isimsiz2

19 10 0
                                    

...Leyla...
Haftasonuna ne çabuk geldik hiç anlamadım uykumu da alabilmiş değilim nedense?
Nedenini biliyorum aslında dün canlı yayına bağlanan isimsiz dinleyicim sesi o kadar etkiledi ki bütün gece gözümü bir saniye bile kırpmadım kimdi sesi neden o kadar tok kalın aynı zamanda etkileyiciydi nasıl biriydi acaba ?sarışın !esmer !kumral
bana neydi Allah aşkına?! her telefona bağlanan dinleyiciyi bu kadar düşünseydim kafayı yerdim heralde!
güneş çoktan doğmuştu ama ben hala yatağın içinde pinekiliyordum.
yavaşça yatakta doğrulup oturur pozisyona geçtim .
Tam bu sırada kapı açıldı afacan kardeşim furkan koşarak yanıma geldi.
"Günaydın ablaların en güzeli"
Gülümseyip kardeşime sarıldım .
"Günaydın birtanem"
Küçük göbeğini ovuşturdu
"Ben acıktım " hadi kahvaltı edelim "diyerek elimden çekiştirerek beni yataktan kaldırdı.
Tam odadan çıkacakken onu durdum.
Sorgular şekilde yüzüme baktı .
" ben banyoya girip çıkana kadar beni burada bekle küçük adam "furkanı arkamda bırakıp banyoya girdim.
Aynadaki yansımama baktığımda yüzüm solgun göz altlarım mordu tanımdığın etmediğin görmediğin adamı bütün gece düşünür durursan olacağı budur işte leyla...
Banyodan çıkıp odama gittim
" hadi ablacım ben giyinip geliyorum sonra seninle süpermen kahvaltısı hazırlayalım "dedim en sevecen sesimle furkan olduğu yerde zıpladı
" yaşasın "süpermen kahvaltısı" diye bağıra bağıra sevinçle odamdan çıktı .üstüme siyah eşofman takımımı giyip saçlarımı gelişi güzel topladım
Madem bu gün haftasonuydu simit yemek hakkımız diye düşündüm dış kapının arkasındaki vestiyerin çekmecesindeki bozuklukları elime aldım
"Furkaan " ses yok
"Furkaan nerdesin"?
Salona girdiğimde kardeşimi yerde bağdaş kurarak oturmuş çizgi film izlerken buldum tıpkı çocukluğumdaki gibi...
"Seni dinliyorum abla " dedi hiç yüzüme bakmadan çizgi filme dalmış pekte çıkmak istemiyor gibiydi.
"Ben süpermen kahvaltısı için simit almaya gidiyorum ben gelene kadar uslu uslu otur çizgi filmini seyret"
"Taaamaam" dedi" a"ları uzata uzata kafamı iki yana sallayıp gülerek salondan çıktım.
beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip anahtarımı da alıp evden çıktım
Ana cadde üstündeki pastaneye yürümeye başladım hava parçalı bulutlu olmasına rağmen ılıktı
Hem Haftasonu olduğu için hemde saat henüz sabahın dokuzu olduğu için sokakta pek insan yoktu .
Az biraz daha yürüyüp pastanenin önüne geldim. benden önce uzun boylu siyah kapşonlu altında kot pantolan olan adam pastaneden içeri girdi
İnsan bir yol verir ama nerde!!
Arkasından bende girdim hasan amca beni görünce gülümsedi "hoş geldin kızım ne vereyim sana " bende gülümsedim "hoş bulduk hasan amca iki simit veriver sana zahmet "
Çırağın yanında duran kapşonlu adam "iki ekmek" dedi gayet duygusuzca sesi benim isimsiz dinleyici gibi kalın ve toktu "nee!?hayır leyla saçmalama her kalın sesli erkek senin dinleyicin olacak değil ya!?
Adamın yüzüne bakmaya çalıştım ama sadece gür sakallarını görebildim parasını verip hızlıca fırından çıktı .
"Buyur kızım bir buçuk lira " dedi hasan amca poşeti elime verirken ücreti ödeyip teşekkür ettikten sonra fırından çıktım.
Hızlıca eve gittiğimde furkan bey hâla çizgi film izliyordu.
"Bu günlük bu kadar çizgi film yeter küçük adam hadi mutfağa bana yardım edeceksin" dedim gülerek
Televizyonu kapatıp yanıma geldi
"Evet abla napıyoruz?"
Furkan ile birlikte mutfağa girdik
Ona daha önceden aldığım önlük ve şapka takımını üstüne geçirdim neyseki bunlar süpermen desenliydi
Önüne plastik bir kap ve üç yumurta koydup eline çırpıcıyı verdim baharatlar zaten yanındaydı.
"Hadi bakalım ben sofrayı kurarken sende yumurtayı yap "
"Bebek işi" deyip sırıttı yumurtaları kırıp çırptı içine istediği baharatlardan attı çocuk gerçekten bu işi biliyor sanırım büyüyünce aşçı olacak.
Ben masayı ve çayı hazırlarken furkan yumurtayı hazırlamıştı
"Çırptııımm"
"Aferin benim kardeşime geç bakalım masaya pişiirip geliyorum " dedikten sonra yanağına kocaman bir öpücük kondurdum furkan da sıkı sıkı sarıldı.
Güzel güzel kahvaltımızı ediyorduk
Deyim yerindeyse kurt gibi acıkmışım yediğim zeytin kaç olmuş ya on mu?
Furkan bey'in ödevleri geldi aklıma birden bakışlarımı ona çevirdim
"Ödevler bitti mi küçük bey?
Küçük kaşlarını çattı Ağzındakileri bitirmeden sinirli sinirli konuşmaya başladı
" off oblo yo odovun sorosumu şomdu?
Yüzümü buruşturdum
"Önce ağzındakini bitir furkan hiç bir şey anlaşılmıyor" hızlı hızlı ağzındakileri çiğneyip yuttu.
"Diyorum ki ödevin sırası mı ne güzel kahvaltı yapıyoruz şurda"
Ağzım bir karış açık kaldı bu çocuk bazen boyundan büyük laflar ediyordu
"Valla ben anlamam kardeş ödevlerini tam yaparsan yarın bütün gün parkta geçiririz yani ben senin için söylüyorum " deyip omuz silktim
Parkın adını duyan furkanın gözleri ışıldadı
"Top da oynar mıyız ablacık?"dedi sevimli sevimli
Gülerek başımı salladım " oynarız kardeşim oynarız"
Sütünü fondip yapıp yumurtasının ve simidinin son lokmasını bitirip masadan kalktı
"Oldu o zaman ben odamdayım bitirmem gereken üç ödevim var " dedi eliyle işaret ederek ve koşarak odasına gitti
"Furkaan önce ellerini yıka" desem de boşuna konuştum çünkü çoktan gitti bile
................

....Tuna....
Annemin grip olmasından dolayı ekmek almaya bugün ben gittim erkenden kalktım ki kimselere görünmeyeyim insanlarla aram hala iyi değil kalabalık ortamlar da panik atak geçirecek gibi oluyorum insanlar üstüme üstüme geliyor
Fırına girip ekmeği alırken yanımda ekmek almaya gelen bir kadın vardı sesi ne kadar da leyla'ya benziyordu diye düşündüm bir an için
bu gün ve yarın tatil olduğu için radyo programı yoktu
odada iyiden iyiye yanlız hissediyordum kendimi alışmış mıydım ona sesine.? ..
sonra bu dediğime güldüm ben ve birine alışmak bu olsa olsa felaket olur .
kahvaltımı ettikten sonra ilaçlarımı içip kitabımı okumaya başladım .

...leyla...
Pazar günü...
Evimizin az ilerisindeki botanik parka geldik . furkanın elinde top benim elimde bir piknik sepeti içinde atlayacağımız ipten tutunda yiyeceğimiz sandiviçe kadar herşeyi koydum.
Parktaki banklardan birinin üstüne piknik sepetini koydum furkan şut çekmeye hazır ve nazır şekilde bekliyordu
"Hadi abla ultraslan furkan gol atmaya hazır" dedi
"Tamam furkan sağ köşeyi kale yapalım ben iki üç taş bulayım"
Parkın içinde bir kaç ağır taş bulup kaleyi oluşturdum
Kaleci de ben oldum tabi...
"Hadi başla bakalım minik aslan"

Tamı tamına on kere topu taşlardan yaptığım ve önüne siper olduğum kaleye gol attı
"Şut ve goll evet sayın seyirciler 09 numaralı furkan topu ağlara gönderdi" furkan gol attığı yetmezmiş gibi kendi reklamını da yapıyordu.
Sevinçle yerinde bir tur dönüp bana havadan öpücük attı .
Keşke bende sevinebilsem bacağımın sağına soluna sayısız top yedim morarmasa bari !
"Evet şimdi sıra bende " dedim kendimden emin bir şekilde
" eğer on bir gol atarsam benimle birlikte ip atlayacaksın"gülümsedim ve elimi uzattım
Furkan pek sevinmese de elini uzatıp elimi sıktı
"On bir gol atacağını pek sanmıyorum ablacığım ama kabul"
Şimdi kaleye geçme sırası furkandaydı
"Hazır mısın kardeşim? " gözlerimi kısıp furkana baktım topu ayağımın önüne koyup kaleyle aynı hizaya getirdim.
Furkan küçük siyah kaşlarını çatıp sinsi bir sırıtışla cevapladı beni "hazırım ablacığım gönder gelsin tabi gol atabilirsen" dedi aklınca benim gol atamayacağımı düşündü ama ben ne yaptım tabi ki o on bir şutu başarılı bir şekilde çekip topu kaleyle buluşturdum.
"Şut ve goll" büyük bir sevinçle golümü atıp yumruğumu havada sevinçle salladım
"Ben kazandım ben kazandım" sevincim tavan yapmıştı"
Parkta ip atlamak için bir kişi daha gerekliydi furkan vardı fakat ipin ucunu tutacak biri daha gerekiyordu. Parkın içinde insan arayışına girdiğim sırada parkın önünden geçen zeynep'e gözüm ilişti
Avazım çıktığı kadar bağırıp el sallayarak yerimi belli etmeye çalıştım "zeynep zeynep hey parktayım be kızım" şaşkın şaşkın sağına soluna bakan arkadaşım aynı zamanda (komşum)zeynep beni görünce güldü
"Bende diyorum bu bağıran deli kim?" dedi sesindeki alayı anlayabiliyordum.
"Sensin deli gelsene iki dakika ya ip atlayacağım ama bir kişi eksik"
"Yettim gari " deyip parkın girişine doğru yürüyüp yanımıza geldi tabi bizim furkan iptal neden mi? zeynepe plotonik olarak aşıkta ondan
"ze...zey-nep hoş geldin"sırıtıp saçlarını düzeltiyor küçük zampara kızı görünce kekeledi resemen
Kaşlarımı çatıp başımı sağa sola salladım" furkan kaç kere diyeceğim zeynep değil !zeynep abla diyeceksin!
Bizimkinin umrunda değil
"Bana ne ya zeynep işte"!!
Bizim kız da hiç şikayetçi değil " hoş bulduk aşkım bakma sen ablana "deyip furkana sarılıp yanağından öptü
"Kızım hep sen yüz veriyorsun buna bak sonra efenin başına bir iş getirecek bizimki" deyip kıkırdadım.
Zeynep omuz silkti.
"Neyse hadi ip atlayacağım ben tutun ipin ucundan " ipin bir ucunu zeynepe bir ucunu furkana verdim .
Kaç tur ip atladım bilmiyorum ama furkan pes edip ipin ucunu bıraktı "yeter yoruldum ben" al benden de o kadar " furkanla zeynep ipi bırakınca mızmızlanmaya başladım "bir tur daha atlasaydım ya"
Zeynep isyan etti "hööh be kızım seni görende 6 yaşında sanır ya bilmesem 26 yaşında olduğundan şüphe etmeye başlayacağım hı"kendimizi parktaki sarı tahta bankın üstüne Attık .
evden getirdiğim salçalı ekmekleri çıkardım tek tek bizimkilere uzattım
" çocukluğumuzdaki gibi"dedi zeynep keyifle
"Çocukkende mi salçalı ekmek yiyordunuz?
Başımı aşağı yukarı salladım
" bizim evin bahçesi var ya oraya halı serer evcilik oynardık annem de acıkmayalım diye bize bir tepsi salçalı ekmek yapardı bütün mahalledeki çocuklar hiç eve girmezdik eskiden "anılar gözümün önünde canlandı tek tek içim burkuldu ne eski mahalle arkadaşlarım ne annem ne de babam vardı artık
Furkanında gözleri dolmuştu .
hay çeneme ya !
birden yaptığım şeyin farkına vardım kardeşim anne ve baba konusu açılınca üzülüyordu şimdi de gözleri doldu. sarıldım.
Ve gülümseyerek konuşmaya başladım
" yaşlandık kız zeynep "
O da durumu fark etti
"Kendi adına konuş şekerim ben daha taş gibiyim " deyince kahkaha attım
.................

İSİMSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin