Potter Kızı ve Çapulcular

İksir Dersi

   
  
    Jessica kendini ihtiyaç odasına kilitlemişti. James le sohbete başlamışken bir anda konu kendisine gelmişti. O hiç aşık olmuş muydu? Yüzünü avuçlamış sarsıla sarsıla ağlıyordu. O bu duyguya sahip olma hakkını yıllar önce kaybetmişti insanlara güven olmayacağını o zaman anlamıştı. Çocuk onu muhtemelen hiç hatırlamıyordu ama o ömrü boyunca hayatını mahveden çocuğu hatırlayacaktı. İhtiyaç odası bu sefer ruhunu yansıtacak kadar karaydı. Ne moral çikolataları ne de cipsler... O üzgün olduğu zaman iştahı açılanlardan değil kapananlardandı. Üstündeki kıyafetleri fırlatıp attı. Yalnızca çamaşırlarıyla kalmıştı. Odanın içinde bir boy aynası görmüştü, asasıyla lumos büyüsünü yapıp aynanın karşısına geçti. Yaralarla dolu vücuduna baktı, acılarla dolu hayatından kalanlara.

Kardeşi Quidditch kupasından başka derdi olmayan şımarık bir çocuk olarak yetiştirilmişti bir ona bir de kendisine baktı. Hayat hiç adil değildi. Aynı kandan iki kardeş, aynı anda doğmuş iki kardeş, birbirine şaşırtıcı bir şekilde benzeyen iki kardeş ama evren ona adeta lanet okuyordu. Bacağındaki en derin yaraya baktı. İntihar girişiminden geriye kalan yaraya, canını almayı bile becerememişti. İsterse bu yaraları bir büyüyle iyileştirebilirdi ama o bu acıları boşa çekmiş olmak istemiyordu. Her bir acıyla daha da güçlenmişti ve o bu yaralara bakarak güçlü durması gerektiğini hatırlıyordu. Daha fazla Jessica olmaması için daha fazla çocuğun yetim kalmaması için güçlü olması gerekiyordu. Yaptığı kalkan büyüsü güçlü bir kalkan olsa bile onun için yeterli değildi. Hedeflediği şeyler için değil, Voldemort 'u yenebilmek için değil. Ama daha bunlar için erkendi. Çocukluğunu yaşayamamıştı en azından gençliğini yaşayabilmek istiyordu. Herkesten intikamını aldıktan sonra huzur içinde ölecekti.

  O gün ihtiyaç odasında uyumuştu. Uyandığında üstünü giyinip kahvaltıya indi. Kahvaltıyı bitirdikten sonra iksir sınıflığına gitti. Profesör Slughorn herkesten önce gelmiş iksirleriyle uğraşıyordu. Jessica 'yı gördükten sonra büyükçe tebessüm etti. Jessica masadakı iksirleri tanıdığından şaşırdı.

–Profesör bu iksirleri 7. sınıftayken görmemiz gerekmiyor muydu?

–Çok haklısın normalde 7. sınıftayken işliyorduk ama bazı yaşananlardan sonra bakanlık
4. sınıftan itibaren işlememizi söyledi.

–Ama Profesör bu tarz zor iksirleri bu yaşta pek yapabilenimiz çıkmaz.

–Çok fazla beklentim yok. Evet tüm sınıf tam galiba bugün bazı üst sınıf  iksirlerini işleyeceğiz. İlk iksirimiz kesik iyileştirici iksir hakkında bilgisi olan?

–Evet bayan Potter.

–Vücudu kesen lanetlerin karşı büyüsünü bilemediğimiz durumlarda ölene kadar kanamaya devam eder. Bu iksir karşı büyüyü bilmediğimiz ya da yapamadığımız durumlarda derimize damlatılarak kanamayı durdurur. Çok derin kesikler varsa 24 saat içinde her 2 saatte bir uygulanırken derin olmayan kesiklerde bir kez uygulanması yeterlidir.

–Ben olsaydım bu kadar anlatırdım evladım. Gryffindor a  10 puan. Aslında bu değerli iksiri teoride bırakma taraftarıyım ama bakanlık uygulamalı istiyor. Eh en nadide malzemelerimi kullancaksınız bu yüzden gruplar halinde çalışmanızı istiyorum.

Herkes grup oluşturmaya başlamıştı. Jess de Lilyle grup oluşturdu geçen sefer Sirius yüzünden bir kazan dolusu mutluluk iksirinin mahvolduğunu unutmamıştı. Lily kızlar arasında en sevdiğiydi. İnsanları popülerliğine, dış görünüşüne veya quidditch oynamasına göre ayırmazdı. Geçici hevesler uğruna geleceğini yakmaz aksine aşk hayatını ağırdan alırdı.

Kısaca selamlaştıktan sonra iksiri yapmaya koyuldular. Slughorn 'un iki gözde öğrencisi ne çok erken ne geç tam olması gereken zamanda bitirdiler. Profesör süre bittikten sonra sırayla kazanlara bakarken bir yandan da taa yurtdışından gelme özel stoğunu işe yaramaz sıvılar haline getirdikleri için somurtuyordu. Jessica içinden profesöre hak veriyordu. Profesör nihayet Jess ve Lily 'nin kazanına geldiğinde somurtan yüzü aydınlandı.

– Jessica, Lily beni şaşırtmayacağınızı biliyordum. Tam kıvamında bir iksir olmuş, Gryffindor 'a bu kusursuz iksirden dolayı 15 puan.

Jess kazandan ufak bir şişe iksir örneği alıp çantasına koydu. Her ders yaptıkları iksirden birazını alıp biriktirirdi. İksirler üzerinde bazı geliştirme çalışmaları yapmak istiyordu ve bunun için hepsinden birer örnek alıp incelemesi gerekiyordu. Ders bittikten sonra çapulcularla ortak salona gitti.

–Jess sence saçımı şöyle karıştırınca mı daha güzel oluyor yoksa şöyle karıştırınca mı?

–İki türlü de azkabandan kaçmışsın gibi duruyor. Sana bu tarak setini noelde verecektim aslında ama Tanrı aşkına al ve tara.

Jessica içinde her saç şekline uygun, ince uçlu, kalın uçlu, seyahat boyu, uzun saplı birbirinden farklı 8 tane tarak bulunduran seti James 'e tutuştururken bir yandan da noelde hediye beklememesi gerektiğini söylüyordu.

–Geçen sene Remus taramayı denemişti ama düzelmiyor.

–Bu tarakları bir muggle dükkanından aldım her saç tipine uygun. Sana tamamen düzgün yakışmaz zaten sadece çok dağınık olmasın yeter.

–Lily benden daha az nefret edecekse ben sürekli tararım.

– Yalnızca saç değil kendine de bakman gerek. Zihnine bakman geliştirmen, genel kültürünü arttırman gerek. Sana çok güzel muggle romanları verebilirim.

–Kitap okumak çok sıkıcı sen Jess 'i boş ver. Başkalarıyla çıkarsan senin değerini anlar.

–Sırf Lily 'i kıskandırmak için başka insanların duygularıyla oynayamazsın. Hem Lily bunu anladığında gözündeki tüm saygınlığın gider. Bu arada James bu yaptıklarımı kişisel algılama. Senin burnunun sürtüşmesini izlemek hoşuma gidiyor sadece favori shipim Jily olduğundan yardım ediyor.

–Favori gemin mi? Hem Jily kim?

–Büyüyünce anlarsın. *Sirius ve Remus 'a doğru fısıldayarak* bu arada aranızda birşey varsa –hani anlarsınız ya– bana söyleyebilirsiniz. Neyse bye bye

Jessica gittikten sonra çapulcular kafalarında soru işaretleriyle kaldı. James, Jess 'in dediklerini düşünürken Sirius ve Remus göz göze gelmekten kaçındılar. Sirius kırmızı bir suratla uyumaya çalışırken yarın Jessica 'yı sinir etme planları kuruyordu. Peter sa başını yastığa koyar koymaz uyudu.