Soguk sonbahar aksamı. Huzun yavas yavas etrafımı sarmaya basladı. Sigaramı yaktım. Cakmaktan cıkan ses hep rahatlatırdı beni. Yine oyle oldu. Dumanın yavas yavas cigerlerime doldugunu hissediyorum. Dısarıya uflerken azımda bıraktıgı tat, bana insanların giderken bıraktıgı anıları hatırlattı. Bir gunu daha kaybetmistim omrumden ve bir gunde daha kaybettim hayatımdakilerden.
Ozlemek maalesef geri getirmiyor ozlediklerimizi. Kaybetmek, kaybetmek en yakınımdakileri, ellerinden tutup geri getirememek o kadar zor ki. Selin'i, Elif'i, Uğur'u. Zor oluyor gercekten. Yagmur bu igrenc yerin pencerelerini temizlerken, ruhumu temizliycek suyu bulmam gerektigini hatırlattı bana. Cakan simseklerse insanın ne kadar gucsuz oldugunu. Gozumden dusen bir damla yas var. O da Seni ne kadar sevdigimi. O kadar, o kadar ozledim ki seni mimoza cicegim. Aynı gokyuzune baktıgımız dusuncesi bile yetemiyor artık. Karsına cılmaya cesaretim yok. Seni son kez goremeden gidersem bu hayattan, affet beni. Kaybedenler, kaybetmeye mahkum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedenler Kulübü
Non-Fiction"Kazanmaya baslamak icin daha ne kadar kaybetmeliyim?" diye sordum. "Kazanıncaya kadar" dedi babam. O zaman anladım. Oyunu kaybetmek sana yeni bilgiler kazandırır.