Bu bölüm nisavrglr manyağın ithaftır
İnsanların bir çoğu duygularını kontrol edemezdi.
Şaşırma, üzülme gibi durumlar elimizde tutamadığımız hisleri.Ben tüm duygularımı şu anda yaşıyor gibiydim, eski oda arkadaşını kaybetmiş biri olarak NamJoon ile de arkadaş olup onu kaybetme senaryolarını anında kafamda kurmuştum. Şu anda aynı odada kalacağımızı öğreneli 3-4 dakika anca olmuştu.
O banyoya geçmiş ben ise üzerimi hızlıca değiştirip onun kendine ait yatağına attığım bavulumu topluyordum.
Sahi Taehyung ne diyecekti bana? Bir şeylerin kötü gitme ihtimali mi vardı?Evet ihtimal olarak %50'ydi.Son zamanlarda yürüyemiyorum, sürekli kusarken buluyordum kendimi.
Taehyung alıştıra alıştıra her zaman beynimden şüphelendiğini konuyu pek açmadan söylemişti.
Endişelenmemi istemiyordu,ama ben her zaman 'olsun bitsin' olarak yaşıyordum hayatı.NamJoon banyodan çıkınca ona döndüm, benim gibi yanlışlıkla onun karşısına yarı çıplak çıkmama rağmen, o bana ''Karşına, karşıma çıktığın gibi çıkmak istemem'' diyerek yanına dolabına önceden yerleştirdiği kıyafetleri alıp geçmişti banyoya.
Banyodan çıkan bedene doğru döndüm, gözlerimiz çakıştığında elimdeki telefona baktı gözlerim tekrardan.
Yatağa oturduğunda uzanmadan bana döndü daha sonra derince nefes aldı
''Varlığımdan rahatsız mı oluyorsun Jin? Bak istersen başka bir oda-'' sözünü keserek sorarcasına ona dönmüştüm
''Otel değil ki burası NamJoon. Hem rahatsız olunacak bir şeyin yok. Rahatsız olacak bir hareket yapana kadar da odada durmadın zaten. Sadece biraz şaşırdım'' Güldüm. ''Saatler önce tanıştık ve oda arkadaşı olduk bir nevi''
Bana onay vererek güldü ve bana dönen vücudunu yatağa uzatıverdi konuşurken ''Haklısın,ama ne bileyim garip karşıladın gibi geldi''
Telefona bakarak konuştum ''Yok, yok sadece insanları hayatıma almayı sevmiyorum''
Daha sonra cümlemi yanlış anlayıp anlamadığına bakmak için kafamı ona doğru çevirdim
''Sana özel bir şey değil bu bir kaç sene önce yine hastahanede kalıyorken yanımdaki en yakın oda arkadaşımı kaybettim, onun travması gibi bir şey'' Tabii ki bunun başka nedenleri de vardı. Mesela ailemi kaybetmem. Bunu bilmesine gerek yoktu, olmayacaktı da.
''Eee ne tür kitaplar okumayı seversin?'' Konuşmak istediği belliydi ama konumuz beni şaşırtmaya yeterliydi
''Kitap seçen biri değilimdir bir çok kitabın başında sıkılırım ama sonrasında güzel şeylerin olacağını düşünüp devam etmeye çalışırım'' Daha sonra ekledim.
''Sen?''Başını salladı
''Ben de seçici değilimdir. Genellikle ilk sonuna bakarım. Daha sonra kitabı okurken tahminlerde bulunmaya çalışırım. Eh zaten sonunu bildiğim için kendimi avutmuş gibi oluyorum.''''Aslında ben hiçbir şeyin spoilerından rahatsız olmam. Hatta bazen ihtiyaç bile duyarım. Kendimi tutamayıp kitabın veya her neyse,onun yorumlarına, özetine bakarım.'' dedim
''Benzer bir yönümüz olmasına sevindim''
Sende sevdin de ama neyi, ha SeokJin?
''Aynen öyle içses aynen öyle'' dedim içsesime gözlerimi devirirken.
''Saat fazlasıyla geç olmuş yatacak mısın?'' Ona doğru döndüm dudaklarını birbirine bastırıp onaysızca salladı başını
''Saat kaçta kalkacak olursam olayım hep geç uyurum ben. Sen uyu istersen. Hem yarın diyalizim de yok. Belki gün içinde görüşürüz?'' Yastığıma kafamı koymadan önce yastğımı düzelterek konuştum ''Olur tabii, yarın ah daha doğrusu bugün görüşürüz''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia ❃ NamJin
Fanfic"Hasta bir kelebeği kurtarmak için çabalıyorum" 🐋🦋 '❋' İnstagram: namjinpromise Kitap kapağı: darkofsatan '❋' Nemesis'ten etrafını Abrus gibi saran okurlarına