8.Bölüm

83 5 6
                                    

Tam o an beni yere fırlattı ve cebinden bıçak çıkarı.Tanrım üstüme geliyordu.Ve birden yanıma diz çöktü.Korktuğum şeyi yapamazdı dimi? Bana zarar vermezdi.Sonra tişörtünün kolunu sıyırdı.Bi dk...Hayır hayır olamaz.Bileklerini kesecekti.Lou      -"İşte hepsi senin yüzünde bana inanmadın ben seni seviyordum ve sizi Stefan'la sarılırken görünce onu sevdiğini sandım."  Ağlamaklı gözlerimle ona baktım ve      -"Ama sen...Sen bana gelip sormak yerine Eleanor'u aldın ve çekip gittin!"        -"Lanet olsun Ashley buna mecburdum!" İşte yine bana bağırıyordu.      -"Ne mecburu sanki biri seni Eleanor'la çıkman için tehdit edermişçesine konuşma!"  Gözlerime bakıp elini çeneme koydu       -"Hayır ama yönetim..."  Daha cümlesini bitirmeden anlamıştım.Herkes bizi öğrendiği için yönetim ona baskı yapmıştı.Hayranlar birlikte olmamızı istemiyorlardı.       -"Peki bana söylediğin yalanlar?"       -"Biliyorum bu konuda hatalıyım ama özür diledim hemde kaç kere."      -"Bana oynadığın oyun? Bunların hepsi birikti Louis anlıyo musun artık yoruldum.Sen sürekli yapbozdaki parçaları bozuyorsun ve ben hepsini tekrar biraraya getirirken yoruluyorum.Bu ilişki için savaşmaktan bıktım.Bizim için en iyisi bu."       -"Peki o zaman." Diyerek elindeki bıçağı bileğine yaklaştırdı ve birden acı çığlığıyla birlikte bileğinden gelen bri damla kanı görmem bir oldu.Hemen elinin üstüne atlayıp bıçağı aldım  ve yere atıp ona sarıldım.Aynı anda ona bağırarak bileğini elime aldım ve cebimdeki ıslak mendili üstüne bastırdım      -"Sen ne yaptığını sanıyorsun aptal!"  Louis'e baktığımda sadece gözyaşlarının aktığını gördüm.Ardından      -"Hastaneye gidiyoruz." Diyerek onu sürüklemeye çalıştım.Ama kalkmadı.      -"Hayır kesik küçük." Dedi      -"Salak mısın sen küçük ama çok derin!"       -"Buna dikiş bile atmazlar." Ayapa kaldırmayı başarmıştım      -"En azından pansuman yaparlar şimdi kes sesini!"  Güldüğünü duyabiliyordum.Ama umrumda olan tek şey şuan canı yanmasıydı.Hemen Demi ve Çocukları aradım telefonu Niall açtı      -"Hey Ash sabahtan beri sizi arıyoruz nerdesiniz sizz?"       -"Niall! Biz...Çok uzun mesele Louis yaralandı aslında pek öenmli birşeu değil telaş yapmayın hastaneye gidiyoruz şu an" Telefonda Harry'nin telaşlı sesini duydum galiba Niall'ın elinden telefonu almıştı      -"Ash hangi hastane Louis'e ne oldu iyi mi yanında mı? Kahretsin Ashley cevap ver!"        -"Telaşlanmayın Harry ........ Hastanesne gidiyoruz.       HASTANE      Louis'e pansuman yaptılar.Doktarlar benim aceleci tavrıma anlam veremediler.Sanırım küçük bir kesikmiş endişelenecek birşey yokmuş.Ama ona birşey olmasına dayanamam.Hastaneye Melike ve Zayn gelememişlerde.Sanırım tekrar barıştırlar.Liam'a bunu sorduğumda tatildeler dedi.Neyse en azından onlar mutlular.      EV      Louis'in kendi evine geldik.Çocuklar dışarı çıktılar bizi yanlız bırakıp aramızın düzelmesi için.Lou koltukta uyuyor.Ben ise yemek hazırlıyorum.Bi ara ona bakmaya gittiğimde uyanmış olduğunu gördüm.Yanına çömeldim ve elini tuttum       -Bileğin nasıl?Acıyor mu?"  Gülümseyip      -"Sen yanımdayken ve elimi tutuyorken hayır.Baksana Ash hala beni sevdiğini bilyorum.Stefan ile beni deli etmek için çıktığını da biliyorum.Lütfen bunu bana daha doğrusu bize,ilişkimize yapma"      -"Artık biz veya ilişkimiz diye birşey yok Louis"      -"O zaman neden burdasın?"      -"Senin iyi olmanı istediğim için merak etme 1-2 saate çocuklar gelir ve bende eve giderim."        -"Hayır eve gitmeni istemiyorum." O sırada telefonuma çaldı.Arayan Zayn'di      -"Ash Louis'i iyi mi yanında mı?" Telefonu Louis' e verdim      -"Ahh dostum iyiyim merak etme."       -"Oraya gelmemi ister misin."      -"Hayır,hayır hiç gerek yok Ash ve çocuklar burda.Siz eğlenmeye bakın." hoparlör      -"Sen bilrsin.En yakın zamanda gelicem ve Melike yanımda Ash'le konuşucam die tutturuyor hoşçakal." Lou o anda hoparlörü açtı.Zayn'in sesini duydum "Melike al aşkım" diyordu.En azından onlar mutluydu.Bizim gibi değillerdi.Melike bana      -"Aah barıştık.Çok mutluyum.Oraya geleyim sana herşeyi anlatıcam."      -"Bak buna çok sevindim işte."      -"Şimdi kapatmam gerek Zayn'le yemeğe gidicez akşama konuşruuz." Diyip telefonu kapattı.Louis' döüp      -En azından onlar mutlu." dedim.Yüzümü ellerinin arasına alıp      -"Bizde mutlu olabilirz." dedi  ve o anda telefonu çaldı.Arayana göz ucuyla baktım.Eleanor aryordu.Bana söylediklerinden sonra herhalde ondan ayrılır diye düşünüyordum.Ama telefonu çok büyük bir neşeyle açtı      -"Aşkım nasılsın/ Saol bende iyiyim / Ne zaman / Taman canım beklerim geç kalma / Bende seni seviyorum aşkım." diyip telefou kapattı.Bide gözümün onunde ona aşkım demişti.Sürtük şey ondan nefret ediyordum.Louis'e yaşlı gözlerle bakıp      -"Bana söylediğin bunca laftan sonra ona hala aşkım diyorsun benim canımı acıtmak mı istiyorsun bunu başardın şimdi mutlu musun?" O anda montumu ve çantamı alıp evden çıkmaya çalıştım ama ayağa kalkıp beni durdurdu.Kolumu tuttu ve kendine çevidr      -"Ash bak yönetim-" Sözünü kesip kolumdan kurtuldum       -"Yönetimin canı cehenneme tamam mı! Hani istersen bizde mutlu olabirlz demiştin ya sn böyle yaptıkça bu imkansız.Senin bana yaptıklarını bende sana yapçam ve senin canını hiç acımadığı kadar acıtıcam anlıyor musun beni!" Cevabnı beklemeden devam ettim      -"Mavi kutusu olan ilacı sabah akşam  kırmızı olanıda sabah bsürdüğünden 1  saat sonra sür." Tanrımm hala onu düşünüyorum ne kadar salak bi kızım .      5 AY SONRA        Louis'in ağzından     Ashley'le kavgamızın ardından 5 ay geçti.Onu unutamıyorum.Ama kahrolası yönetim Eleanor'la ayrılmama izin vermiyor.Stefan'la beraberller ve geçen gün bizim ödül törenimize geldiler hatta kameremanlar Louis'in eski sevgilisi diyerek onunla röportaj yaptılar.Fotoğraflarını çektiler kalbimi yerinden sökseydiler daha az acırdı.Canım yanıyor.Bu duygudan nefret ediyorum ama bnde ona aynısını yapmıştım.Onu bu şekilde üzmüştüm.Aman Allah'ım karşımdan Stefan'la el ele geçiyorlar.Ben...Bu çok kötü bir duygu.Ama kendimi durduramıyorum.Yavaş yavaş yanlarına gittim.Stefan'la ellerini ayırıp ona bir yumruk attım.Arkadan paparaziler geliyordu.Bİr bunlar eksikti.O sıra büyük bir kavgaya tutuşmuştuk.Onu yere yatırıp yumrukluyordum.Ashley için herşeyi yapardım.Kameralara bizi çekerken tek hatırladığım her yerin kap karanlık olmaya başlaması ve Ashley'nin "Louis beni bırakıp gitme,aç gözlerini vSeni Seviyorum buna tutun sadece buna tutun iyi olacaksın" sözleriydi.Sonra ise ambulansın siren sesleri ve işte her yer  karardı...  

I miss you (louis tomlinson )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin