Min Hee gözlerine kapanan ellere dokundu. Genç kızın elleri titriyordu. Gözüne kapanan elleri suratından çekerken onları sıkıca tuttu. Oğlana doğru dönerken yüzünde belirleyemediği bir ifade vardı. Ancak gözleri sarı, dalgalı saçları bulunca bunun Hyun Shik olduğunu anladı. Yüzündeki belirsizlik tatlı bir gülümseme halini aldı. Min Hee karşısındaki adamın mavi lenslerinde kaybolmayı istedi...
❦❦❦❦
Jungkook, girdiği yıkık evin penceresinden, adama sevinçle gülen Min Hee'ye bakıyordu. Yüzünde nötr br ifade vardı. Ne kızıyor ne de ağlıyordu. Ama kalbi çok acıyordu. Kızın deli olduğunu düşünmeden edemiyordu. Sonuçta onu aldatan Min Hee'ydi. Yani tek yapığı şey diğerlerine onu aldattığını söylemesiydi. Ve sonra da Min Hee'den pek haz etmemeye başlamıştı insanlar. Her şey haksızlık gibi geliyordu ona. Ancak kız zaten demişti değil mi? Sadece psikolojisiyle oynuyordu. Belki de insanların üzüntülerinden mutlu olan biriydi. Ya da sadece mutsuz.
Herkes kendi gibi olsun diye uğraşan basit bir insan.
Onu insan olmamakla suçlamıştı. Ama Jungkook onun gibi basit bir insan olmaktansa ölmeyi tercih ederdi.
Ancak bilmediği bir şey vardı.
Çünkü herkes en çok kendini severdi.
