Derler ki, zamanın birinde Ulutan Dağının zirvesindeki manastırın kapısına bir bebek bırakılmış. Bebeği kim bıraktı bilen yok. O fırtınalı ve karlı havada kim böyle bir dağa tırmanmak gibi bir delilik yaptı bugün dahi bilinmiyor. Onun hakkında bilinenler bebeğin üzerindeki mektuptaki yazılardan ibaretti. Mektup şöyle der:
"Onun adı Zilong. Henüz altı aylık. Çabaladık ama ona iyi bir yaşam veremedik. Usta Yun-Zhao bunu yapabilecek tek kişi. Lütfen bebeği bu manastırda yetiştirin ve iyi bir savaşçı olmasını sağlayın. Bu onun tek şansı olabilir."
İşte bundan ibaretti Zilong manastırın kapısına bırakıldığında hakkında bilinen ve istenilenler. Ancak şanslıyı bu yazıyı bırakan kişi veya kişiler çünkü Yun-Zhao bu manastırın en büyük ustasıydı ve bu çaresiz kişilerin bebekleri hakkındaki son arzusunu gerçekleştirecekti.
Zilong manastıra bırakılışının ikinci ayında önce yürümeye ardından da konuşmaya başladı. Normal bir bebek için erken tarihlerdi bunlar ama Zilong normal bir bebek de değildi.
Zaman geçti ve Zilong büyüdü. Manastırda her yetişen diğer çocuk gibi o da zamanı gelince her hafta düzenlenen turnuvalara katılmaya başladı. Dört yaşında kazandığı ilk galibiyet, sayısız galibiyetinin sadece ilkiydi.
Zilong, on yedi yaşındayken manastıra bir yabancı geldi ve Yun-Zhao ile görüşmek istediğini söyledi. Kodar ve Mora kim oluğunu sorduğundaysa:
-Eski bir tanıdık.
Dedi sadece. Ne demek ki bu. Kodar ve Mora birbirine baktı ve ardından Kodar içeriye gitti. Ustanın yanına gelip:
-Usta, sizinle görüşmek isteyen bir yabancı var. Kim olduğunu sorduğumuzda 'eski bir dost' dedi.
Dedi. Yun-Zhao o sırada meditasyonda olduğu için hiçbir şey söylemedi ve sadece eliyle onayladı. Kodar dışarıya çıktıktan sonra Mora ve yabancının yanına gelirken Mora'ya kafasını salladı ve Mora:
-Hadi gidiyoruz.
Dedi ve Kodar ile birlikte yabancıyı içeri götürdüler. Ustanın yanına geldiklerinde yabancı:
-Selam Yun. Uzun zaman oldu ha?
Dedi. Bu ses ustaya tanıdık geliyordu ama o kadar zaman geçmişti ki hatırlayamıyordu. Kim olduğunu anlamak için gözünü açtı. Gözünü açtığında şaşkına döndü ve diğerlerine:
-Dışarı çıkın.
Diye bağırdı. Kodar ve Mora dışarı çıkıp kapıyı kapatınca Yabancı:
-Ne oldu? Pek hoşnut durmuyorsun gelişime.
-Bir daha gelmeyeceğini söylemiştin?
-Evet söylemiştim. Tam 17 yıl boyunca buranın yanından bile geçmedim. Ama şimdi...
-Şimdi ne?
-Şimdi sana söylediğim süre doldu ve lanet bozuldu.
-Ne süresi? Ne laneti? Ne diyorsun?
-Yıllarca Madatra'nın laneti üzerimde dolaştım; kimsenin yanına yaklaşamadım ve insanlardan uzakta yaşadım. Nasıl olduğunu biliyorsundur herhalde?
-Ne istediğini söyle.
-Ne mi istiyorum? Sadece oğlumu...
-O senin oğlun değil.
-Evet öyle. Hatta tahtımın tek ve mutlak varisi.
Uzun bir konuşma sonrasında Yun-Zhao'yu ikna eder ve Zilong'u çağırtırlar.
...
