Sabah 07:00.
Yatağımdan kalkarak dünden hazırladığım bavulları aldım ve aşağı, salona indim . Her kes toplanmıştı "Günaydın"dedim sevecen sesimle. Her kes donuk bir şekilde ' Günaydın ' diye cevap verdiğinde yine morellerin düşük olduğu kanısına vararak bir şey demeden her kes gibi kapıya doğru hareket ettim. Kapıyı kapattık, arabaya bindik ve Transilvanya'da bir yerde gizli bir geçidin olduğu Nod şehrine doğru yola koyulduk.********************************
Birkaç saat sonra:
Transilvanya' ya varmamıza 200 kilometre kala bir anda arabamıza bir şey çarptı ve durmaya mecbur kaldık. Arabadan inip ne olduğuna baktığımızda yavaş yavaş insana dönüşen kurt gördük. Boynundan ısırılmıştı. Dean ona yaklaştı "Kahretsin, buralarda barış bozulmuş olmalı. Burası kurt adamların bölgesi. Ve bu genç kurdu vampir ısırmış. " .
Üçümüz de şok içinde Dean'e bakıyorduk. Bu nasıl ola bilirdi? 500 yıllık barış hangi sebepten dolayı bozulurdu ki? "Ama bu çok saçma." dedim. Bu sırada Dean genç kurdu nazikçe kenara bırakıp hareketlendi "Köpeklerle uğraşmaya zamanımız yok. Bir azdan buraya gelirler. " her kes arabaya binerken "Kurt ola bilir ama o da bir canlı, onu burada bırakamayız. En yakın kasabaya bırakıp yolumuza devam ederiz. " diye Dean'e itiraz ettim.Dean bana bir şey söyleyecekti ki, uluma sesleri her taraftan duyulmaya başladı. "Hadi çabuk olun ! Gidelim , muhtemelen onu almaya geliyorlar. " dedi ve hepimiz yeniden arabaya bindik .
***************************"*****
Bir kaç saat sonra Transilvanya' ya vardığımızda Cadılar bayramı olduğu için her yerde kostümlü insanlar vardı. Arabayı uygun bir yere park ettik ve insanların arasında yürümeye başladık. 5- 10 metre yürüdükten sonra büyük ,eski bir şatoya girdik. Bu şehri vampirler yönetse de insanlar yöneticilerin vampir olduğundan habersizdi. Eski ama bir o kadar da güzel şatoya girer girmez kokularından insan olduğunu anladığım hizmetliler bavullarımızı aldılar. Onları 'bizim için hazırlanmış odalara götüreceklerini' söyleyip bizden ayrıldılar ve biz de sarışın vampir kadının ardından uzun koridorda yürümeye başladık. Sanırım konsey üyeleri ile görüşecektik. Siyah ve devasa ahşap kapının önünde durduk , adını bilmediğim vampir kadın kapıyı tıklatarak izin istedi ardından izni almış olacak ki , kapıyı açıp bizi içeri aldılar. Büyük, eski çağlardaki gibi mumlarla aydınlatılan salon çok hoştu. Salonda çok sayda vampir vardı. Ağır adımlarla içeri girdik ve kapı ardımızdan kapatıldı. Odada çok sayıda vampir olmasına rağmen sadece beş konsey üyesi oturur vaziyetteydi.
Bizi görünce konsey üyelerinden en yüksekte ve ortada oturan adam ayağa kalkıp yanımda belirdi. Beni başdan aşağı inceleyerek bir anda "Demek o, sensin..." diye sanki kötü bir şey yapmışım gibi yüzüme iğrenircesine bakarak Dean 'e döndü.
Adını bilmediğim konsey üyesi bi anda saçlarımı eline dolayınca Dean "Adrian , ona zarar verirsen seni öldüreceğimi söylediğimde şaka yapmıyordum."diyerek öfkeyle bize yaklaştı ve onu itti.
Duvara çarpıp yere düşen adam ayağa kalktı ve yüzüne anlamsız bir gülümseme yerleştirerek" Sevgili kardeşim Dean, insan abisine böyle mi davranır? Sana büyüklerine saygılı olmayı öğretmediler mi?" dedi ve ciddileşti . Tanımadığım bir çok vampir bana iğrenir gibi bakıyordu Dean'in bir ağabeyi olduğundan hiç haberimiz olmadığı için üçümüz de şaşkın bir ifadeyle ona döndük.
Adrian yerine oturdu . Hayvan herif nerdeyse saçlarımı koparıyordu. Dean'in böyle kaba bir abisi olduğuna inanamıyorum.Dean çok sinirliydi Adrian'a yaklaşarak " Tamam! Yeter artık!"dedi ve kumral saçlı, narin ve oldukça güzel bir kadına dönerek "Agnes, çocukları odalarına götür. Bizim konuşmamız gerek." dedi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nod kitabı (Bi Süreliğine Askıya Alındı)
VampireSona yaklaştık...... Oyun bitti ve biz kaybettik..... Çünkü, Hepimiz lanetliyiz.........