son

5.8K 245 172
                                    

Evden çıktıktan sonra taksiye binip onun istediği adresi tarif ettim. Görüşeceğimiz için heyecanlıydım ama Güliz'i üzdüğüm, hayal kırıklığına uğrattığım için kendime de kızgındım. Belki de Melis ve ben olamazdık, olmamalıydık. Taksicinin geldiğimizi söylemesiyle parayı ödeyip arabadan indim.

Melis'in seçtiği bu yer çok tatlı bir pubtı. Çok tatlı bir yerdi, tatlı dememe bakmayın biraz karanlıktı aslında ama benim tatlı anlayışım buydu. Telefonumun bildirim sesiyle pub'a bakmayı kesip telefona odaklandım.

bilinmeyen numara: Fazla sevinme, seni sevdiğini de düşünme.

Cevap verme gereği bile duymadan telefonu tekrar arka cebime koydum. Üstümü ve saçlarımı son kez düzeltip pub'ın kapısını açtım.

İçeri girdiğimde beni serin bir hava karşıladı, muhtemelen klimadan kaynaklıydı ama içerisi soğuk da sayılmazdı. Gözlerim birkaç saniye Melis'i aradıktan sonra sonunda gözlerimiz buluştu. Beni görür görmez o güzel yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştiğinde sanki bütün dünya hareket etmeyi bırakmıştı. Sadece ikimiz vardık, her şey bizim etrafımızda oluyordu ama bu çok da büyük bir olay değil gibiydi. Sanki birbirimizi yıllardır tanıyorduk da, uzun zaman sonra görüşüyor gibiydik. Sanki daha önce tanıdığım, çok eski bir arkadaşımdı. Eski, çocukluk aşkımdı sanki.

Ona doğru ilerlediğimde oturduğu sandalyeden kalktı. Ona sarılmalı mıydım? Muhtemelen evet ama aynı zamanda da çok utanıyordum. Sanki ellerim üşüyordu şuan, panik atak geçiriyor gibiydim. Gözlerimi yerden çekip sonunda Melis'e baktığımda yanına çoktan gelmiştim ve muhtemelen birbirimizden bir hamle bekliyorduk. Kolumu ona attığımda sonunda sarılmıştık ama bir süre ayrılmadık, sarılmaya devam ettik. Kokumu içine çektiğine emindim ve bu hoşuma gitmişti. Eğer biraz daha böyle kalırsak ağlayacağımı fark ettiğimde ayrıldık.

2 Kişilik masaya karşılıklı oturduğumuzda birbirimize gülümsemeden edemiyorduk. Birisi gelip siparişimizi almak isteyinceye kadar hiçbir şey yapmadık, sadece birbirimize bakıp gülümsedik.

Garson, "Ne istersiniz?" dediğinde ikimizde sonunda birbirimizden ayrılıp menüye yönelmiştik.

Biraz menüye baktıktan sonra, "Sanırım sizin meşhur bir burgeriniz varmış, ondan alalım ve 2 bira."

Benim adıma da sipariş verdiğinde gülümsedim. Bu garipti, başkası olsa adıma karar verdi diye çılgına dönebilirdim ama bunu Melis yaptığında hoşuma gitmişti. Keşke ne yiyeceğime hep o karar verse, diye düşünmeden edemedim.

Garson önümüzdeki menüleri aldıktan sonra masanın üstünde kalan tek şey telefonlarımız olmuştu, "Aslında seni bu kadar erken beklemiyordum, arkadaşlarınla bir yere gideceğin zaman genelde onları beklettiğini duymuştum."

Bu dediğine gülmeden edemedim, "Dediğin gibi, onlar arkadaşlarım ve öyle buluşmalar o kadar da önemli değil."

Arkasına yaslanıp ellerini göğsüne birleştirdi, "Ha yani bu buluşma önemli."

Aynı şeyi ben de yaptım, "Değil mi?"

Cevap vermeyip sadece kocaman gülümsedi. Sanki gerçektende her şey çok normal, rutin ve iyiymiş gibiydi ama aslında işler pek de böyle değildi. Biz aslında küstük ve birbirimize kırıktık, yani ben biraz kırıktım.

Siparişlerimiz gelene kadar pek bir şey konuşmadık. Sevdiği filmlerden, müziklerden falan bahsetti sadece, küçük detaylara değindi. Ben de ailemden, arkadaşlarımdan falan bahsettim.

Hamburgerinden bir ısırık almadan önce, "İnsanların yanında böyle dökülen, elleri aşırı kirleten şeyler yemem aslında ama sen herhangi bir insan değilsin, bu yüzden senden utanmıyorum."

Güldüm, "Asıl benden utanman gerekmiyor muydu?"

Isırdığı hamburgerin sosu dudaklarına bulaştığında peçeteyle silip ağzındaki lokmayı yutmaya çalıştıktan sonra, "Evet, normalde öyle olması gerekir ama seninleyken, ki sadece 20 dakikadır falan beraberizdir, kendim gibi hissettim."

Cevap vermeyip sadece kafamı salladıktan sonra ben de onun gibi hamburgerimden bir ısırık aldım. Onun aksine daha temiz yemeye çalışıyordum çünkü ellerimin kirlenmesinden pek hoşlanmazdım.

Yiyip içtikten sonra başka bir yere gitme kararı aldık ve gittik.

Melis burayı anlatırken, "Arkadaşlarla gelmeyi en sevdiğim bar burası, sen de en sevdiğim insan olduğun için buraya getirmeliydim."

Melis'in söylediği her güzel söz içimi ısıtsada her şeyin böyle güzel olabileceği bana inandırıcı gelmiyordu. İnanamıyordum ve inanmamda biraz zaman alacak gibi gözüküyordu.

Birkaç shot attıktan sonra öpüşmek için yakınıma gelmişti. Buna henüz gerek olmadığını düşündüğüm için geri çekildim ve gülüşmeye devam ettik.

Saatler gece 1'i gösterdiğinde, ki 4te buluşmuştuk, bugünün ne kadar huzur verici olduğunu düşünmeden edemedim. Bardan çıkıp taksi çevireceğimiz zaman Melis'in sarhoş olduğunu fark etmiştim. Ona kolumu attıktan sonra caddede yürümeye başladık.

Yola bakarak sordum, "Adresini tam olarak verebilecek misin?"

Cevap vermek yerine kafasını salladığında emin olup olmadığını sordum. Bana sert bir şekilde emin olduğunu söylediğinde de bu haline güldüm ama biraz da ürkmüştüm.

Taksi çevirdiğimizde Melis neyseki evini söyleyebildi.

20 Dakikalık bir yolculuktan sonra sonunda geldiğimizde ücreti ödeyip Melis'i taksiden çıkardım. Apartman kapısının önüne geldiğimizde durdu, "Sen gelmiyorsun."

Güldükten sonra cevap verdim, "Tek başına çıkabileceğini sanmıyorum."

Omuz silkti, "Kaç kere çıktım, bu sefer mi çıkamayacakmışım?"

Ellerimden kurtulduğunda kapıya baktı.

Daha sonra bana döndüğünde, "Seni şimdi öpmem gerek."

Belki de gerçekten öpmesi gerekiyordu. Omuz silktiğimde bana daha da yaklaştı. Sonunda dudaklarımız birleştiğinde yine o his vücudumu sarmıştı, daha doğrusu her bir hücremi. Dünyada bizden başka kimsenin olmadığını sanma hissi. Yumuşak dudaklarını ayırdığında alnımızı birleştirdi. Kollarını boynumda birleştiriyordu, "Ben aslında şuan sana veda ediyorum İlyada."

Daha sonra yanağımdan öptü ve ben ne olduğunu tam olarak kavrayamadan apartman kapısından içeri girip gözden kayboldu.

O günden sonra da Melis'i görmedim.

MERABALAR,

EVET SÖVENLERİNİZ OLABİLİR AMA ARTIK SIKMAMIŞ MIYDI BE ARKADAŞLAR? HEM ZATEN AKTİF DEĞİLDİ OKUYAN KİMSE..
HER SON YENİ BİR BAŞLANGIÇTIR AYRICA, KENDİNİZE İYİ BAKIN.

SEVDİĞİNİZ İNSANLARA NEDENİNİ SÖYLEMEDEN VEDA ETMEYİN.

nefret [girlxgirl]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin