Hephaestus, fiziksel olarak en çirkin tanrı kabul ediliyordu. Buna rağmen Aphrodite ile evlenmiş ve herkesin arzuladığı şeyi elde edebilmişti. Arzularımdan kaçmayı hiçbir zaman denemedim. Yaptığım her şey tatmin olmak için seçtiklerim üzerineydi ve yapabileceğim en doğru şeyin bu olduğunu düşünüyordum.
Toplumsal baskılara boyun eğerek beklentilerimizi yok saymak zorunda bırakılmamız zavallı bir şey. Bunu dile getirme fedakarlığını göstermeyi tercih etmiyorum, fakat tanrılığımı meşru kılmak için arzularımla anılmak zorundayım. Arzularımıza dair tepkiler, onları yok etmek yerine; bastırmayı hedefliyor. Toplum seleksiyonunda baskın zümre her zaman diğerlerine karşı hükmetme kudreti kazanmıştır.
Arzularıma dair tartıştığımda, her zaman gerçekçi oldum. Gerçekçiliğimi dürüstlük ekiyle yüceltmeyi tercih etmiyorum. Çünkü dürüst olmak, doğruluğu dile getirebilmek değil; doğru olduğuna inanılanı kabul etmektir. Dürüstlük, doğruluktan ayrılmamayı ifade eder. fakat doğruluk değişkendir ve asla maddeleştirilip doğruluk adı altında sıralanamaz. doğruluğun değişkenliği, çoğunluğun yarattığı somut doğru anlayışına terstir; bu sebeple dürüstlük geçerli bir sıfat olamaz.
Yalnızlığımın getirdiği boşluğu, Leibniz'in yaptığı gibi kavramları doldurarak yok etmeye çalışıyorum.