Hem DOTM Bebeğime hem de HapHep'e yb geldi yani HapHep için geciktim ama olsunduuuu.
❋❋❋
NamJoon'dan
''Ah''Serçe parmağımın az önce itibariyle, sızladığında dolayı tedirginliğimden beraber ellerimle avucuma koydum
''Hangi ebesine Pisa Kulesine soktuğum koydu bunu buraya?'' Etrafıma sinirle bakındım, aklıma gelen şeyle ayağımı sinirle avucumdan fırlattım, evet fırlattım.
Jin dün bavulunu toparlamayıp hemen yatağa geçmeye koyulduğundan muhtemelen bavulunu burada unutmuştu, ama bu da buraya konulmazdı.
''Şu ana kadar çok küfür duydum ama bu kadar yaratıcısını söyleyeni ilk defa duydum'' Ellerini alkışlayan bedene döndüm
''Yahu bunu buraya ne diye koydun? Hem benden önce uyanmışsın, hem de buradan çekmemişsin, hani insan bir düşünür bunu buraya koyarsam oda arkadaşım Joon buna takılır düşer diye, insani bir davra-''
Dudaklarımı kavrayan eller beni anında susturu vermişti
Ciddi misin sayın dudaklarını öpmek istediğimin çocuğu?
İç sesime göz devirdim,
Eyy güzelim iç ses, neden dolgun dudakları öpmek yerine annesini öpüyorsun?
Dolgun dudakların sahibi vardır da ondan gamzeli.
Hem bak önüne aptal, bal gibi çocuk duruyor önünde sen hala iç ses olarak adlandırdığın kendinle konuşuyorsun.İç sesime nadiren onay verdiğim zamanlardan biriydi şu anda herhalde.
Kendime gelip, hafifçe geriye doğru sendeledim
"Bugün bir planın var mı?''Ona sorduğum soru karşısında düşündü az çok ''Taehyung ile görüşmem lazım, eğer onunla görüşmem kısa sürerse görüşebiliriz"
Onu onaylayıp odanın girişindeki kapıdan içeri girdim, sanırım hastahaneye bu yüzden aşıktım, çünkü otel odasında kalıyor gibi hissediyordum kendimi.Banyoda elimi yüzümü bir güzel yıkadıktan sonra tekrar az önce girdiğim kapıdan çıktım ve kapıyı kapattım
"SeokJin sorun olmazsa numaranı alabilir miyim?" bavulunu benim sözlerim üzerine toplamaya başlamıştı arkasını dönüp avucunu bana uzattı
"Ver telefonunu" yatağın yanındaki çekmeceye uzandım ve telefonumu ona verdim, rehbere girip numarayı kaydetti ve kontrol ettikten sonra, telefonumu bana verdi.
❋❋❋
Önümde duran kağıttan kahve bardağına baktım, bardağı elime alıp sağa sola dökülmemesine özen göstererek sallarken yemekhaneye gelen Jungkook'u gördüm.İlk önce işlerini bitirmesini bekledim, işlerini bitirdiğini anlayınca elimi havaya attım ve onu çağırdım
"Jeongguk!" İlk önce etrafa bakış attı daha sonra ise gözleri beni buldu, dişlerini yine ön planda tutarak gülerek bulunduğum masaya doğru geldi ve karşımda olan sandalyeyi kaptı.
"Hyung, sen olduğunu anlayamadım ilk önce"
Önüme bakarak güldüm "İşin var mı Gguk?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı
"Hayır Hyung, öğlen gelen hastalar gitti. Birazdan bir kaç hastanın tahlilleriyle ilgileneceğim o kadar, yanında oturabilirim yani"Dudaklarımı birbirine bastırarak teşekkür etme manasında kafamı salladım.
O ise bana ilk önce şaşırarak daha sonra çapkınca baktı ve kaşlarını indirip kaldırdı
"SeokJin Hyung ile aynı odadaymışsınız, işe bak"
Onun ismini duymamla beraber içime sıcak bir bulut yayıldı ve tüm vücudumu sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia ❃ NamJin
Hayran Kurgu"Hasta bir kelebeği kurtarmak için çabalıyorum" 🐋🦋 '❋' İnstagram: namjinpromise Kitap kapağı: darkofsatan '❋' Nemesis'ten etrafını Abrus gibi saran okurlarına