Düello

2K 118 35
                                    

  
    Sabah saat 8 gibi kalktım. Dümdüz sarı bir tişört ve siyah pantolonumu giydikten sonra asamla saçımı topladım. Hızlı adımlarla aşağı inip hazır kahvaltıya doğru yürüdüm. Annemin telaşlı bir yüz ifadesiyle bana baktığını görünce sırıtmaktan kendimi alamadım.

"Kızım gerçekten ne kadar telaşlandırıyorsun bizi odana giremeyelim diye dünya kadar tılsım yapmışsın tren 9.00 'da kalkıyor ama cisimlenme bölgesinden dolayı yürüyeceğimiz ve boş kompartıman arayacağımız için 8.30 'da gitmemiz gerek sen hala üstünü giyinmemişsin . "

"Anne sen de boş yere telaşlanıyorsun hem ben üstümü giyindim bile. "

"Özensizliğine hala alışamıyorum ne yapıyım? Diğer cadılar okulun ilk günü 7.00  'den geç kalkmazken sen saatin bilmem kaçında kalkıp üstüne rastgele bir tişört geçiriyorsun. Allah bilir yüzünü bile yıkamamışsındır. "

"Ayıp oluyor anne dış görünüşüme uğraşmadığım doğru ama pasaklı da değilim. "

"Bir de pantolon dan başka birşey giymez misin kızım? Okul etkinliklerinde de böyle rastgele giyineceksin diye korkuyorum."

  Annem kendi kendine konuşuyordu, ben de annemi pek takmayıp yemeğimi yiyordum. Annemi sinir etmek nedensizce hoşuma gidiyordu yemek boyu annem bir James 'e yaramazlık yapmamasını söylerken bir de bana sen James 'e uyma, haylazlık yapma gibi nasihatlerde bulunuyordu.

  Sonunda kahvaltımızı bitirebilmiştik. Anahtarla çalılıkların orda bir yere cisimlendiğimizde bizim gibi oraya cisimlenmiş pek çok büyücü ve cadıyı gördük. Yüzlerindeki ifadeden pek de memnun olmadıkları belli oluyordu. Büyücü ve cadıların bir kısmı araba, taksi gibi yollarla buraya gelirken, muggle araçlarına binmeyi gururlarına yedirmeyen bazı safkanlar ve  bizim gibi muggle ulaşımı hakkında pek  bilgisi olmadığı için bu yolu tercih eden büyücüler vardı.

"Of anne sen de madem anahtarla gidebiliyoruz neden 20 dakikalık mesafeyi yürüyerek kat ediyoruz. "

"Etraftaki mugglelar ortada hop diye beliriveren yüzlerce büyücüyü gördüklerinde oluşabilecek manzarayı düşünebiliyor musun ? Zaten normalde pekte kalabalık olmayan istasyonda saat 9 sularında pek çok insanın gelip kısa bir süre sonra kaybolması şüphe vericiyken birde böyle bir risk alamayız. "

"Hayatımızı sihirsizlere göre şekillendiriyoruz ne kadar hoş(!). "

"Jess bunlar uluorta söylenecek laflar değil."

  Annemle tartışmanın pek de hayırlı olmayacağını düşünerek çenemi kapattım. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşün ardından sonunda King's Cross'a varmıştık. Sabahları yürüyüş yapmayı ne kadar sevsem de ailemin homurtuları eşliğinde yürümek pek de hoş değildi. Zaten annem ve babamın da yaşları nedeniyle soğuk bir pazartesi sabahında çok yürümesi iyi olmazdı.

"Jessica vardık işte şurdaki dokuzuncu peron, karşısındaki de onuncu. "

"İsterseniz siz gidin anne şu duvardan da geçince Hogwarts Express 'e varıyoruz. "

  Annemin gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Cidden okulun ilk gününden annesi tarafından uğurlayan çocuk muamelesi görmek istemiyorum. Ama öte yandan annemin kendisinden utandığımı zannetmesini de istemem yaşlı da olsa genç de olsa o benim annem ve yaşı zerre umrumda değil.

"Anne isterseniz gelin tabi, ben boş yere üşümeyin diye demiştim. "

"Ah kızım boş yere olur mu hiç? Ben kaç sene bunun hayaliyle yaşadım. Biricik kızımı uğurlamak bana hiç zor gelir mi? "

Annem elini omzuma koyup sıktı, destek verircesine gülümserken"Önce sen geç kızım."  
dedi. El arabamı önüme alarak koşmaya başladım,  duvardan geçerken neredeyse hiç birşey hissetmedim. Vardığımı düşünüp gözümü açtığımda Hogwarts Express 'inin o çok bilindik buharını ve sıcaklığını içime çektim. İlk defa geliyor olmama rağmen çok tanıdıktı bu his.

Potter Kızı ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin