Üç Slytherinli şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Kendilerini ormandaki her türlü tehlikeye hazırlamışlardı, ama böyle bir şey görmeyi kesinlikle beklemiyorlardı.
Bulundukları yerden çocuğun suratını net göremiyorlardı, ayrıca karanlık olduğu için cübbesinin arması da belli olmuyordu.
"Ne yapacağız şimdi?" dedi Seokjin, fısıldayarak. "Bekleyip kendisini asmasını mı izleyeceğiz!"
"Düşünmemiz lazım." dedi Namjoon, "Müdahale edersek işler karışabilir?"
"Ne demek istiyorsun?" Yoongi sordu.
"Ya gerçek değilse? Ya bitkilerin bir halüsinasyonuysa? Ya tuzaksa?" Namjoon aklına gelen ilk ihtimalleri saydı. "Burası Yasak Orman. Her şey olabilir!"
Bir an sessiz kalıp düşündüler. Bu sırada çocuk hala halatla uğraşıyordu. "Peki ya gerçekse? İntihara tanıklık etmek cinayete tanıklık etmek sayılır mı?" diye sordu Seokjin. Bunun siciline yazılma ihtimali onu korkutuyordu. Henüz çok gencim, diye düşündü.
Namjoon gözlerini devirdi. "Eğer ölürse cesedi yaratıkları buraya çekebilir. Ve biz okula gidip profesörlere haber verene kadar bedenini yerler."
Bu sırada çocuk kendi kendine konuşuyor gibi görünüyordu. "Sanırım dua ediyor." dedi Seokjin.
Yoongi sinirlenmeye başladığını hissetti. Planlanmadık olaylardan nefret ederdi. Muhtemelen aptal çocuğun dünyayla ilgili hiçbir fikri yoktu, saçma bir nedenden dolayı canına kıyacaktı. Müdahale etmeye karar verdi. "Ben gidiyorum."
Arkadaşları ona döndü. "Ne?"
"Eğer beklersek hiç güzel şeyler olmayacak. Gidip konuşacağım." Yoongi kaşlarını çattı. "Muhtemelen ne yaptığının farkında değildir."
Seokjin kolundan tuttu. "Ya Joonie'nin dediği gibi bir tuzaksa?"
"Pekala siz burada kalın, ben daha fazla dayanamayacağım."
Yoongi beline kadar uzanan çalılıkların arasından ilerlemeye başladı ve Namjoon'la Seokjin'in sorularını umursamadı. Adımlarını hızlandırdı ve birkaç saniye sonra "Hey!" diye bağırdı. Çocuk ağaçtan inmiş ve daldan sarkan yuvarlak halata yerden uzanmaya çalışıyordu.
Çocuk bir anda sesi duyunca ürktü ve etrafına bakındı. Yoongi'nin geldiği yöne dönünce donup kaldı.
Yoongi de şaşkınlıkla durdu. Çocuk tüy kalemini alan Park Jimin'den başkası değildi.
***
YARIM SAAT ÖNCE
***
Jimin ormanın içine koşmaya başladığında Jungkook ve Taehyung da ardından onu takip etmişti, sonra fazla ilerlemeden koşmayı kestiler. Bir süre etraflarına bakındılar ve ormanın serin havasını içlerine çektiler.
"Abimleri gören var mı?" dedi Taehyung, "Sanırım koşarken izlerini kaybettik."
Jungkook ağaçların arasına bakmaya başlarken Jimin gözlerini devirdi. "Hayır, hayır, bu kadar gerizekalı olamayız. Lütfen, ormana daha yeni girdik!"
Onun yakınmasına kalmadan Jungkook eliyle işaret etti. "Sorun yok, gördüm. Şu taraftalar."
Jimin iç geçirirken Taehyung kayan cübbesini ve gözlüklerini düzeltti. "Pekala, şimdi ne yapıyoruz?"
Jimin elindeki kandili tam ortalarında yere koydu ve doğruldu. "Bence biraz onları izleyelim. Acaba onlar ne yapacaklar?"
Jungkook Taehyung'a baktı. "Ne aradıklarını biliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tüy Kalem | yoonmin
FantasíaHarry Potter x BTS Astronomi kulesinde bir piknik? Sen, ben ve kaymak biralarımız.