Hellooo herkesee!
Taslaklarımın içindeki 20-30 kitaptan içime en çok sinen hikayelerden birisidir bu kitap. Siz şuan okuyamıyorsunuz tabi ama karışık bölümleri düzenliyorum ve en fazla 5 bölümü düzenleyince yavaş yavaş kitabı sizlerle buluşturmayı planlıyorum. Hemen küçük uyarıları yapıyorum.
⚠️ Birincisi astronot değilim uzayla ilgilide pek bilgim yok o yüzden bu böyle şu şöyle cahil misin demeyin çünkü doğrusunu bilmiyorum valla
⚠️ İkincisi bu kitap gidişat bakımından The Silent Sea dizisine benziyor. Ondan esinlendim yani. Sadece başları aynı sonları farklı bitecek olaylar daha farklı gelişecek falan fistan.
Çok konuşma zey hadi size iyi okumalar umarım seversiniz♡
"Yardım edin! Bay Choi'nin başını sakın sarsmayın! Jeon jungkook hala uyanmadı mı? Gitmeliyiz artık!" Ardı ardına boğuk bağırtılar kulaklarıma ulaşırken kendimi nedense çok tuhaf hissediyordum. Midem ağzımdan fırlayacak gibiydi. Akciğerlerim daha fazla oksijen diye bağırıyor karnımda çok tuhaf bir sızı baş gösteriyordu. Hafif hafif sarsıntıları hissedebiliyordum. Biri dürtüyor gibiydi. Ellerim baş aşağıydı. Gözlerimi usulca açarken gördüğüm şeylerle anılar yavaş yavaş aklıma dolmaya başladı.
Üstüme bakarken direk olarak kemere giden ellerim benden ayrıymışcasına hareket etmişti. Kemer açılıp sırt üstü yere düşerken inleyip omzumu tutmuştum. Yanıma koşan iş arkadaşlarımı görünce etrafa hızlıca bakmıştım. "Jungkook! Tanrım hemen çıkmamız lazım düşecek bu lanet şey! Bay choi çarpışmanın etkisiyle kaburga kemiğini kırmış! Yoonginin dediğine göre ciğerleri kan alıyo-" cümlesi içinde olduğumuz aracın sarsılmasıyla kesilmişti. Beni kolumdan tuttuğu gibi çekerken hemen kalkmıştım.
"Önemli şeyleri alıp dışarı çıkın hemen!" Hemen kenardaki mekanizmayı yukarı çekip içinden önemli çantaları alırken koşturarak dışarı çıkmaya başlamıştık. Kendimle beraber yoongiyi de çıkarmıştım. Zar zor birkaç kişi bay choi'yi dışarı çıkarmışlardı. Uzay aracı altındaki kayan toprakla beraber boşluğa düşüp çarpışmanın getirdiği sesle hepimiz arkasından bakınmaya başladık. Uzay aracımız parçalara ayrılmış bir şekilde tek başımızaydık. Üs dışında yardım edecek kimse yoktu.
"Buradan yakın bir yere gitmemiz lazım. Oksijen seviyemiz her an bitebilir ve en önemlisi Bay Choi yaralı. En yakın üs şuan AESCH istasyonu olduğundan oraya gidiyoruz!" Namjoon duyacağımız şekilde seslendiğinde önde namjoon,lisa, jennie, ben ve yoongi olmak üzere arkamızda Bay Choinin koluna girmiş hoseok ve jin vardı. Onun arkasında ise yan yana gelen baekhyun ve chanyeol vardı. Ayrı ayrı jackson ve bambamda peşimizden geliyordu. 12 kişilik grupla Ay Suyunu bulmak için ilerliyorduk.
Evet bulacağımız şeyin adı Ay suyu. Bilmiyorduk ne olduğunu. Yapmamız gereken şey bize ne olduğunu gösterdikleri şeyi alıp dolu, sağlam olduğunu kontrol edip onu alıp geri dünyaya dönmekti. Zorunlu tutulmak bu olsa gerekti. Hem emindim ki herkesin burda olmak için bir sırrı vardı. Benimde vardı. Babamın hayrına gelmemiştim sonuçta.
"Hızlı olun lütfen oksijenlerimiz çok çabuk azalıyor. Şu önümüzde görülen bina AESCH uzay istasyonu. 5 yıl önce radyasyondan dolayı kapatılan istasyon burası. Lütfen ölçümler yapılana kadar radyasyondan uzak durmaya çalış-" bay choinin yere yığılmasıyla hepimiz oraya dönerken bay choi kuvvetlice öksürüyordu. Arkasındaki taşa yaslanırken eli kaburgalarındaydı. Vücudu hızla sarsılıyordu.
"Bay choi dayanın lütfen. Bakın şurası hemen istasyon. Başarabilirsiniz!" Bay choi kafasını olumsuz anlamda sallayınca namjoon onu sırtına almak için arkasını döneceği sırada bay choi onu ittirmiş, öksürüp bir ağız dolu kanı kıyafetin başlığına püskürtmüştü. Kafasını koruyan cam komple kan olurken sol kolunun üstündeki vücut özelliklerini gösteren küçük tablette kalp atışları durmuştu. Nabız çizgisi dümdüz ilerlerken gözler birbirimizin üzerindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moon|Taekook
Ciencia FicciónYıllar önce ay'a giden Taehyung ordaki bir arıza nedeniyle ölür. Ama eşi buna asla inanmaz