4 Ayaklı Çevirme

124 6 0
                                    

Hala o odadaydık. Günde bir gelen bayat balık parçaları, kirli gölden bir tas su ve bir somun ekmeği paylaşılırken buradan nasıl kaçacağımızı düşünüyordum. Bu konuyu gruba açtığımda son balık parçasına uzanan Şeker, "3 gündür bu odada tıkılıyız, bence kapı kollarını kılçıkla açmayı denemeliyiz." dedi. Ama benim kafam hala "namıdiğer" Kömür'deydi. Onu hatırlamaya çalışıyordum . Sonra klik diye bir ses geldi. Ekiplerden birinin komutanı gelmişti. Mutluyduk. Kurtulmuştuk. Ama... Bir anda komutanın içinden yarım daire bir kılıç geçti. Kömür gelmişti. Kılıcı zavallı komutanın içinden çıkardı ve üzerimize yürümeye başladı. Biz Kömür'ün üstüne atladık. Onu yakaladık ve bize sadece "İyi geceler beyler." dedi. Kapı ardına kadar açıldı... Kömür yok oldu. Kaçmıştı. Ama biz de özgürdük. Kapıdan çıkmaya korkuyordum. Ama neden? Kapıdan geçtik ve gördüğüm manzara korkunçtu. Dev bir fırtına vardı. Çöplükteydik. İstanbul'a geri dönmüştük. Ben yıkıldım. Diğerlerinin yardımıyla kalktığımda rüzgarda yüzüme bir kağıt yapıştı. Üzerinde "16 Ocak" yazıyordu. Benim uyandığım gece de buydu işte. Sonra sokakta yürümeye devam ettik. Ama o anda Mihmet yere düştü ve ağlamaya başladı. Yanına gidince Vanlı'nında onunla beraber ağladığını gördüm. Önlerinde çaydanlık ve yere düşmüş bir paket petibör gördüm. Yukarıdaki yüksek bir cam vardı. Kaçtığımız yerdi orası... Az daha ilerledik ve kafeste kedi çevirme yerini gördük. Ricip uluyarak ağlamaya başladı. Ama mutluydum. Kömür'ün kim olduğunu çözmüştüm. Kaçtığımız binadan kaçan kedilerden biriydi. Ama köpeklere yakalanmıştı ve çevirilmişti. Onu kurtarmadığımız için kızgındı. Bir anda arkadan biri gülerek, " Eğlendiniz mi ?" dedi. Ve gene aynı yeşil duman ve bulanıklık...

ManyAK  KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin