1. bölüm

Bölüm 3- Katil Kim-

Aylinin otopsisi yapılmış defin işlemleri halledilmişti. Fakat şuan herkesin aklında bir soru vardı kim ve neden. Başarılı ve sevecen bir kızı yada başarılı ve yine bir o kadar sevecen olan bir babanın kızını kim neden öldürsün ki? Herkes bütün cenaze boyunca bu konuyu konuşmuştu.

Hasan beyin en yakın arkadaşı Ahmet bey eski cinayet büro amiriydi. Şimdi o da Hasan bey gibi emekli olmuştu. İki arkadaşta çok zor günler geçirmişlerdi. Çok güzel günleri de olmuştu. Mesela Aylinin doğumunda Hasan bey nöbetçi olduğu için Ayşe hanımı hastaneye Ahmet bey yetiştirmişti. Bir anda aklına Aylinin doğduğu gün geldi. Ay parçası gibi bir kız çocuğuydu Aylin. O gün Ahmet bey sanki kendi evladına bir şey olmuş gibi üzüldü ve o gün Hasan beye söz verdi her ne pahasına olursa olsun bu cinayeti çözecekti.

Bu cenaze işlemleri bittikten sonra Ahmet hemen işe koyuldu. İlk olarak Aylinin yakın arkadaşlarından başladı. Özellikle de Zekiden... Zeki cinayet günü işten çıktıktan sonra Aylini eve bıraktığını daha sonra eve gidip üzerini değiştirip evden çıktığını önce yine bankadan arkadaşı olan Metenin evine gittiğini daha sonra ikisi birlikte evden çıkıp Kenanla buluştuğunu bir kafede oturduktan sonra tekrar eve geldiğini daha sonrasında da saat 11.30 sıralarında halı sahadaki maça gittiğini tüm ayrıntılarıyla Ahmete anlatmıştı. Fakat tecrübeli polis Ahmetin Zekinin hem cenaze de hemde sorgu sırasında hiç ağlamadığı gözünden kaçmamıştı.

Zekinin arkadaşı Mete ifadesinde hem Aylini hem de Zekiyi tanıdığını olay günü Zeki ile kendi evinde buluştuğunu sonra da bir kafede buluştuklarını anlattı. İfadesi hemen hemen Zeki ile birebir örtüşüyordu. Üstelik o gün maçta da bulunduğunu maçın saat 12.30 gibi bittiğini anlatmıştı. Ahmet hem Zekiye hem de Meteye maçın kaç kaç bittiğini sordu ikisi de aynı cevabı verdi. Maç 4-3 bitmişti.

Cinayet vakalarında kesin suçlu bulunana kadar herkes hem suçlu hemde masumdur. Ahmet 20 yıllık meslek hayatında bir çok olayla karşılaşmış ve bir çok cinayeti aydınlatmıştı. O kadar çok olay görmüştü ki artık herşeye şüpheyle bakar olmuştu. Mesela bir keresinde kendi öz kızı için öz oğluna vur emri vermiş bir babayı tüm delilleri karartmalarına ve abinin teslim olmasına rağmen dikkati sayesinde azmettiricilik suçundan hapse attırmıştı. Fakat bu olay çok farklıydı. Şuan öz kızı gibi sevdiği Aylin söz konusuydu. Ve cinayet için hiçbir sebep bulamıyordu.

Ahmet araştırmaya devam ediyordu. Aylinin yakın arkadaşı Zeyneple konuşmuştu. Son zamanlarda Aylinde ki durgunluğu Zeynep te fark etmişti. Birkaç kere Aylini sıkıştırmış fakat sonuç alamamıştı. Zeynebi geçiştirdiğinin farkındaydı fakat nişan stresi demişti kendi kendine. Tüm sıkıntılarını birbirleriyle paylaştıklarını söylemişti Zeynep ifadesinde. Ama gecenin bir vaktinde deniz feneri tepesine gidip oturacak ve orada öldürülecek kadar bir sıkıntısının olmadığından emindi Zeynep.

Ahmet herkesi ama herkesi tek tek sorguluyordu. Olayı tüm titizliğiyle inceliyordu ve bir günde yaklaşık 15 saat çalıştığı oluyordu. Henüz dişe dokunur bir sonuç bulamamış kafayı yemek üzereydi. Bankanın müdürünün ofisine gitti ona da soracaktı son zamanlarda ki olayları. Banka müdürü Mustafa bey bir yıldır Aylinle beraber çalıştıklarını etrafına neşe saçan enerji dolu birisi olduğunu çevresinde ki herkese enerji saçtığını verilen tüm işleri başarılı bir şekilde hallettiğini tek tek anlattı. Evet Mustafa bey de Aylinde ki negatif enerjiyi fark etmiş fakat stresli banka sektöründe ara ara böyle durumların normal olduğu için çok önemsememişti. Aylinin kendisine de sormuş hatta çok sıkıldıysa yıllık izin verebileceğini söylemişti ama Aylin reddetmişti.

Böyle böyle Ahmet neredeyse tüm çevresiyle konuştu fakat bir sonuca ulaşamadı. Aylinin ailesinin yanına gidip onlarla da konuşmak istedi Ahmet. Hangi yüzle gideceğim diye düşünüyordu. Hasan bey ve Ayşe hanımı karşısına alarak oturdu ve açıkça sordu. Şüphelendiğiniz bir olay yaşandı mı yada dikkatinizi çeken farklı bir durum.

Ayşe hanım kızıyla arkadaş gibi olan bir anneydi. İkisinin çok iyi anlaşması herkesin beğenisini topluyordu. Her dertlerini sıkıntılarını birbirlerine açarlardı. Fakat annesi de hiç bir şey bilmiyordu. Sadece son günlerde çok sıkıldığını bunaldığını biliyordu. Ama Ayşe hanım bu durumu yakında olacak olan nişana yormuştu.

Baba Hasan beyde aynı şekildeydi. Ahmet yıllardır dostu olan Hasanı neredeyse tanıyamayacaktı. Üç günde değişmiş adeta çökmüştü. Eskiden gözlerinin içi gülen adamın şimdi gözlerinden yaş eksik olmuyordu. Ve bu durum Ahmeti bir kez daha üzmüş tekrar katili bulma konusunda hırslandırmıştı.

Bir çok senaryo yazmıştı kafasından. Deniz fenerinin olduğu tepeye gecenin o saatinde neden gitmişti Aylin. Birisiyle mi buluşacaktı. Ki buluşacaksa bu kimdi. Yoksa orası sessiz sakin bir yer diye mi orayı tercih etmişti. Çünkü konuştuğu herkes Aylinin son zamanlarda durgun olduğunu söylemişti. Eğer bir derdi varsa neydi? Hadi bunları da geçelim Zekiye neden hiç bir şey anlatmamıştı. Yada Zeki neden bu kadar sakindi? Çünkü ne cenaze de bir damla göz yaşı dökmüştü ne de sorguda. Çok boş bakmıştı. Ahmete göre olayın kilit taşı Zeki olabilirdi. Çünkü şuan tek şüphelendiği kişi oydu. Yoksa Zekinin günahını mı alıyordu.

Tüm bunları düşünerek girdi emniyet müdürlüğünün kapısından. Mobese izleme dairesine girdi Ahmet. Çok işi vardı belki de önümüzde ki birkaç gün buradan hiç çıkmayacaktı. Orada çalışan görevli memurdan usulen izin aldı. Ama tek başına olacak iş değildi. Bir an içi sıkıldı ve hemen çıktı oradan. Böyle durumlarda her zaman yaptığı gibi yıllarca yardımcılığını yapan Şeneri aradı. Bu sefer her defasından daha çok ihtiyacı vardı Şenere. O da hemen çıkıp gelmişti sağolsun.

Şener poliste emekli olmuştu. Hasan polisi sadece simayen tanıyordu Ahmetle Hasanın yakın arkadaş olduğunu biliyordu. Yıllarca Ahmete yardımcılık yapmış Ahmet emekli olduktan sonra cinayet büronun tadı kalmamış o da emekli olmuştu. İlk iş sorgu raporlarını okudu Şener. Hemen izleme merkezine geldiler tekrardan. Ve işe koyuldular. Görev paylaşımı yapmışlardı. Şener Zeki ve Metenin gidip gelebileceği yol güzergahını izleyecekti. Ahmet ise Ayşe hanımdan aldığı bilgiyle Aylinin hergün aynı güzergahta yürüdüğü yolu izleyecekti. Belki bir ipucu küçük bir ayrıntı Şeneri ve Ahmeti katile götürebilirdi. Ama bu ipucunu bulmak samanlıkta iğne aramaya benziyordu...