neyse. artık zamanı gelmişti.

Karşısına çıktığım an bana korkmuş şekilde bakıyordu. Ama hemen kendini toparlayıp " sana her şeyi söyleceğim " dedi sadece. O lafını bitirmeden onu öptüm. Çok şaşkındı. Ne olduğunu anlamıyordu Jennie.

Jennie: Rosé ne yapıyorsun sen? Neyi biliyormuşsun

Rosé: Artık oynamayı kes lütfen. Şimdiye kadar bana oynadın ama sıra bendeydi

Jennie: Neden bahsediyorsun sen

Nefesimi dışarı verdim. Bu kız beni yoruyordu.

Ama benim oynamak için sabrım tükenmişti. Bu yüzden her şeyi amlatıp oyunu bitirecektim.

Elinden tutup bir banka oturttum. Nefes almadan onun beni sevdiğini bildiğimi, jisoonun casusluk yaparak jennie'ye yalan söylediğini ve hepsini bana söylemesini, her şeyi geç de olsa öğrendiğimi anlattım Jennie'ye.

Tepki vermiyordu. Sadece gözleri dolmuştu. Bana bile bakmıyordu. Ben tam bir şey söyleyecekken ayağı kalkıp gidecekti. Kolundan tutup yüzünü yüzüme çevirdim. Ama o sadece "benden uzak dur" demekle yetinmişti, sessizce gitmişti. Ama içinde fırtınalar koptuğunu çok iyi biliyordum.

------------------------------------------------------

Jisoo'nun yanıma gelmesiyle düşüncelerimin arasından ayrıldım.

Jisoo: nerde o? Nereye gitti?

Rosé: her şey bitti

Jisoo: nasıl yani

Rosé: bitti işte bitti. Jennie yok Jennie gitti

Jisoo: bir şey söylemeden yolladın mı öylece

Jisoo'ya cevap vermeden arabaya doğru koşmaya başladım. Hemen binip Jennie'yi aramalıydım. Uzağa gidemezdi. Umarım gitmemiştir.

Bulamayınca pes etmiştim. Arabada öylece düşünüyordum. Gözüm yukarıdaki aynaya takıldı birden. Yüzüm çok garip gözüküyordu. Mimiklerim, bakışlarım çok sahte gibiydi. Peki ben ne ara böyle oldum ki? Ne zaman böyle acımasız oldum? Hiç bir zaman olmadım, olamazdım da. Ama bu yaptıklarım neydi peki?

Jennie: Chaeyoung

Kahretsin. Sesi kafamda yankılanıyordu.

Jennie: Chaeyoung

Hayır bu gerçekti.

Rosé: Jennie?

Sesim titremişti. Konuşamamıştım bile. Ama o bir şey demeden arabaya oturdu. Yüzümü avcuna alıp " Bana herşeyi anlatacaksın" dedi. Bu söylediğiyle ağlamaya başlamıştım. Yaptıklarım neden bu kadar mantıksız ve anlamsızdı? Bunu neden yaptım? Jennie benim için anonim olarak kalsaydı daha güzel olmaz mıydı? Yalan gerçekler ortaya çıkmasaydı her şey daha mı iyi olurdu?

Jennie konuşamadığımı görüp bana sarılmıştı. Bir şey demedim. O hâlâ sakince gözyaşlarımı silip bana bakıyordu.

Jennie: Bana yaptıklarını tam olarak bilmiyorum, anlatacak gibi de gözükmüyorsun. Tabii iyi bir şey değil gibi ve ben seni affetmeyeceğim anlaşılan. Ama bu benim seni sevmediğim anlamına gelmiyor.

Rosé: Bunu yapmak zorunda değilsin ben bunu haketmedim

Jennie: Rosé beni seviyor musun?

Konuşamayacağımı bildiğim için kafamı salladım. Jennie gülümsedi. Ve bana "ağlama " dedi. Kahretsin çok güzeldi.

Jennie: Seni öpmemi ister misin?

Ama ben ona sarılmayı tercih etmiştim. Bu beni rahatlatıyordu.

Rosé: Üzgünüm Jennie

Jennie: Seni seviyorum Rosé

Diyip daha da sıkı sarılmıştı. Ama ben bunu haketmemiştim.

Ve artık oyunun sonu gelmişti. Kazanan yoktu. İkimiz de kaybetmiştik.  Ama bu beni üzmüyordu. Ona kavuştuğum için mutluydum.







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Wrong truth⇴Chaennie  | bitti ✔|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin