Normalde uykuyla çok arası olan biri değildim. Bu sebeple öğlen güneşinin üzerime düşmesinin verdiği rahatsızlıkla gözlerimi aralarken şaşırmıştım. Üzerimde kıyafetlerimin varlığı yerine belimde kolun ağırlığını fark ettiğim anda sırıtmaya başlamıştım.
Evet, artık bakir değildim.
Ve evet, büyük ihtimal yaşanabilecek en iyi başlangıçlardan biriydi bu.
Ne ben ne de o sarhoştuk, ikimizin de hafızası oldukça tazeydi büyük ihtimal. Bu güzel bir detaydı çünkü hayatımın açık ara en iyi gecelerinden birini tüm detayları ile hatırlayabiliyordum. Hoş, kendimden geçtiğim için bazı kısımlar eksikti ama kesinlikle şikayetçi değildim.
Klasik bir öğrenci evi odası olarak doğru dürüst eşya bulunmayan odayı incelemeye vaktim olmadan telefonum çalmaya başlamıştı. Ne kadar sabahları kalkma konusunda sıkıntı yaşamayan biri olsam da gece çok yorulmuştum ve deliğimin acısı kendini hissettirmeye başlamıştı. Bu sebeple kafamı yastıktan biraz kaldırdıktan sonra kendimi tekrar yastığa bıraktım. Pantolonumu bulmak ve cebinden telefonumu çıkarmak için fazla bitkindim.
Telefonum çalmaya devam ederken yan tarafımda bir hareketlilik hissettim. İsminin Taehyung olduğunu hatırladığım esmer önce belime sardığı kolunu çekti, biraz olduğu yerde kendine gelmeye çalıştıktan sonra yarı açık gözleriyle yataktan kalktı ve sesi takip ederek pantolonumu bulmaya çalıştı. Uykulu ve çıplak bir şekilde ortalıkta dolaşması hem çok tatlıydı hem de içimde sabah seksi yapmadan bu evden ayrılmamam konusunda beni ikna edebilecek kadar etkileyiciydi. Sonunda pantolonumu buldu ve ilk yokladığı cepten telefonumu çıkararak ekrana baktı. İsmi okuduktan sonra yarım bir sırıtışla telefonumu bana fırlatırken "Umarım erkek arkadaşın değildir." dedi.
Tavşan dişlerimi göstermekten çekinmeden genişçe güldüm ve yakaladığım telefon ekranını görmemle gülüşüm saniyesinde kendini endişeli bir surat ifadesine çevrildi. Dün pubtan ayrılırken bizimkilere haber vermemiştim ve Jin hyungun ağzıma sıçacağını hissedebiliyordum.
"E-efendim hyung?" diyerek telefona cevap verdiğimde ciddi bir hesap sorma bekliyordum, "Tüm gece yaoi okuyup öğlen uyanmak çok ezikçe Kook." şeklindeki buram buram dalga konan uğraşmayı değil.
Jin hyungla konuşurken sık sık yaptığım gibi gözlerimi devirdim ve "21 yaşındayım hyung, gecelerimi farklı şekillerde de geçirebiliyorum." dedim.
Taehyung ile birbirimize bakarak kıkırdamaya başladık ve o yüz üstü bir şekilde kendini yatağa atıp belime sarılarak yatakta tembellik yapmaya başlarken ben de "Nasıl yani? O sarmaşıkların yanında değil misin? Başka bir yerde misin? Barda bir oda mı ev mi? Nasıldı, sert mi vanilya mı? Kaç tur attınız? Seksi bir şey miydi bari?" gibi art arda gelen ve cevaplamama izin verilmeden yenisi ile karşılaştığım soruları dinliyordum. Uyuklayan Taehyung'un saçları ile oynarken gülümsememe engel olamıyordum, cidden güzel bir gece geçirmiştim.
"Herhalde bir kaç saate Yoongi hyungun evine geçerim hyung. Orada konuşuruz." dediğim gibi cevabını beklemeden telefonu kapatarak yatağa bir yere fırlattım. Taehyung da başını kaldırarak bana baktı ve bir kez daha birbirimize sırıttık. Onun da keyif almış olduğuna inanmamı sağlayan bu gülüşme ile daha da keyiflenmiştim.
Yatakta biraz daha tembellik yaptıktan sonra ayaklanmıştık. Önce o, sonra ben duşa girdikten sonra ben üzerimi giyinirken hazırladığı kahvaltıya oturmuştuk. Hiçbir şey yanlış hissettirmiyordu, kafam oldukça boştu. Yani, iyi anlamda. O klasik gergin ve stresli halimden eser yoktu ve iyi bir cinsel hayatın insan psikolojisine etkisini bilmeme rağmen ilk deneyimimle böyle hissetmem beni çok şaşırtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LurkㅣTaekook
FanfictionYalnızlıkla bir sıkıntım yoktu. Boş deliğim ve ciddi ilişkiler yaşayan arkadaşlarım dışında.